BIST 10.677
DOLAR 32,22
EURO 34,94
ALTIN 2.418,47
HABER /  GÜNCEL

Döviz dış ticareti vurdu

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, haziran ihracat rakamlarını açıkladı. Satıcı döviz sepetinin düşmesi ile dış ticaret olumsuz etkilendiğini söyledi.

Abone ol

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, döviz sepetinin düşmesi ile dış ticaret olumsuz yönde etkilenirken, maliyetlerdeki artışların önüne geçilememesi nedeniyle ihracatçının karında düşüş yaşandığını bildirdi. Diyarbakır Clas Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında ''Haziran 2005 ihracat rakamlarını'' açıklayan Başkan Oğuz Satıcı, adaletsiz gelir dağılımı ve yoksululk sorunun çözülebilmesi için, devlete ve bölge girişimcisine ciddi iş düştüğünü söyledi. Devlet kaynaklarının tamamının bile bölgeye ayrılmasının burada üretici bir kültürün yeşerebileceği anlamına gelmeyeceğini ifade eden Satıcı, şöyle dedi: ''İktisadi hayata katılım ve zenginlik için yürürüş bir kültür meselesidir. Bu kültür kendi motivasyonunu bölge insanında bulmak zorundadır. Bugüne kadar siyasi liderlerini bol miktarda yetiştirmiş olan bu bölgenin artık iktisadi liderlerini yetiştirmesi lazımdır. Bu bağlamda işsizlik Diyarbakır'ın sorunu değil, Diyarbakırlının sorunudur. Bölgenin kendi iç dinamiklerinin harekete geçmesi ile bölgenin Sabancılarının ve Koçlarının yetişmesi ve bölgeyi himaye altına alması ile işsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik giderilebilir ve iktisadi istikrar sağlanır.'' -AVRO/DOLAR PARİTESİNDEKİ DÜŞÜŞ- Satıcı bu arada, AB'de yaşanan siyasi gelişmelerin de etkisiyle yaşanan makroekonomik gelişmelerin Türkiye'nin ihracatını yakından etkilediğini söyledi. Bu bağlamda Avro/Dolar paritesinde yaşanan düşüş eğiliminin, Türkiye ekonomisi ve ihracatı açısından iki büyük tehlikeyi içinde barındırdığını savunan Satıcı, bunlardan birincisinin YTL'nin değer kazansaması, diğerinin ise Avro'nun paritede değer kaybetmesi olduğunu bildirdi. Türkiye'nin ihracatının yüklaşık yüzde 55'ini AB ülkelerine gerçekleştirdiğini ve ithalatının yüzde 46'sını da AB ülkelerinden yaptığını vurgulayan Satıcı, ''Ülkemiz ihracatın yüzde 50'sinden fazlasını, itahalatının ise yaklaşık yüzde 55'ini Avro ile yapmaktadır. Döviz sepetinin düşmesi ile dış ticaret olumsuz yönde etkilenriken, maliyetlerdeki artışların önüne geçilememesi nedeniyle ihracatçımızın karında düşüş yaşanmaktadır. Bu gelişmeler dış ticaretimizdeki açığın büyüme eğilimini de beraberinde getirmektedir'' diye konuştu. -AB İLE İLİŞKİLER- Başkan Satıcı, Türkiye'de demokrasinin ilerlemesi açısından AB' vizyonunun önemine değinerek, AB'nin Türkiye'nin belli sorunlarının çözümünde bir kolaylaştırıcı rol oynayabileceğini vurguladı. AB'nin Türkiye ile sürekli bu konuları istişare ederek, bu rolü oynaması gerektiğini dile getiren Satıcı, şöyle dedi: ''Ancak söz konusu rol, kolaylaştırıcılığın önüne geçmemelidir. Unutulmamalıdırki, AB vizyonunun halkın verdiği destek olmazsa bu reformların hiçbirinin uygulanacağı meşru zeminin ortaya çıkmasına imkan yoktur. Bu meşru zeminin varlığı ve onu mümkün kılan halk desteğidirki, hükümetlerin siyasi iradesini beslemiş, kuvvetlendirmiş ve teşvik etmiştir. Bu nedenle AB ülkeleri Türkiye'nin kimi sorunlarının çözümü adına konumlarının ne olduğunu çok net biçimde karar vermek mecburiyetindedirler. Zira halkın söz konusu desteğinin 2 yönlü olarak oynaması mümkündür. Elbette halkımızın vicdanına, kendi algılayış biçimine uygun düşmeyen hiçbir istek veya baskı arkasında o demokratik desteği bulamaycağından uygulama şansı bulmayacaktır.'' Satıcı, tarihsel, kültürel kimi konularda ve benzerlerinde çok güçlü bir devlet geleneği ve kültüre sahip olan Türkiye'nin yanı sıra dünyanın bütün ülkelerinin de tepkili olacağını vurgularken, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bu türden sorunlar, Türkiye'de ve Türk halkının iradesiyle çözülecektir, Brüksel'de değil. Aksini düşünmek oldukça isabetsiz olacaktır. Ama Brüksel ile işbirliğinin burada olumlu katkılarının olacağını da yadsımıyoruz. Simgesel nitelikli adımlarla yola çıkılması bir eleştiri mevzuu olmamalıdır. Zira ağır sosyo-politik ve sosyolijik yükler içiren sorunlar simgesel nitelikli adımlarla çözülmeye başlanmıştır. Bunların güçlü etkilere sahip bir içerik kazanması zaman ve kaynak sorunudur. Bu zaman ve kaynak sorununu aşılmasının en isabetli yöntemi Türkiye'ye AB yolunu açmaktan geçer. Avrupalı dostlarımızın Türkiye'ye baktıklarında resmin bütününü görmek ve bu biçimde davranmak sorumlulukları da olduğuna inanıyoruz.'' Türkiye'nin belli sorunlarının, temeldeki ekonomik problemlerin bir yansıması olduğuna da işaret eden Satıcı, ''söz konusu problemler, bölgelerarası gelişmişlik farkları açıklanabilir olduğu kadar, aynı zamanda bölgesine bağlı olmaksızın çeşitli yerleşim birimlerinin özeline de dikkat çekmektedir. Türkiye'nin kalkınma çabasının bütünleşik bir çaba olduğunu ve çabaya verilecek olan desteğin de kümülatif olması gerekir'' dedi. -VALİ ALA: ''KAMUDAYIM AMA ÖZEL SEKTÖRCÜYÜM- TİM'in düzenlediği basın toplantısına katılan Diyarbakır Valisi Efkan Ala ise Başkan Satıcı ile geçen ay yaptıkları görüşmede Diyarbakır'a davet ettiğini belirterek, şunları söyledi: ''Kısa bir sürede Diyarbakır'a geldiler. Özel sektör hızlıdır, çok kısa sürede karar vericidir. Kamudayım ama özel sektörcüyüm...İhracat rakamları 80 öncesi rakamlarla karşılaştırıldığında, çok büyük gelişme olduğu görülür. Bu iyi ve yönümüzün doğru olduğunu gösteriyor. Ama gelişmiş ülkelerle karşılaştırdığımızda, yıllık ihracatmızın o ülkelerin 2 aylık ihracatına eşit olduğunu görürüz. Bu nedenle yetersizdir. Kendi iç problemlerimizi çözerek, sosyal ve ekonomik gelişmimizi tamamlamalıyız. Layık olduğumuz yerde değiliz.'' Toplantıdan sonra TİM Başkanı Satıcı, Diyarbakır'da ihracatta ilk 5'e giren şirket temsilcilerine plaket verdi.