BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47
HABER /  GÜNCEL

Yıldırım ve Terim'in kavgalı günü

G.Saray'ın Fatih Terim ile fırtına gibi estiği zamanlarda F.Bahçe'nin, Cimbom'un önünü kesme çabası bakın nasıl Yıldırım-Terim kavgasına dönüştü. İşte ayrıntılar?

Abone ol

Türk futbol dünyası tuhaftır... Başarı öyküsü sevmez, başarılı olanı hiç sevmez. Dolayısıyla da tek-tük kahramanlar yaratabilir. Türk futbolunun en önemli kahramanlarından biri F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ise, öteki de Fatih Terim'dir mutlaka... Terim, G.Saray'ı 4 kez üst üste şampiyon yapıp, UEFA Kupası'nı da müzesine götürürken, F.Bahçe hep 'acıların takımı' konumunda kalmıştır. Ancak bu ikilinin yıldızı 1999 yılının Ocak ayından beri hiç barışmamıştır. İkisinin yapısı göz önüne alındığında, barışması da çok zor görünüyor. G.Saray'ın en başarılı ama en parasız olduğu günlerde, F.Bahçe ona yetişmek için çok büyük transferler yapıp, çok önemli teknik adamları getirdi. Ama belki de en pratiği Fatih Terim'i G.Saray'dan koparmaktı... Bunun olmamasının en önemli sebebi de aşağıda anlatacağımız 'kavga'dır... İşte bir görgü şahidinin ağzından 'o gece'nin hikayesi... Tarih: 25 Ocak 1999... Yer: Akmerkez'in altındaki sosyetik İtalyan restoranı Papermoon... Fatih Terim, o zamanki yardımcıları Müfit Erkasap ve Bülent Ünder ile yemekte... Masaya Mustafa Denizli, Levent Bıçakçı gibi ünlüler de katılıyor. Yemekler yeniyor, içkiler su gibi akıyor. Aynı gece bir futbolcunun düğününe giden Aziz Yıldırım ve eşi Yıldız Yıldırım da aile efradıyla birlikte Papermoon'a gelip, girişteki 3 masayı birleştirtiyor ve en 'faça' masaya yerleşiyor. Yıldırım'ın ekibinde G.Saraylı kardeşi Acar Yıldırım (eşi yanında yok), asbaşkanı ve kardeşi Ali Yıldırım, başkan vekili Gürbüz Refioğlu, Abdullah Acar ve arkadaşı Engin Verel eşleriyle yer alıyor. Uzun masanın başında Aziz Yıldırım oturuyor. Karşı tarafı ise boş kalıyor... Saat 23.30 sularında Terim hesabı istiyor. Ama F.Bahçe masasını 'pas' geçerek gitmek olmuyor. Şakalaşılıyor, davet alıyor ve Terim, "Ben kardeşimin yanına oturayım" diyerek Engin Verel'in yanına, masanın sol başına geçiyor. Birkaç espriden sonra konu G.Saray'daki para sıkıntısına geliyor. O dönemde G.Saray Hakan Şükür'ü Juventus'a satmak istiyor ama Hakan gitmiyor. Aziz Yıldırım, 3 dakikalık sohbetin sonunda konuya giriyor: * Aziz Yıldırım: "Fatih Hoca, biz istesek Hakan Şükür'ü de Emre'yi (Belözoğlu) de alırız. Ama Faruk Başkan'la (Süren) aramızda konuştuk. Bunu yapmayacağıma söz verdim." * Terim: (kinayeli bir biçimde) "Ha, anlamadım... Bir daha söylesene..." * Yıldırım: "Fatih Hoca, diyorum ki, biz istersek ikisini de alırız." * Terim: (Vücut diliyle 'Alamazsınız' diyerek) "Yok ya, alır mısın, hadi canım!" (Terim dalga geçer gibi konuşunca, G.Saraylı Acar Yıldırım hiddetleniyor) * Acar Yıldırım: "Fatih, konuşmana dikkat et, burası bir aile ortamı..." * Terim: (Ayağa kalkıp) "Ne varmış konuşmamda, senle görüşeceğiz, senle..." * Acar Yıldırım: (Terim'in üstüne yürümek için hamle yapıp) "Sen bittin, sen..." Masa bir anda karışıyor. O sırada Acar Yıldırım'la birlikte çalışan Terim'in takım arkadaşı B.Mehmet ile Engin Verel beline sarılıp Fatih Terim'i kapıdan dışarı çıkarıyorlar. (O masa ile restoran kapısı arasında 3 adım var.) Dışarda bu sefer Acar ve Aziz Yıldırım'ın korumaları devreye giriyor. Terim'i itekliyorlar. Ali Yıldırım, Engin Verel ve B.Mehmet koşarak kavgayı ayırıyorlar. Terim'i 'valet'in getirdiği Amerikan otomobiline bindirip yola çıkartıyorlar. Otomobili Terim kullanıyor, yanında Verel, arkada Mehmet var. Terim yolda sinirlenip "Ben ne yaptım ki onlara, birşey söylemedim ki" diye hayıflanıyor. Doğruca Etiler Şamdan'a geçiyor. Kapıdan girer girmez soldaki masaya oturuyor. O sırada Şamdan'da bulunan Ali Dürüst ve kardeşi Osman Dürüst üst kattan aşağı iniyor. Bülent Ünder ve Müfit Erkasap da geliyor. Terim'i güçbela sakinleştiriyorlar. Olay hemen duyuluyor. O sırada Akmerkez'deki ofislerden birinde görüşmesi bulunan Terim'in o zamanki en 'can' dostu Mehmet Ağar Papermoon'a iniyor. Yıldırımlar'ın masasına oturup Terim adına özür diliyor. F.Bahçeliler'e göre Terim daha sonra hatanın kendisinde olduğunu kabul ediyor. Ve iş daha fazla büyümeden kapatılıyor. (Bununla ilgili başka iddialar da var.) Ve Aziz Yıldırım, Fatih Terim dosyasını ömür boyu kapatıyor. 4 yıl için 10 milyon $ Ta ki, Şubat 2000 seçimini kazandıktan sonra, F.Bahçe Futbol Şubesi Sorumluları Şadan Kalkavan ve Selim Soydan, Müfit Erkasap'ın Florya'daki evinde, Mehmet Ağar'ın da şahitliğinde Terim'e transfer teklifi yapana kadar. Soydan, ilk yönetimde "Hiç başka yerde hoca aramayalım. Fatih, G.Saray'ı 4 kere üst üste şampiyon yaptı. Onu alalım, G.Saray'ı bozalım" dediğinde hiç itiraz etmiyor. Ama Kalkavan ve Soydan, Terim'e 4 yıl için 10 milyon $ teklif etmelerine karşın, Terim "Ben G.Saraylıym. F.Bahçe'ye gitmem" cevabını veriyor. 2. yönetimde konu gündeme geldiğinde, Yıldırım tek cümle sarfediyor: "Onun kabul etmeyeceğini biliyordum zaten!" Yıldırım niye böyle dedi bilinmez, belki de o kavga Terim'in F.Bahçe macerasını engellemiş oluyor... Haşmet Babaoğlu Aziz Yıldırım nasıl bir başkan? Neden değişti? * F.Bahçe, Aziz Yıldırım yönetiminde gerçekten bir 'mucize' yarattı mı, yoksa biz mi olayları abartıyoruz? "Önce şunu anlamak gerek: 4 yıl üst üste şampiyon olmuş, UEFA Kupası ve Süper Kupa'yı kazanmış G.Saray, kulüp yönetimi ve ekonomi olarak yerlerde sürünüyor. Beşiktaş, kendisine özgü değerleri yitirmenin eşiğinde... Ve bütün ekonomistler söz birliği etmişçesine "Beşiktaş'ın durumu bu gidişle G.Saray'dan beter olur" diyorlar. O bir zamanların kamı tok, sırtı pek olmakla öğünen Anadolu kulüplerinin, Gaziantep'lerin, G.Birliği'nin yerinde yeller esiyor. Trabzonspor'un hali ortada... Şimdi Aziz Yıldırım yönetiminin başarısından ve ekonomik mucizesinden söz etmeyelim de, neden söz edelim! Benim açımdan önemli olan "basan" ile "sportif galibiyetler ve unvanlar" her zaman aynı kapta değerlendirilmemeli... F.Bahçe bugün başarılı bir kulüptür. İstediği galibiyetleri, kupaları, unvanları kazanamasa bile... Çünkü kulüp olarak geleceğe rahat bakmakta, taraftarlarına güven vermekte ve ciddi projelere imza atabilmekte... Bu, herşeyden önce ve bize 'sevimsiz' gelen bütün yanlarına rağmen Aziz Yıldırı'ın eseridir." * Yıldırım 8 yılda çok mu değişti? "Şimdiki Aziz Yıldırım'ı bir gazeteci olarak uzaktan takip ediyorum. Ve onun başkanlığa seçilmeden önceki halim-selim halini hatırladıkça şaşırıyorum. Aziz Yıldırım değişti mi? Görünüşte 'evet.' Ama değiştiyse onu buna zorlayan futbol düzenimiz oldu. O halim-selim ve "Güzel futbol nedir? Hangi futbolcular iyi? Ne yapsak da Dereağzı'nı biraz daha bize yakışır bir manzaraya kavuştursak.." muhabbetleri eden; medyadan herkesin düğününe ve cenazesine giden Aziz Yıldırım, 4 yıl üst üste şampiyonluğu G.Saray'a verdi. Sonra insanlardan uzaklaşan, herkese ve özellikle medyaya düşmanca yaklaşan, hatta bazen çıtayı çok düşüren, çalışma arkadaşlarına sırtını dönen Aziz Yddırım'la F.Bahçe'nin yükseliş dönemi başladı. Bu tablo beni üzüyor, çok canımı sıkıyor. Ama gerçek... Başka kulüp yöneticileri onu örnek alırlar diye ürküyorum açıkçası..." * Aziz Yıldırım'ı en çok eleştirebileceğin yönleri nelerdir? "Şükrü Saraçoğlu Stadı ışıl ışıl, pırıl pırıl... Fakat Aziz Yıldırım hep 'karanlıkta kalıyor. Esas problemi burada... Ayrıca F.Bahçe için çok büyük şeyler yaptı ama vizyonunun hâlâ 'küçük' kaldığını düşünüyorum. Örneği de söyleyeyim... Kulübün bütçesini 13 trilyondan 120 milyon dolara çıkartmış. Buna bakınca, 4 senede G.Saray'a UEFA Kupası kazandırmış Faruk Süren geliyor aklıma... Aziz Yıldırım'ın F.Bahçe'yi uluslararası bir takım yapma konusunda, yaptığı transferlerin haricinde daha büyük ve incelikli projeleri olmak... Esas korkulacak şey Aziz Yıldırım'ın diğer kulüplerle F.Bahçe'nin geldiği noktayı karşılaştırıp "Ben tamamım, muhteşemim, benden büyük yok" havasına girmesidir. Ortalık kulüp adı altındaki enkazlardan geçilmezken, F.Bahçe'ye bakıp böbürlenmek bir süre sonra 'aldatıcı' olur. Düşünün, dünyanın bütçesi ve gelirleri en büyük 2. kulübü M.United ciddi biçimde şirket sahipliği ve ekonomik yapı sıkıntısı çekiyor. Bugün bunları hesaba katmıyoruz ama yarın çok hızlı gelecek." Kaynak: Vatan