BIST 10.400
DOLAR 32,23
EURO 34,95
ALTIN 2.412,19
HABER /  GÜNCEL

Fidan cinayetinden Öcalan haberdar

HADEP'in eski Genel Başkan Yardımcısı Hikmet Fidan'ın öldürülmesi olayıyla ilgili davanın görülmesine başlandı. Fidan'ın oğlu terör örgütü PKK yöneticilerini suçladı.

Abone ol

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada, tutuklu sanıklar Fırat Karahan, Veysi Akgönül, Mustafa Kemal Ok ile tutuksuz yargılanan Mehmet Zeki Peker hazır bulunurken, müşteki Avukatı Mustafa Aladağ ile öldürülen Hikmet Fidan'ın oğlu Tarık Fidan da katıldı. Duruşmada, sanıkların daha önceden görmesi nedeniyle iddianame okunmadan savunmalara geçildi. Tutuklu sanık Fırat Karahan savunmasında, Hikmet Fidan ile iş bulmak için gittiği Irak'ta tanıştığını söyledi. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini öne süren Karahan, şöyle dedi: ''Ben PKK'ya 1992 yılında katıldım 1.5 yıl kaldıktan sonra yakalanarak 11 yıl cezaevinde kaldım. Cezaevindeyken bu yolun sonunun olmadığını gördüm. Kendime yeni bir sayfa açmak için örgütle olan ilişkilerimi kestim. Cezaevinden çıktıktan sonra sabıkalı olduğum için iş bulamadım. İş için Irak'a gitmek zorunda kaldım. Orada Hikmet Fidan ve Nizamettin Taş ile tanıştım. Oradaki iş şartları bana uygun olmayınca tekrar geri geldim. İstanbul'da bir yakınımla işyeri açmak isterken, yakalanarak gözaltına alındım. Ben suçsuzum tahliyemi talep ediyorum.'' İddianamede, yasadışı PWD (Yurtsever Demokrat Parti) örgütü üyesi olmak, örgüte finansal destek sağlamak için şirket kurmak ve Hikmet Fidan'ın öldürülmesi eylemine aracılık etmek iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık Veysi Akgönül de Hikmet Fidan'ın öldürülmesi olayıyla ilgisinin bulunmadığını öne sürdü. Lokanta açmak için gittiği Irak'ın Süleymaniye kentinde Osman Öcalan, Hikmet Fidan ve Nizamettin Taş ile tanıştığını kaydeden Akgönül, şunları söyledi: ''Süleymaniye'de lokanta açmak için Baran adlı şahsa 3 bin 500 dolar verdim. İş olmayınca geri döndüm. Daha sonra paramı almak için Irak'a gittiğimde Baran beni Osman Öcalan, Hikmet Fidan ve Nizamettin Taş ile tanıştırdı. Türkiye'ye geldikten bir süre sonra para hesabıma aktarıldı. Bir gün beni Hikmet Fidan arayarak, şirket kurmamı istedi. Ben de şirket açtım. Ben ve ortağım Diyarbakır'da saldırıya uğradık. Benim şirketin ticari amaçlı bir şirketti. Ben Hikmet Fidan'ı ağabeyim gibi severdim. Hiçbir örgütle bir ilgim yoktur.'' Tutuklu diğer sanık Mustafa Kemal Ok ise Hikmet Fidan'ı hayatında hiç görmediğini ve olayla ilgisi olmadığını bildirerek, tahliyesini istedi. -''TEHDİT EDİLİYORDU''- Duruşmaya müşteki olarak katılan Hikmet Fidan'ın oğlu Tarık Fidan, babasının demokrasiyi savunan ve her zaman silaha karşı çıkan biri olduğunu ifade ederek, ''Düşüncesini son zamanlarda yüksek sesle dile getiriyordu. Babam Zübeyir Aydar ve Murat Karayılan tarafından tehdit ediliyordu. Babam hakkında görüşlerine saygı göstermeyenlerin ölüm kararı verdiğini düşünüyorum. Bu cinayetten Abdullah Öcalan'ın haberi olduğunu düşünüyorum'' dedi. Müşteki avukatı Mustafa Aladağ da ''Bu olayda kimin çıkarları zedelenmiş ise bu hususun soruşturulmasını ve soruşturmanın bu yönde derinleştirilmesini istiyoruz. Abdullah Öcalan'ın 'muhaliflerin susturulması' yönündeki beyanlarının dava dosyasına eklenmesini talep ediyoruz'' diye konuştu. Mahkeme heyeti verdiği kısa aradan sonra tutuklu sanıklardan Mustafa Kemal Ok'un tahliyesine, Fırat Karahan ve Veysi Akgönül'ün ise tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme heyeti ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yasadışı PWD (Yurtsever Demokrat Parti) örgütü ile ilgili olarak istenen bilgilerin beklenmesine ve dosyadaki eksik evrakların giderilmesi için duruşmanın ertelenmesini kararlaştırdı. İddianamede, Fidan'ı öldüren tetikçinin hala aranan terör örgütü PKK üyesi Serkan Ş. olduğu ve terör örgütü PKK'nın örgütten ayrılarak Osman Öcalan'ın kurduğu yasadışı Yurtsever Demokrat Parti adına faaliyette bulunan Hikmet Fidan'ı öldürme kararı aldığı belirtiliyor. İddianamede, cinayete karışan Fırat Karahan hakkında TCK'nın 302. maddesi uyarınca ömür boyu hapis, Mustafa Kemal Ok ile Veysi Akgönül hakkında ise TCK'nın 314. maddesi uyarınca 10'ar yıl hapis cezası isteniyor. Bu arada, duruşma nedeniyle Diyarbakır Adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, izleyiciler iki defa üst aramasından geçirildikten sonra duruşma salonuna alındı. Duruşmayı aralarında Diyarbakır Baro Başkanı Segin Tanrıkulu'nun bulunduğu bir grup avukat da izledi.