BIST 10.046
DOLAR 32,29
EURO 34,65
ALTIN 2.412,00
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan 2003'teki MGK'da cemaate siper olmuş

Zaman yazarı Mümtazer Türköne, 1.5 yıl önce Erdoğan'ın, 30 Nisan 2003'teki MGK toplantısında 28 Şubat'ın aldığını yazmış.

Abone ol

Taraf'ın gündeme getirdiği MGK toplantısından tam bir yıl önce, Başbakan Erdoğan'ın katıldığı MGK toplantısında meğer fırtınalar kopmuş.

30 Nisan 2003 tarihli MGK toplantısında Gülen okullarını gündeme getiren bir tuğgenerali, Erdoğan'ın jet cevabıyla susturduğu ortaya çıktı. Bu çarpıcı ayrıntıyı Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne 1 Mart 2012 tarihli yazısında anlatmış.

Yine Başbakan Erdoğan'ın 2004'teki MGK toplantısında irtica tehlikesini gündeme getiren dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'a "Kes lan" dediği iddia edildi.

Darbe günlüklerinde bahsedilen ve Taraf gazetesinde daha önce yazılan 2004'teki belgenin Dershane tartışmaları gölgesinde 9 yıl sonra ortaya çıkması kafaları karıştırdı.

Gülen cemaatine yönelik eylem planının tavsiye edildiği kararda hükümet üyelerinin imzasının olması tartışmaları alevlendirdi. Başbakan Erdoğan, komutanlara karşı dik duramak ve sessiz kalmakla eleştirildi.

Ancak arşivler iç de öyle söylemiyor. Cemaatin gazetesi Zaman'ın eski sayılarıne MGK'da yaşananlara ilişkin ilginç ayrıntılar yer alıyor.Mümtazer Türköne'nin yazısı bugünkü tartışmaları aydıntalacak türden. İşte 1 Mart 2012 tarihli o yazı:

"28 Şubat 1997'de MGK toplantısını ile yapılan darbenin rövanşı, tam altı yıl sonra 30 Nisan 2003'te yine MGK'da alındı. Bugün ortalığı saran 28 Şubat kahramanları arasından sıyrılıp, gelecek kuşaklara gerçekleri emanet edebilmek için bu rövanşı hatırlatmamız ve bir mukayese yapmamız lâzım.

ERBAKAN 28 ŞUBAT MAĞDURUYDU

Necmettin Erbakan, artık hayırla ve rahmetle yâd edilmeyi hak eden bir tarihî figür. Kılıçdaroğlu bile artık onu "28 Şubat'ın gerçek mağduru" ilan ettiğine göre, hak sahibine teslim edilmiş olmalı. Tarihin hesabı bir kişinin ömrüne sığmıyor. Erbakan Hoca'nın izleri kendi hayatı ile sınırlı değil. Erbakan bir okuldu. Bugün Türkiye'yi yöneten kadro o okuldan yetişti. Özellikle Erbakan'ın tecrübelerini tevarüs ederek.

28 Şubat'ın 15. yıldönümü ile Hoca'nın Hakk'a yürüyüşünün sene-i devriyesi çakışınca ister istemez "28 Şubat'ın Erbakan'ı" ön plana çıktı. Politikacıları içinde bulundukları şartlara göre değerlendirmek lâzım. 28 Şubat'ın gerçek mağduru milletin bizatihi kendisi oldu. Galiba tarih nihaî hükmünü verirken, dönemin politikacılarını milletin hukukunu muhafaza etme becerisine göre yargılayacak.

2004'TE MGK'NIN YAPISINI ERDOĞAN DEĞİŞTİRDİ

Bugünlere nasıl geldiğimizi anlamak için 30 Nisan 2003 tarihli MGK toplantısını 28 Şubat'ın rövanşı olarak hatırlamalıyız. Birinde Başbakan Erbakan'dı. İkincisinde ise Erdoğan. Benzerlikler çok. İkisi de "laiklik ve irtica" gerilimi ile şekillendi. 28 Şubat'ın meşhur 406 sayılı 18 maddelik kararları, 30 Nisan'ın da gündemindeydi. İkisi de MGK'nın aynı anayasal statüye sahip olduğu şartlarda yapıldı. MGK'nın yapısı daha sonra 2004'te değiştirildi. Birincisi 9 saat ile tarihin en uzun MGK toplantısıydı. İkincisi ise 7,5 saat ile ikinci sıraya yerleşti.

ABDULLAH GÜL CEMAAT OKULLARINA SAHİP ÇIKMIŞTI

Hafızalarımızı tazeleyelim. Abdullah Gül'ün Dışişleri bakanı sıfatıyla büyükelçiliklere gönderdiği ve Türk okullarının himaye edilmesini tavsiye eden genelgesi bir irtica tartışması başlattı. Bu genelge "Gülen okullarının ve Milli Görüş teşkilatlarının desteklenmesi" olarak takdim edildi. Hemen öncesinde 23 Nisan resepsiyonu askerlerin boykotu ile karşılaştı. Ortalık medya desteği ile tıpkı 28 Şubat öncesi gibi gerildi.

ASKERİ VESAYET 2003'TE YİNE HAREKETE GEÇMEYE ÇALIŞTI

30 Nisan tarihli MGK toplantısı, Erdoğan'ın başbakan olarak katıldığı ikinci toplantıydı. Birincisi, Irak savaşına odaklandığı için, irtica gündemi bu toplantıya bırakılmıştı. Askerler 28 Şubat'ın gündemini oluşturan 406 sayılı kararları ısıtıp masaya koymuştu. Aynı yer, aynı kanunî yapı, aynı konu ve aynı taktikler. 30 Nisan 2003 tarihinde askerî kanat MGK vasıtasıyla askerî vesayet düzenini, altı yıl öncesinin araçlarını ve kalıbını kullanarak tesviye etmeye teşebbüs ettiler. Başaramadılar.

HOP BİR DAKİKA NE OLUYOR BAŞBAKAN'LA KONUŞUYORSUN

Şartlar aynı değildi. Erbakan bir koalisyon hükümetinin başbakanı idi. Psikolojik harekât üzerine inşa edilmiş postmodern darbe ile Türkiye ilk defa karşılaşıyordu. Bu kadar Bizans oyununu üretecek sermaye o günün siyasetçilerinde bile yoktu. Erbakan Hoca askerlerle uzlaşmayı, onları yatıştırmayı denedi. Sabır zırhını kuşandı. Soğuk Savaş döneminin politikacıları, dehşet dengesi yüzünden savaşmayı göze almazlar, nihayetinde uzlaşırlardı. Erdoğan ise tek partili bir hükümetin başbakanıydı ve 28 Şubat'ın gadrine uğramış ve yaşadıklarından dersler çıkarmış bir politikacıydı. Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda Hilmi Özkök oturuyordu. Erdoğan dik durdu. Geri adım atmadı. Sunum yaparken haddini aşan bir tuğgenerali hizaya çekti. Muhtemelen "Hop bir dakika ne oluyor, Başbakan'la konuşuyorsun" lafıyla çektiği ayar, kuvvet komutanlarını da susturmaya yetti. Rövanş bu sözle alındı.

ERDOĞAN'IN DİK DURUŞU

Erdoğan'ın dik duruşu, basit bir meydan okuma değildi. Öncesinde ve sonrasında ortamı yumuşatmak için büyük çaba harcadı. MGK toplantısı öncesi grup toplantısında "bürokrat" kelimesi ile askerleri kastederek "sadece siyasîler yolsuzluk yapmadı" sözüyle yönelttiği tehdidi; "gerilimin tarafı olmayız" sözüyle dengeledi. Uzlaşmaya açık ama direnmeye de kararlı olduğunu gösteren bir tavır ve üslup sergiledi. "Dik durmak, ama diklenmemek" formülü 30 Nisan MGK toplantısından çıkmıştır."

ERDOĞAN KİM 'KES LAN' DEDİ? SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]

Tartışmalara katılan Haber7 yazarı Hüseyin Öztürk'ün yazısı, sıcak gündemi daha da ısındıracak türden. Öztürk, bahsedilen MGK toplantısına katılan bir üyenin, orada yaşandığı iddia edilen  bomba diyalogları köşesinde paylaştı.

(...)Ben o tarihte MGK'da bizzat yer almış bir üyeden dinledim. Benimle birlikte Yeni Şafak gazetesi Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi, Zaman gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal, gazetesi İsmet Demirdöğen ve Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet de dinleyenler arasındadır.

Onlar da şahidimdir.

"KES LAN"

Konu şu:

Emekli Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un katıldığı son Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı'dır. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Eruygur'a söz verilir.

Herkes, Şener Eruygur'un selamlama ve veda konuşması yapacağını beklerken olanlar olur.

Şener Eruygur, cebinden çıkardığı kağıdı okumaya başlar.

Kağıtta, "iktidarın, gericilere, yobazlara" nasıl iltimas geçtiği

"Cemaatlere" nasıl kol kanat gerdiği…

"İrticanın bu hükümet zamanında nasıl kök saldığı" gibi ipe sapa gelmez iddialar yazılıdır ve hepsini Şener Eruygur okumaya yeltenir.

Şener Eruygur'un bu konuşması salonda yankılanan "Kes lan!" nidasıyla sona erer…

MGK toplantısı da…!

"Kes lan!" diyerek Şener Eruygur'a haddini bildiren…

Milyonlarca inananın töhmet altında bırakılmasının önüne geçen isim Başbakan Tayyip Erdoğan'dır.

Bir anda ortalık buz keser..!

Şener Eruygur'un konuşması da toplantı da sona erer.

Gerisi malumunuz, Şener Eruygur daha sonraki yıllarda Jandarma eski Genel Komutanı olarak "Darbe teşebbüsü" suçundan hüküm giyer!"

 


 

Cemaatin asıl planı Erdoğan'ı devirmek

 

AK Parti - Cemaat arasındaki savaşta hizmet hareketi niye bu kadar saldırgan bir politika izliyor. Yeni Şafak yazarının iddiası çok sert.

erdoğan-ve-gülen.jpg

 

Baransu'dan ortalığı sarsacak iddialar

 

Baransu, twitter'daki hesabından hem Akdoğan'ın açıklamasını yorumladı hem de çarpıcı bir iddiayı daha dile getirdi.

TARAF : AKP'NİN MGK'DA GÜLEN'İ BİTİRME PLANI
Dershane tartışmaları devam ederken, bugün Taraf gazetesinde Mehmet Baransu imzalı ilginç bir haber yer aldı.
taraf---güleni-bitirme-karari-mgk.jpg
Arınç'tan Gülen'i bitirme planı açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Taraf'ta yer alan "MGK'da Gülen'i bitirme planı" haberi hakkında açıklama yaptı.