BIST 9.693
DOLAR 32,58
EURO 34,80
ALTIN 2.508,38
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan'dan Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosuna tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konsolosun Türk yetkililerden önce konsolosluk binasını yabancı gazetecilere açmasını "lakayt" bir davranış olarak nitelendirdi. Erdoğan rahatsızlığını Suudi Kralı Selman'a telefonda ilettiğini söyledi.

Abone ol

Suudi Arabistan Cemal Kaşıkçı'nın öldüğünü dünyaya duyurdu. Şimdi gözler Türkiye'de yürütülen soruşturma çevrildi. Moldova ziyareti dönüşü gazetecilerin sorularına yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Üzerimize düşeni yapıyoruz" dedi.

ORTADA BIRAKMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL
Olayla ilgili başsavcılık, emniyet ve istihbaratın çalışmalara devam ettiğini ancak raporları henüz görmediğini belirten Erdoğan, "Biz, olayın aydınlatılması için üzerimize düşeni yapıyoruz. Yani dört bir koldan işi takip ediyoruz. Bu işi ortada bırakmamız mümkün değil." dedi.

KONSOLOSTAN DUYDUĞU RAHATSIZLIĞI KRALA İLETTİ
Olayın "Çıktı gitti" diyerek kapatılamayacağını da vurgulayan Erdoğan'ın hedefinde Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu da vardı. Konsolosun Türk yetkililerden önce konsolosluk binasını yabancı gazetecilere açmasını "lakayt" bir davranış olarak nitelendiren Erdoğan, konsolosun tavrından duydukları rahatsızlığı Suudi Arabistan Kralı Selman'a telefonda ilettiğini, kralın da kendisine hak verdiğini söyledi.

HALK BANKASI İDARİ KARARDIR, ÇÖZÜLEBİLİR
ABD’nin yakında Hakan Atilla’yı geri göndereceği, Halkbank’a para cezası dosyasını da rafa kaldıracağı söyleniyor. Böyle bir sürpriz yaparlar mı?" sorusuna Erdoğan şu yanıtı verdi:

"Olaya sürpriz açısından mı bakalım, olması gerekenden mi bakalım? Ta Brunson’dan önceki dönemlere uzanan taleplerimiz vardı ABD’den. Bunların birincisi FETÖ’nün ele başının verilmesiydi. Aramızda suçluların iadesi anlaşması doğrultusunda bize verilebilir pekala. Kendisi, Türkiye’de müebbet hapse mahkûm edilmiş. Biz klasörleri, hepsini gönderdik. Ama Türkiye’de onun tek savunucusu var, o da Kılıçdaroğlu. Daha sonra ben Sayın Trump ile görüştüğümde, “Klasörleri bırak, bana dosyaların numaralarını gönder, yeter” dedi. Bizim İbrahim Bey’in (Kalın) orada muhatabı var. Bolton, onun (Trump) da şu anda en yakın adamı. ‘Bolton’a dosya numaralarını verin, yeter’ dedi. Biz tabii İbrahim Bey’le bütün dosyaların numaralarını gönderdik. Ama henüz bir ses çıkmış değil. Olayın takipçisiyiz. Hakan Atilla meselesi, zaten sürecinde yürüyen bir durum. Çok da fazla bir şeyi kalmış değil. Halk Bankası meselesi ise tamamen bir idari karardır. Bir idari kararla, OFAC ile bu işin rahatlıkla çözülmesi mümkündür. Çözülebileceği kanaatindeyim. Tabii bunların Brunson hadisesiyle herhangi bir alakası yok. O, ülkemde yaşanan şeylerden mütevellit yargıya konu olmuş bir meseleydi. Ben Sayın Trump’a baştan beri, ‘Türk yargısına güvenin’ dedim. Son temasımızda da, ‘Eğer gerçekten bırakılması gerekiyorsa, 12 Ekim’de bizim yargımız bunu bırakır. Ama bırakılması gerekmiyorsa, o zaman da yargımızın vereceği karara saygı duyacaksınız’ dedim.

CUMHUR İTTİFAKI VAR, ‘UCUZ PAZARLIK’ YOK
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmenizde ittifak konusunda yeni bir yol haritası belirlediniz mi?' sorusuna ise Erdoğan böyle konuştu:

"Biz Sayın Bahçeli ile her zaman bir araya gelebiliriz. Şu anda görevlendirdiğimiz arkadaşlar, işi pişirip bizim önümüze getirecekleri konuma ulaşıldığında o zaman da biz tekrar bir araya gelebiliriz. Asıl görev şimdi bizim belirlediğimiz arkadaşlara düşüyor. Arkadaşlarımız gelişmelere göre çalışmaları yapacaklar. Fakat ortada yani, şu il, bu il, vesaire filan, böyle bir şey söz konusu değil. Tabii bizim asıl üzerinde durduğumuz, durmamız gereken konu, yani Türkiye’ye yapılan bütün bu saldırılar karşısındaki duruşumuzdur. Onun için biz ‘Cumhur İttifakı’na olan sadakatimizi korumaya devam edeceğiz. Yani Sayın Bahçeli’nin de, benim de üzerinde durduğumuz konu Cumhur İttifakı’na olan sadakatimizdir. Öyle ucuz pazarlıklara filan biz girmiş değiliz. Onu da birbirimize zaten yakıştırmayız, yakıştırmıyoruz."

ORADA ÖNEMLİ OLAN DEYRİZOR  GERİSİ ÇÖL
Fırat’ın doğusuyla ilgili soruya Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Şu anda Fırat’ın doğusunda öyle ciddi manada rahatsız edici şeyler yok. Çünkü, Fırat’ın doğusu diye zikredilen yerlere şöyle ağırlıklı baktığımız zaman oralarda adeta çölü görürsün. Burada önemli olan şey Fırat’ın doğusunda Deyrizor’dur. Çünkü, orası bir enerji potansiyelidir. Onun bir şöyle havzası var. Orasıdır asıl yer... Çünkü, buradan terör örgütü ham petrolü çıkartıp ondan sonra belli yerlerde işlemesini yapıp buradan çok ciddi bir rakam, rant elde ediyor. Terör örgütü zaten oralarla kontaklı halde. Başta DEAŞ olmak üzere... Burada YPG ve PYD, bunlar ise buraya kısmen ortaklıkları vs. oluyor. Tabii Rakka’nın durumu var. Bunlar için önemli olan. Öbür tarafta şu anda yukarıya doğru baktığımızda Haseke, Kamışlı, buralar var ama bir de çöl diyebileceğimiz bölge var. Şimdi buralarda bunların nasıl bir yaklaşım sergileyeceklerini bilemiyoruz. Aşiretlerin de bu noktada tavrı var. Münbiç’te... Bütün bunlara karşı. Ve hepsi de burada bayağı kararlı duruş sergiliyorlar. Şimdi Rakka noktasında da tabi yavaş yavaş rejim burada puan kaybediyor, daha çok koalisyon güçleri puan kaybedecek. Fakat zaman lehe işleyecek diye düşünüyorum. Çünkü şu anda Amerika ve koalisyon güçleri de bu konularla ilgili olarak arkadaşlarımız da onlarla irtibat kurma gayreti içerisindeler."