BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  MAGAZİN

Ege: Benim gelecekten ümidim çok

Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan şarkıcı Ege, Hakan Cerrahoğlu'na konuştu. 'Benim gelecekten ümidim çok' diyen Ege, 'Cumhuriyet tarihinde belki de bu dönemde ki kadar Atatürk ilke ve devrimleri sahiplenilmedi. O yüzden diyorum ki ; korkulacak birşey yok, çünkü bu ülke bu devrimlerle ve bu ilkelerle yaşamayı biliyor ve seviyor.' ifadelerini kullandı.

Abone ol

Kimi zaman yalnız kalmak ve sadelik mutluluğun ilk koşulu..

Eğer farklıysan, hayatın şekillendirdiği biri olarak yalnızlığa mahkum oluyorsun,

“Tek başıbayım ama yalnız değilim “ felsefesiyle..

Tıpkı; yüksek idealleri, geniş görüş açısı, cesareti, girişkenliği , kendine özgü sitili ve diyafram nefesli ses tonuyla, Ege gibi...

O, aşkın en heyecan verici anlarını anlatan şarkılarıyla , hayal gücünü kolay yöneten bir adam.. Kendine özel bir hayran kitlesine sahip olarak..

Bodrum yarımadasının en güzel manzaralarından birine sahip olan Bitez MarinADA Otel’de, sevgili dost arkadaşım EGE ile yaz aşkı sıcaklığıyla güzel bir sohbetteyiz.

*Hakan Cerrahoğlu: Sanat sosyolojisinin sınırlar içinde müzik felsefesini ve estetiğini nasıl tanımlarsın?
Ege: Müzik, insanlık tarihinin en temel, en provakatif, en kitlesel icadıdır. Bütün inançlarda duaları ezberletmekten tutun da savaşlarda yüreklendirmeye kadar müzikten yararlanılmıştır. Devrimlere ilham verirken, yeni filizlenen toplulukları topluma dönüştürmek için en değerli silah olmuştur. Müzik, toplumlara bir ideal uğruna dayanışma ve hareket için eşsiz bir kaynak olmuştur. Örneğin Fransız milli marşı "La Marseillaise", 1792 yılında Avusturya ve Prusya ile savaşa giren Fransız birlikleri için bestelenmiş. Halk tarafından o kadar benimsenmiş ki 1795 yılında ulusal marş olarak kabul edilmiş. Bir süre sonra Napolyon ihtilalci fikirler içerdiği için ulusal marş olmaktan çıkartılması bir yana söylenmesini bile yasaklamış. Nerededeyse yüzyıl süren demokrasi savaşında bu marş, kanla yeniden yazılmış.1875 de tekrar ulusal marş olmuş. Bizde de bunun harika bir örneği vardır.1933 yılında, cumhuriyetin 10.yılı şerefine marş yarışması düzenlenir. Sözlerini Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafız Çamlıbel'in yazdığı, Cemal Reşit Rey'in bestelediği marş birinci olur. O dönem için vatandaşlara cumhuriyetin nimetlerini anlatmak için yazılan marşın değeri yetmiş yıl sonra ortaya çıkar.10. yıl marşı, Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu cumhuriyetin modernist yapısına sıkı sıkıya bağlı halk tarafından birlik ve dayanışma marşına dönüşmüş, kitleleri biraraya getiren ve umudu diri tutan bir sembol olmuştur.

*H.C: Şarkı sözü ve bestelerde ,birde şiir gerçeği var. Her şiirden şarkı sözü yazılır mı?
Ege: Şiir ve şarkı sözü akraba olmakla birlikte iki ayrı kavramdır. Şarkı sözü melodinin psikolojik frekansına ve yapısına göre yazılır. Yani şarkıdan çok da bağımsız değildir. Oysa şiir bizzat kendi melodisini barındırır. Onun ayrıca bir melodiye ihtiyacı yoktur. Varolan bir şiir üstünden yazanlara saygı duyarım ama bunu, şiiri daha çok insana ulaştırmanın yöntemi olarak kabul ederim en kibar dille..

*H.C: Şarkı sözlerinin kaderi var mı?
Ege: Şarkıların kaderi olduğuna inananlardanım. Fransız şarkıcı Claude François 'comme d'habitude besteler ve bu şarkı Fransa'da pek de tutmaz. Bir süre sonra Paul Anka İngilizce sözler yazarak hayranı olduğu Frank Sinatraya verir. O şarkı bugün otuzdan fazla dile çevrilen My Way olur. Benim de böyle ilginç bir kaç deneyimim var. Bugüne dek şarkılarım Arapça, Farsça da dahil olmak üzere 10 farklı dile çevrildi ve söylendiği ülkelerde de klasiklere girdi. Beni en çok şaşırtanı ise 2005 yılında yazdığım 'Dudaklarında Isıt Beni' şarkısı oldu. Şarkıyı Türkiye'de hiç bir müzik kanalı ve radyo neredeyse yayınlamadı. Ne kadar üzüldüğümü anlatamam, herkesin bu şarkıya bayılacağını düşünüyordum. Geçen yıl bir arkadaşım aracılığı ile şarkının Yunancası bana ulaştı. Yunanistandaki avukatıma araştırmasını rica ettim. Meğer şarkı 2009 yılında orada yunanca yayınlanmış. Yunanistanın en çok indirilen cep melodisi olması bir yana son yirmi yılın en sevilen beş şarkısından biriymiş! Burada çoktan unutulmuş olan o şarkı ,orada klasiklere girdi..

*H.C: Hem kendinin beğendiği hemde herkesin beğendiği bir şarkı yapmak seni endişelendiriyor mu?
Ege: Ben beğenmediğim bir şarkıyı kimseyle paylaşmam. Paylaştığım bir şarkıyı herkesin beğenmesini beklemem de saflık olur. Müzikal zevk nerede doğduğun, eğitimin, yaşadığın çevre, ruh halin, medeni durumun ve pek çok sebepten dolayı farklılık gösterir. Herkesin yaptığını beğenme çabası gereksiz bir huzursuzluk ve kaygıdan başka bir şey getirmez. Bu sorunun ardındaki mesaja vereceğim yanıt çok tanınmak çok sevildiğin anlamına gelmez..

*H.C: Sponsorlarla müzik yapmak sanatçının yaratıcılığını öldürür mü?
Ege:
Kabul edelim ki internetin yaygınlaştığı bir dünyada seçimlerimiz artacağına giderek tek boyutlu hale indirgeniyor. Müziğe hakim olan dünyayı ele geçirecek. Kulağa şaka gibi geliyor olsa da müzik üst yapısının altında modadan, propogandaya, ticaretten politikaya kadar inanılmaz bir mecra mevcut. Siz internette bir şarkıyı açtığınızda size başka bir şarkıyı öneriyorlar. Bir süre sonra siz seçmiyorsunuz, onların size sunduğunu almaya başlıyorsunuz. Haliyle yapımcılar para kazanmak için bu çarka uymak ve uyanlarla çalışmak istiyor..

*H.C: Yaza damga vuracak Ege “isyan şarkıları” Collection albümünden bize biraz bahseder misin?
Ege: İsyan şarkıları geçen yıl yazdığım "İsyan" romanının şarkıları. Kitabı yazarken yazdığım şarkıları okurlarla paylaşmak istedim. Roman, 60'lı yıllardan 90'lı yıllara uzanan bir dönem hikayesi. Şarkılarda dönemin ruhuna uygun bossanovalar, tangolar, bolerolar var. Diğer albümlerden farkı ne diyecek olursan, saflık, masumiyet ve aşkı yeniden hatırlamak için harika bir fırsat..

*H.C: Ege güzel şeyleri ıskaladı mı? Kendini değiştirme geliştirme konusunda amaçları var mı?
Ege: Güzel şeyleri dibine kadar yaşadım ve hala mutlulukla yaşıyorum.10 tane albüm yaptım, otuzdan fazla ülkede konser verdim, şarkılarım 10 dile çevrildi, İranda, Lübnanda, Fasta, Yunanistanda klasiklere girdi. Bunları yaparken bir iktidara sığınarak değil, iktidarlara rağmen, bildiğim gibi yaşayarak, buyruk almadan, bağımsız karakterimle yaptım. Hala üretiyorum üstelik yalnızca şarkı değil ,roman yazıyorum. Hayatımın geri kalanında da yapmak istediğim yeni bir meslek, yeni bir anlam buldum. Mutlu, umutlu, üretkenim. Çevremde benden daha mutlu birini göremiyorum.

*H.C: Ege’ciğim sevmek bir insanı yalnızlaştırır mı?
Ege: Sevmek, yaş aldıkça değil, yaşadıkça anlayabileceğimiz bir kavram. Hayatı kiminle paylaşırsan kısmetine o düşer. Bana göre sevmek insanı çoğaltır, zenginleştirir, umutlandırır.

*H.C: Bize “İsyan” adlı kitabından biraz bahseder misin?
Ege: Cumhuriyet değerleriyle donanmış bir adada, dört çocuğun dostluk,kardeşlik ve masumiyet dolu öyküsü. Renklerin, kokuların, seslerin birbirine hoşgörü ve sevgiyle sarıldığı, içinde kaybolacağınız düşler alemi.

*H.C: Türkiye’nin en hızlı ilerlemesini sağlayan ideoloji Atatürkçülük, ülkemizin geleceği konusundaki bu kavram, bu miras, sence günümüzde nerede?
Ege: Benim gelecekten ümidim çok.. neden dersen; Cumhuriyet tarihinde belki de bu dönemde ki kadar Atatürk ilke ve devrimleri sahiplenilmedi. Kabul etmek gerekir ki , Fransızlar bu haklara sahip olabilmek için onlarca, yüzlerce yıl mücadele verdi. İngilizler, Amerikalılar hepsi bunun in mücadele verdi. Ama bütün ilke ve devrimler tepeden indiği için Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde bu kadar da kıymetinin anlaşıldığını sanmıyorum. Ne zaman ki elimizden bu değerlerin kaçmaya başladığını anladık daha da sıkı sarıldık. O yüzden diyorum ki ; korkulacak birşey yok, çünkü bu ülke bu devrimlerle ve bu ilkelerle yaşamayı biliyor ve seviyor.

*H.C: Ulus olma bilincini, baş eğmeme direncini, yoktan varolma mucizesini bizlere öğreten Mustafa Kemal Atatürk vizyonu hakkında düşüncelerini öğrenebilir miyiz?
Ege: Tüm tarihçilerin birleştiği bir nokta var ki, o da muhteşem insan Mustafa Kemal Atatürk’ün emperyalizme baş kaldıran ilk lider olmuş olması ve aynı zamanda da emperyalizme karşı mücadele eden tüm ülkelere ilham kaynağı olmuş olmasıdır.

***
Sonsuzluğun payından gün batımına yansıyan kızıllık, farklı bir renktir, Ege şarkıları..
O, hayal gücünü özgürce çizebilecek duygularla şarkı söylüyor, hayatı şarkılarla hissediyor.
Eğlenceli gecelerde yalnızlığın neşesiyle..

Atatürk tutkusu ise; onun vazgeçilmezi..
“Cumhuriyet yolunda bir tarih yazdık, Rehber oldu devrimler, İzinde millet, Mustafa Kemal’in Askerleriyiz”..
“Ne biz ondan vazgeçeriz,
Ne de o bizden”.. dizeleri,
Ege şarkılarından bir serüven..

Delice bir sevdayla,kalbimizde
bir aşktır, Ege..

ege