BIST 10.793
DOLAR 32,19
EURO 34,94
ALTIN 2.426,85
HABER /  GÜNCEL

İran, Batı'ya rest çekti

İran geri adım atmıyor. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ülkesi için hazırlanan dosyayı BM Güvenlik Konseyi'ne taşımaya hazırlanan batılı ülkelere karşı sert çıktı.

Abone ol

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, yeniden başlattıkları nükleer faaliyetlerin devam edeceğini belirterek, ''Eğer nükleer dosyamızı BM Güvenlik Konseyi'ne gönderirlerse, milletimiz kendi çıkarlarını korumayı iyi bilir'' dedi. Ahmedinejad, düzenlediği basın toplantısında, hükümetinin ilk aylarını değerlendirdi, yerli ve yabancı gazetecilerin sorularını yanıtladı. Nükleer çalışmalarını Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) işbirliğinde sürdürdüklerini ifade eden Ahmedinejad, nükleer araştırmaları gönüllü olarak askıya aldıklarını, gönüllü olarak da başlattıklarını kaydetti. ''Kendi hakkımızı elde etmede kararlıyız'' diyen Ahmedinejad, ''Nükleer araştırmalarımız sürecek. Milletimizin hakkını korumaktan asla vazgeçmeyeceğiz'' diye konuştu. Nükleer dosyalarının BM Güvenlik Konseyi'ne gönderilmesini istemediklerini belirten Ahmedinejad, ''Eğer böyle bir şey yaparlarsa da İran milleti kendi hakkını ve çıkarlarını korumayı iyi bilir'' dedi. Ahmedinejad, ''bütün dünya için barış ve huzur istediklerini, dünyada gerginlik yaratılmasından ve sansasyonel bir ortam oluşmasından yana olmadıklarını'' söyledi. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad,''nükleer programları konusunda kendilerinin gerekeni yaptıklarını, güven yaratma sırasının Batı ülkelerinde olduğunu'' söyledi. Nükleer silah üretimine düşünce itibariyle karşı olduklarını ifade eden Ahmedinejad, ''nükleer enerji konusunda uluslararası kurallara en bağlı ülkenin İran olduğunu, nükleer santrallerinin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) müfettişlerince her zaman denetlendiğini'' kaydetti. İran'ın nükleer faaliyetlerinden saptığına ilişkin bir belge olmadığını belirten Ahmedinejad, ''Bizi haksız olarak suçluyorlar. Barışçıl amaçlı nükleer teknolojiyi elde etmek ve ondan yararlanmak İran halkının kesin hakkıdır ve İran bu hakkı elde edecek'' dedi. Yabancı ülkelerin İran'ın nükleer faaliyetlerine katılabileceklerini açıkladıklarını anımsatan Ahmedinejad, ''Eğer bizim faaliyetlerimize güvenmiyorsanız, buraya gelin, bizim çalışmalarımıza ortak olun. Biz de sizin faaliyetlerinize ortak olabiliriz. Böylece biz sizin faaliyetlerinizi denetleriz, siz de bizim faaliyetlerimizi denetlemiş olursunuz'' diye konuştu. ''Despotluk, zorbalık, nükleer ve kimyasal silah ile tehdit edebiyatı mazide kaldı'' diyen Ahmedinejad, şöyle konuştu: ''Bugün nükleer silaha sahip olan bazı Batılı ülkeler, kendi cephanelerini nükleer ve kimyasal silahlarla doldurmuşlar ve her sene onlarca yeni nükleer santral kuruyorlar. Buna rağmen İran'ı suçluyorlar. Onlar güçlü oldukları için İran halkını bu doğal haktan mahrum etmeye kalkışıyorlar ve bu kıymetli enerjinin sadece kendi tekellerinde olmasını istiyorlar. Siz kendi cephanelerinizi nükleer silahlarla doldurmuşsunuz, bizi suçluyorsunuz. Bu nasıl bir mantıktır? Böyle bir mantıkla dünyayı yönetemezsiniz.'' Ahmedinejad, Batılı ülkelerin nükleer enerjiyi ekonomik ve siyasi amaçla kullandıklarını ifade ederek, ''Biz defalarca söyledik, nükleer silah peşinde değiliz. Medeniyet, kültür ve mantığa sahip olan bir ülkenin de nükleer silaha ihtiyacı yoktur. Ülke bütçesinde en düşük payı savunmaya ayırdık. Bu bizim savunma konusunda zayıf olduğumuz anlamına gelmez. Biz savunmada çok güçlüyüz, ama nükleer silahlara inanmıyoruz'' dedi. İran'ın güven yaratmak için çok çalıştığını, 2,5 yıl çalışmalarını askıda tuttuğuna işaret eden Ahmedinejad, güven yaratma sırasının Batılı ülkelerde olduğunu söyledi. Batılı ülkelerin dürüst olduklarına inanmadıklarını belirten Ahmedinejad, şunları kaydetti: ''Batının, İran'ın bilim alanında ilerlemesini istemediği aşikardır. Bunlar Ortaçağın radikal düşünceleri değil mi? Teknolojik ilerlemelerine rağmen hala bazı Batı ülkeleri zihniyet ve düşünce itibariyle Ortaçağda yaşıyorlar. Bize bilgi alanında ilerlemeye hakkımız olmadığını söylüyorlar. Gönlünüzün istediği gibi her ülkeyi suçlamanızın zamanı geçti. Siz 21. yüzyılda dünyayı Ortaçağ düşüncesiyle yönetmek istiyorsunuz.'' Batılı ülkelerden ''İran halkını, İran hükümetini ve İran devrimini iyi tanımalarını isteyen'' Ahmedinejad, ''Aksi takdirde kendileri için pişmanlık getirecek bir girişimde bulunabilirler. O zaman da pişmanlık fayda vermez'' diye konuştu. -İSRAİL- ''İsrail'in 200 nükleer füzeye sahip olduğunu'' da söyleyen Ahmedinejad, bu ülkedeki nükleer durumun da incelenmesi gerektiğini kaydetti. Ahmedinejad, Yahudi soykırımıyla ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine de ''Ben o sözleri soykırımla ilgili yeni bir tutum olarak söylemedim. Ben sadece, bugün Filistin topraklarını işgal edenlerin nereden geldiklerini sordum ve soykırım doğru ise bunun bedelini niçin Filistin halkı ödüyor dedim'' diye konuştu. Mahmud Ahmedinejad, ''bugün İsrail'i açıkça destekleyenlerin, yakın bir gelecekte Filistin halkı tarafından kurulacak mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanmaları gerektiğini'' de savundu. Ahmedinejad, bir gazetecinin ''İsrail aleyhine yaptığınız açıklamalar nükleer silah peşinde olduğunuzu gösteriyor ve dünyayı kaygılandırıyor'' sorusu üzerine, ''Bu iki konu arasında bağlantı kurulması gülünçtür. İsrail rejimini nükleer silahla donatmalarının nedeni ne, onu söylesinler'' dedi. -DÜNYA BARIŞI- ''Bütün dünya için barış ve huzur istediklerini'' belirten Ahmedinejad, ''dünyada, sadece adalet ve maneviyat sayesinde kalıcı bir barış sağlanacağını, nükleer ve kimyasal silahlarla, milletlerin servetlerini yağmalamakla huzurun sağlanmasının mümkün olmadığını'' kaydetti. ''Dünyadaki bazı ülke yetkililerinin maneviyata inanmadıklarını'' ifade eden Ahmedinejad, şunları söyledi: ''Onlar sadece despotluk, diktatörlük, dünyaya hakim olma ve dünyevi zevkler peşindeler. Onlar maneviyattan ve adaletten uzaklar. Böyle giderse, dünyada barış ve huzur sağlanamaz. Son 200 yılda adalet, maneviyat olmadan, Allah'a ibadet etmeden, refah ve ilerleme peşinde olanlar amaçlarına ulaşamadılar. Ahlaksız bir siyaset, ekonomi ve kültür, insanoğlu için dünyayı bir cehenneme dönüştürebilir. Bugünlerde dünyanın her noktasında savaşa, zulme ve adaletsizliğe tanık oluyoruz. Bunların hepsi ahlaksızlıktan kaynaklanıyor.''