BIST 10.320
DOLAR 32,26
EURO 35,06
ALTIN 2.465,37
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan'dan adalette sürat çağrısı

Başbakan Erdoğan, yıllar süren davalarla sonuç elde etmenin mümkün olmadığını, adalete hız kazandırmak gerektiğini söyledi.

Abone ol

Erdoğan, Adana Adliye Sarayı'nın açılışındaki konuşmasında, dünyanın her yerinde güçlülerin güçsüzler üzerinde üstünlük kurmaya çalıştığını, bunun önlenmesinde adaletin ve özellikle de hukukun büyük önemi bulunduğunu bildirdi. Hukuku oluşturma yolunda yargı mensuplarına önemli görev ve sorumluluklar düştüğünü ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ''Güç hukuku değil, hukuk gücü oluşturmalıdır. Bu nedenle hukuk ve kanunu birbirinden ayırmalıyız. Hukuk, kanuna göre oluşturulmaya çalışılırsa hukuk olmaz, zulüm olur. Bu ülkede bu yolda, hukuku oluşturma yolunda, yargı mensuplarına önemli görevler düşüyor. Yolsuzlukla mücadelede büyük sorumluluklar düşüyor, biz ne gerekiyorsa yapalım, onların önünü açmak için mücadele yolunda istediklerini verelim.'' Erdoğan, bundan böyle Türkiye'de yıllarca süren mahkemelerin olmayacağını, kararların hızlı verileceğini belirterek, şöyle konuştu: ''Adalet hız kazanacak. Çünkü, yıllar süren davalar varsa netice almak mümkün değildir. Bu dönem bunları hızlandırma dönemi olacaktır. Yargıtay ve Danıştay mensuplarından tüm yargı üyelerimize kadar neler yapılması gerekiyorsa bu konudaki düşüncelerini, tezlerini bizlere ulaştırsınlar. Biz bu adımı atmaya hazırız.'' ''HER ŞEY PARA DEĞİL'' Erdoğan, bir adliye sarayının inşaatının 7-8 yıl sürmesi ile sıçrama yapılamayacağını vurgulayarak, şöyle konuştu: ''Bu binaların süratli yapılması lazım. Bunun için kaynak gerekir deniliyordu. Bu ülkede kaynakların israfının önlenmesi için yapılacak çok iş var. Her şey para değil, yönetim kabiliyeti de çok önemli. Bunu ortaya koyduğunuzda birçok şeyi halledebiliyorsunuz.'' Erdoğan, devlet-millet kaynaşmasının da gerçekleştirdiğini, gittiği her yerde buna tanık olduğunu vurguladı. Dinsel ve ırka dayalı milliyetçilikle dini istismara müsaade edilmemesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, ''Bizim ortak paydamız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Asla bölgesel, dine ve ırka dayalı milliyetçilik yapmamalıyız. Türkiye'nin Batı'sına ne hizmet gidiyorsa her yerine o hizmet gitmeli'' dedi. AB SÜRECİNDE ŞAŞIRTICI HIZ Avrupa Birliği konusuna da değinen Erdoğan, Türkiye'deki değişime AB'ye üye ülkelerin de tanık olduğunu ve şaşırdıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Türkiye, artık Avrupa Birliği yolundadır. AB yolunda Kopenhang siyasi kriterleri ile ilgili atılan adımları görüyorsunuz. 6. reform paketi bitti, ulusal program hazırlanıyor. Önümüzdeki hafta Meclis'ten geçecek, ardından 7. reform paketi gelecek. Gösterdiğimiz hıza şaşırıyorlar. AB ülkeleri çok şaşkın. Selanik'te (bizi şaşırttınız) dediler.'' Erdoğan, başarıda önemli iki kavramın bulunduğunu, bunlardan birinin uyum, diğerinin uygulama olduğunu bildirdi. Erdoğan, uyumda ve uygulamada yargı mensuplarından da yardım istediklerini kaydetti. DÜŞÜNCE, İNANÇ VE TEŞEBBÜS HÜRRİYETİ Erdoğan, bir ülkede düşünce özgürlüğünün asla tahribe uğramaması ve gerektiği şekilde uygulanması gerektiğini, ancak hiçbir özgürlüğün de sınırsız olamayacağını kaydetti. Bir kişinin özgürlüğünün bir başkasının sınırına kadar olacağına dikkati çeken Erdoğan, ''Sınırsız hürriyet de olmaz. Bir başkası benim hürriyet alanıma giremez, bunları da iyi tespit etmemiz lazım'' dedi. Erdoğan, Türkiye'de düşünce ve örgütlenmeden korkulmaması gerektiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Düşüncenize güveniyorsanız düşünce hürriyetinden korkmazsınız. İnanç hürriyetinden de korkmayacaksınız, bırakın inanan herkes inandığı gibi yaşasın. Ama, ne yazık ki inancına güvenmeyenler inanç hürriyetinden korkuyor. Korkmayın rahat olun, onun için biz rahatız. Ülkemizde inanç hürriyeti de ulaşması gereken noktaya ulaşacaktır.'' Erdoğan, bir ülkede teşebbüs hürriyetinin de olması gerektiğini belirterek, ''Gelin bir yerde sıkıntınız mı var, bürokrasi önünüzü mü tıkıyor. Gelin bize, biz sizin hizmetkarınız. Biz o takozu ortadan kaldıralım, korkmayın'' dedi. E-ADALET SİSTEMİ Adalet Bakanı Cemil Çiçek de 2004 yılı ortalarına kadar adalet hizmetinde gereken atakların yapılacağını, ''e-adalet'' sistemine geçileceğini belirterek, ''Türk siyaseti, adli hizmetlere biraz iğreti bakar. Çünkü, bu hizmetler seçim kazandırmaz. Bize göre, bunlar seçim kazandırmaz ama milleti kazandırır'' dedi. Çiçek, yeni yüzyılın siyaset anlayışında adalet hizmetine gereken önemin verilmesinin zorunlu olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: ''Adalet hizmetinin iyi işlediği ülkelerde, 3 unsur vardır. Kaliteli yasa, kaliteli personel ve kaliteli hizmet mekanları. Bugün burada kaliteli mekana örnek görüyoruz. Avrupa Birliği yolunda da kaliteli yasa yapmak için çalışıyoruz. Türk yargısının en önemli görevi AB yolunda insan hak ve özgürlüklerini güvence altına almaktır.'' AB yolunda Türkiye'nin önünün açılması veya kapanmasının da yine yargıdan geçeceğini vurgulayan Çiçek, yargı mensuplarına çağrıda bulunarak, şunları söyledi: ''Yolsuzlukla, kanunsuzlukla mücadelede yargı mensuplarına büyük görev düşüyor. Neye ihtiyacınız varsa söyleyin. Yetki azsa (az) deyin yetki verelim, ne gerekiyorsa yapalım. Yolsuzlukla mücadeleyi kuvvetlendirelim.'' Adana Valisi Kemal Önal da, adaletin mülkün temeli olduğunu vurgulayarak, ''Adalet dağıtan mekanların da bu kutsallığa uygun olması gerekir. Fiziki şartlar gerektiği biçimde düzenlendiğinde adalet yerini daha hızlı biçimde bulacaktır'' dedi. CUMHURİYET BAŞSAVCISI GÜRÇAY Adana Cumhuriyet Başsavcısı Cemal Sahir Gürçay da hakimin objektif, tarafsız ve adil bir karar verebilmesi için görev yaptığı ortamın koşullarının elverişsizliği, personel ve malzeme eksikliği, lojman yetersizliği ve gelir düzeyinin düşüklüğü gibi sıkıntılardan uzak olması gerektiğini söyledi. Hakimin baktığı dava dosyası sayısının, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun ilke kararı ile belirlediğinin üzerinde olduğunu belirten Gürçay, ''Bu koşullarda çalışan hakimin vereceği kararın ne derecede sağlıklı olabileceğini takdirlerinize bırakıyoruz'' dedi. Adliye binalarının son yıllarda olanaklar ölçüsünde modern ve çağdaş bir yapılanma içerisinde olduğunu belirten Gürçay, şöyle konuştu: ''Adalet Bakanlığı'nın bu alandaki en önemli girişimlerinden biri, Ulusal Yargı Ağı Projesi'dir. 2004 yılı sonu itibariyle tüm adliyelerimiz bilgisayar ağı ile donatılacaktır. Böylece defter tutma işlemi sona ereceği gibi, kurumlarla yazışma ve haberleşmeleri bilgisayar ve internet aracılığıyla yapılacaktır.'' Baro Başkanı Necati Erdem, AB yolunun yargıdan geçtiğini vurgulayarak, ''Adalet tanımazlık, yolsuzluk bu ülkede hem ekonomik imkanların boşa harcanmasına hem de halkın umudunun sömürülmesine neden oldu'' şeklinde konuştu. Erdem, devletin gücünün yargının gücü olduğunu ifade ederek, siyasetin yargıya karışmaması, yargının da siyasete bulaşmamasını, kuvvetler ayrılığının en iyi biçimde sağlanması gerektiğini savundu. Tören sonunda, Adana Valisi Kemal Önal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Cumhuriyet Başsavcısı Cemal Sahir Gürçay da Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'e teşekkür şilti verdi. Bu arada, kalabalığın arasından sıyrılarak Başbakana ulaşmaya çalışan bir kişi, ''Benim bir sorunum var, siz çözebilirsiniz konuşmak istiyorum'' dedi, ancak korumalar buna izin vermedi. Açılışı yapılan Adliye binasının karşısından töreni izleyen bir grup da ''Dokunulmazlıklar kaldırılsın'' yazılı pankart açıp slogan attı. Güvenlik güçlerinin uyarısı üzerine grup dağıldı. Törene, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, Seyhan Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, yargı mensupları ile meslek odaları ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldılar. Erdoğan ve beraberindekiler daha sonra helikopterle Hatay'a hareket ettiler. ADANA ADLİYE SARAYI Adliye Sarayı'nın inşaat çalışmalarına 1997 yılında başlandı ve 5 trilyon liraya maloldu. Arşiv dairesi ile birlikte 9 katlı binanın 28 bin metrekare kapalı alanı bulunuyor. Binada, hakim, savcı ve kalem odaları ile birlikte toplam 364 oda, 65 duruşma salonu, 150 kişilik toplantı salonu, hakim, savcı ve personel için ayrı ayrı olmak üzere toplam 400 kişilik 2 yemekhane yer alıyor. Binada, biri engelliler için olmak üzere 4 asansör hizmet veriyor. Giriş katında 100 kişi kapasiteli kafeterya bulunan Adliye Sarayı'nda PTT, Nüfus Müdürlüğü ve Defterdarlık Saymanlığı için de yer tahsis edildi.