BIST 9.142
DOLAR 32,38
EURO 35,04
ALTIN 2.326,65
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan'ın bu sözleri çok kızdıracak

Başbakan Erdoğan'ın alkolle ilgili söylediği bu sözler yeni bir polemik oluşturacak.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM - Başbakan Erdoğan yeni bir tartışmanın kapısının açtı. Erdoğan'ın bu sözleri Kandil tartışmalarını unutturup yeni bir polemiği başlatabilir. Global Alkol Politikaları Sempozyumu'nda konuşan Erdoğan alkolle ilgili tarihten bir gerçeği açıkladı. 

Alkol konusunda sert eleştirilerde bulunan Erdoğan bazı medya gruplarının kendisine bu sözlerden dolayı saldıracağını vurgulayarak çarpıcı tespitlerde bulundu.

Başbakan Erdoğan ilk meclisin ilk kurulduğu zamanlarda çıkardığı 5 yasadan birinin alkol yasağı ile ilgili olduğunu açıkladı. Savaş döneminde olunmasına rağmen alkolün zararı dolayısıyla meclisin yasa çıkardığını vurgulayan Erdoğan tek parti döneminde yasağın kaldırıldığını açıkladı.


Tek parti dönemiyle ilgili ağır eleştirilerde bulunan Erdoğan senelerce alkolün özendirildiğini hatta biranın milli içki gibi sunulduğunu açıkladı.

Erdoğan alkolle savaşın ilerletileceğini ilan ederek yeni uygulamaları şöyle açıkladı: Gazetelerde alkol reklamı olmayacak, alkollü araba kullanmanın cezası arttırılacak, alkollü ürünlerin ambalajlarında tıpkı sigara gibi uyarılar yer alacak.


Konuşmasından satırbaşları...

Bildiğiniz gibi 23 Nisan'da TBMM'nin kuruluşunun 93'üncü yıldönümünü kutladık. O günlere ait

MEN-İ MÜSKİRAT NEDİR?

‘Men-i Müskirat Kanunu’, 1. Meclis'in savaş yıllarında çıkardığı ilk kanunlardan biridir.

28 Nisan 1920 tarihinde Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey tarafından sunulan bu teklif 1926 yılında yasalaşmıştı.

Ülke genelinde içki yapımını, satışını ve tüketimini yasaklıyor; aksi davrananlar için, “Dayak, hapis ve para cezası” olmak üzere, çeşitli yaptırımlar öngörüyordu.

Ali Şükrü Bey, teklifinde şu görüşlere yer veriyordu:
“Dinimizce tahrim edilmiş (haram kılınmış) olan sarhoş edici içkilerin halkımız arasında kullanılıp gidişinden dolayı doğan fenalıkların haddi hesabı yoktur. Halbuki, kendi dinleri men etmediği halde, Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti, hususî bir kanun ile, milletini bu beladan kurtarmıştır.” 

bir detayı paylaşmak istiyorum. Çıkan kanunlar arasında ilginç br kanun var. Bu "men-i müskirat" adı altında alkollü içkileri yasaklayan bir yasa çıkarıldı.

Bu ilk meclisimizin çıkardığı ilk 5 kanundan biriydi. Bunu özellikle ülkemdeki değişik çevrelere atfen de söylüyorum. İçki üretimi ve tüketimini yasaklayan men-i müskirat kanunu mecliste verildi okundu ve ehemmiyetli bir teklif olarak görüldü. O buhranlı günlerde bu teklif önemsendi. 

Ali Şükrü Bey'in sunduğu o teklif 14 Eyllül 1920 senesinde kabul edildi. Tek parti iktidarının tepeden inmeci baskılarıyla bu kanun kaldırıldı. Çağdaşlaşacağız denerek taklitçi bir anlayışla alkol teşvik edilmeye başlandı. Tek parti iktidarı döneminde alkol teşviki o kadar abartılı bir politikaya döndü kü afişler asıldı alkolün faydaları anlatıldı. Alkollü bir içki olan bira bazı kitaplarda maalesef milli bir halk içkisi olarak takdim edildi. Halbuki bizim milli içkimiz ayrandır.

ALKOLLÜ ARABA KULLANMAYA AĞIR CEZA

Öyle ki bazı aileler faydalı diye alkollü içkileri çocuklarına içirmeye başladı. Alkol insan sağlığını tehdit eden öncelikli meselelerden biridir. Dünya genelinde her yıl alkol ölümleri rakamları ortada. Alkol kullanımı bulaşıcı hastalıklarda etkisi de kanıtlanmış bir durumda.

 Alkolün bütün bunlardan daha tehlikeli sonuçları da var elbet. Şiddet suç intihar aile içi sorunlar özellikle trafik suçları. Bir vatandaş alkolsüz gidiyor ama karşıdan alkollü biri geliyor. O alkollü alkolsüzün hattına girerek alkolllü alkolsüzün ölümüne neden oluyor. O alkollü araç kullanan vatandaşın suçu nedir. O alkollü birkaç ay sonra cezaevinden çıkıveriyor, ölen öldü. Şimdi bunun üzerinde de çalışıyoruz. Böyle olamaz. 

Elinde silahıyla vurduğu zaman katil cezası çok yüksek ama alkollü vurunca cezası hafif. Böyle bir mantık olamaz. Biliyorum bazı medya grupları bundan dolayı bana saldıracak. Milletimin sağlığından dolayı varsın saldırsınlar. 

ALKOLDEN KORUMAK BİZİM GÖREVİMİZ

Bütün kötülüklerin anasının alkol olduğunu görürsünüz. Bizim görevimiz insanımızın sağlığını korumak insanımızın hayat hakkını savunmaktır. Siyasetçinin görevi budur. 

 Bizim bu yaptıklarımız anayasamızın da aslında amir hükmüdür. kimsa sağdan soldan yalan yanlış bir şeyler çıkarma yanlışı içinde girmesin. Anayasamızın o maddesini sizlere okuyorum . 58'inci maddesinde , "Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır" diyor.  Emredici bir hüküm, dikkatinizi çekiyorum.

ALKOL REKLAMI YASAKLANACAK

Okul kurumlarında alkol satışı vardı. Oraya öğrenmeye mi geldi, kafayı bulmaya mı geldi. Tabi kafayı bulan döner bıçağını alır saldırır. Kampüs alanlarında alkollü içki satışını yasakladık. 18 yaş altına satışını yasakladık. Şimdi de gazeteler üzerinde alkol satışı reklamlarını da kaldıracağız.  Şu anda sigaranın üzerinde uyarı yer alıyorsa alkollü ürünlerde de sınırlamalar getireceğiz.

ÖTV'lerde de düzenlemeler yapacağız. Malum bizim petrol kuyumuz yok. Buradan kazanıyoruz.Annelere babalara sesleniyorum bir gece ansızın çocuğunuzun bir trafik kazasında öldüğünü duyduğunuzda direksiyonun altında alkollü şişeyi gördüğünüzde feryadınızın hiç bir sebebi kalmayacak. Çocuklarınızı alkollü içkiye teşvik etmeyin alıkoymanın adımlarını atın.

Bir hususun üzerinde durmalıyım. TBMM'nin ilk çıkardığı kanunlardan biri alkolden koruma kanunudur. Tek parti dönemi bu kanunu kaldırmakla yetinmemiş alkol kullanımını teşvik etmiştir. Şu anda yaptığımız her düzenleme taa tek parti dönemine dayanıyor.

Alkole yönelik her düzenlemeyi her adımı cumhuriyete laikliğe bir tehdit gibi lanse etmek 1940'ların zihniyetidir dört dörtlük bir cehalettir.

Türkiye Cumhuriyetinin harcı alkolle değil şehitlerimizin kanıyla karılmış bir harçtır. her düzenlemeyi laiklikle ilişkilendirmek çarpıtmadır. Üstelik yaptığımız ve yapacağımız düzenlemeler uluslararası normlar çerçevesindedir. Hiçkimsenin yaşam tarzına, giyimine karışmadık. Ancak birbirimizin hukukuna saygılı olmak da vatandaşlık görevidir.

Biz giyim kuşam üzerindeki, haklar üzerindeki engelleri kaldırdık. Kimse zararlı alışkanlıkların propagandasını yapamaz. Gençleri, çocukları korumak bizim görevimizdir.