BIST 9.916
DOLAR 32,47
EURO 34,72
ALTIN 2.435,98
HABER /  GÜNCEL

Emil Lahud bu telefona ne diyecek?

Hariri suikastinin ardından hazırlanan BM raporunda işaretler Suriye ve Lübnan'ı gösteriyor. Suikastten birkaç dakika önce Emil Lahud'un aranması dikkat çekti.

Abone ol

Lübnan'ın eski Başbakanı Refik Hariri'nin 14 Şubat'ta öldürülmesini soruşturan BM'nin atadağı Alman Savcı Detlev Mehlis'in raporunda ismine sadece bir kez atıfta bulunmasına rağmen, suikastin arkasındaki ismin Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın kayınbiraderi Asıf Şevket olduğu iddia edildi. ABD'nin saygın gazetelerinden New York Times, BM soruşturmasına yakın diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberinde, Hariri suikastinde bütün dikkatlerin Suriye'nin ikinci en güçlü adamı olarak tanınan Şevket'e yöneldiğini ve Şevket'in suikastin ana şüphelisi olduğunu yazdı. Gazeteye göre, bir diplomatik kaynak, soruşturma müfettişlerinin Suriye Askeri İstihbarat Servisi'nin başında bulunan Asıf Şevket'e odaklandıklarını söyledi. Şevket'in suikasti düzenleyen grubun lideri olduğunu ileri süren bu kaynak, soruşturmanın da bu yönde ilerlediğini belirtti. Kaynak, ''Kanıt bolluğu var, ancak bulmacanın bütün parçalarını bir araya getirmek için daha fazla zamana ihtiyaç bulunuyor'' dedi. Şevket'in Suriye'nin ikinci en güçlü adamı olduğunu yazan gazete, Devlet Başkanı Esad'ın iktidardan düşürülmesi durumunda yerine onun geçeceğini öne sürdü. Esad'ın çevresindeki herhangi birinin suikaste katılmış olmasının Suriye yönetimine ciddi bir darbe olacağı görüşünü savunan gazete, diplomatın, ''Kesinlikle şüphe yok ki, şüpheler doğrudan en tepeye gidiyor'' ifadelerine yer verdi. ŞÜPHELİ TELEFON Lübnan'da eski Başbakan Refik Hariri'nin 14 Şubat'ta öldürüldüğü suikasti araştıran BM komisyonunun raporunda, Lübnan Devlet Başkanı Emil Lahud aleyhinde de unsurlar çıktı. Suriye ve Lübnanlı yetkililerin suçlandığı raporda, kilit bir zanlının kardeşinin, suikastten birkaç dakika önce Lahud'u cep telefonuyla aradığı belirtiliyor. Komisyonun internette yayımlanan raporunda, söz konusu kilit şüphelinin Suriyeli yetkililerle kuvvetli ve eski bağları bulunan Lübnan'daki İslami hayırsever derneği El Ahbaş'ın seçkin üyesi Ahmed Abdül Al olduğu kaydediliyor. Abdül Al'in gerçekleri gizlediğinden şüphelenen soruşturma görevlilerinin dikkatini çektiği ve soruşturma görevlilerinin diğer zanlılarla bağlantılı bu kişinin hesaplarında inceleme yapılmasının gerekli olduğunu düşündükleri belirtilen raporda, diğer zanlılar arasında özellikle, Hariri suikasti sırasında Lübnan Devlet Başkanlığı muhafızlarının şefi olan Mustafa Hamdan'a dikkat çekiliyor. Mustafa Hamdan'ın da, suikastten hemen önce Devlet Başkanı Lahud'a telefon eden Abdül Al'ın kardeşi Mahmud Abdül Al ile çok yakın ilişkileri olduğuna dikkat çekilen raporda, El Ahbaş derneğinin aktif üyesi Mahmud Abdül Al'ın patlamadan birkaç dakika önce saat 12.47'de Lahud'un cep telefonunu aradığı ve saat 12.49'da da Lübnan askeri istihbarat başkanı Raymond Azar ile konuştuğunun tespit edildiği belirtildi. Raporda, Abdül Al'ların üçüncü kardeşlerinin de Devlet Başkanlığı muhafızı olduğu kaydedildi. Lahud'un bürosu ise Hariri suikastinden hemen önce bir şüpheliden Lahud'a telefon edildiğini yalanladı. Devlet Başkanı Lahud'un görev süresinin Eylül 2004'te uzatılması, Refik Hariri ile Şam makamları arasında ciddi krize neden olmuştu. SUİKASTE ESAD'IN YAKIN ÇEVRESİ KARAR VERDİ Lübnan'da 14 Şubat'ta suikasta kurban giden eski Başbakan Refik Hariri'nin ölümünü soruşturan BM'nin raporunda, suikastı üstlenen Ahmed Ebu Adas'ın, saldırı gününden önce Suriye'de kaybolduğu belirtildi. BM'nin internet sitesinde de yayımlanan rapora göre, Ebu Adas'ın, saldırıdan sonra El Cezire televizyonunda yayımlanan görüntülerde suikastı üstlenen ''En-Nasr Vel-Cihad Fi Biled Eş-Şam'' (Suriye'de Zafer ve Cihat) adlı grubun üyesi olduğuna dair hiçbir kanıt bulunamadı. Raporda ayrıca, bu grubun ne daha önce, ne de şimdi var olduğuna yönelik kanıt bulunduğu belirtildi. El Cezire'de gösterilen video kasetin dışında, suikastta kullanılan bomba yerleştirilmiş otomobili Ebu Adas'ın kullandığını gösteren başka bir kanıt bulunmadığı belirtilen raporda, buna karşılık eldeki kanıtların, Ebu Adas'ın 16 Ocak 2005'te evinden kendi isteğiyle ya da isteği dışında ayrıldığını ve bu tarihten beri kayıp durumda olabileceğini ortaya koyduğu kaydedildi. BM komisyonunun raporunda, Hariri'nin hayatına mal olan patlamanın meydana geldiği yerde Ebu Adas'a ait hiçbir DNA izi bulunamadığı belirtilirken, bir tanığa göre, Ebu Adas'ın suikasttan yaklaşık 45 gün önce silah zoruyla bu kaseti doldurmaya zorlandığı ifade edildi. Hariri suikastından birkaç saat sonra El Cezire kanalında yayımlanan video görüntülerinde, eylemi ''Suriye'de Zafer ve Cihat'' adlı şimdiye dek ismi duyulmamış bir örgütün üstlendiği belirtilmişti.