BIST 10.046
DOLAR 32,36
EURO 34,77
ALTIN 2.411,95
HABER /  POLİTİKA

Demirtaş'tan Şahin'e özerklik kitapçığı

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş açıklama yaptı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- İki dil polemiğinde savaş baltaları kuma gömüldü. Ancak BDP, özerklikte ısrarcı olduklarının altını bir kez daha çizdi. Meclis Başkanı ile yapılan görüşmenin olumlu geçtiğini belirten Demirtaş, daha önceki dönemde DTP'nin bastırdığı özerklik kitapçığını Şahin'e verdiklerini söyledi.

Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin'in "sonucuna katlanırlar" sözü sonrası biraraya gelen taraflardan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, görüşme sonrası "Tartışmaların şiddet içermedikçe, ırkçılık içermedikçe özgür bırakılması çözüm yerinin parlamento olduğunu ifade ettik" açıklamasını yaptı. Görüşme sonrası Demirtaş basın mensuplarına şunları söyledi:

ÇÖZÜM YERİ PARLAMENTO

"Sayın Meclis başkanı parlamentonun başkanı ve bütün iradeyi temsil eden bir şahsiyet olarak çözüm yerinin parlamento olduğunu teyit etti. Biz açık biçimde siyasetin rolünün güçlendirilmesi, siyasi partilerin özellikle Türkiye'nin ciddi sorunlarına çözüm arayışları konusunda önünün kesilmemesi tartışmaların şiddet içermedikçe, ırkçılık içermedikçe özgür bırakılması gerektiği vee tam da barış arayışlarının güçlendiği demokratik siyasete güç vermenin daha doğru olacağını ifade ettik. O nedenle Sayın Meclis Başkanı'ndan özellikle partimizle ilgili yapılan çalışmalarda eğer bir yanlış anlaşılma varsa bunu yüzyüze görüşerek kendisine anlatabileceğimizi belirttik. Partimizin çözüm projeleriyle ilgili daha önce parlamentoya sunduğumuz demokratik özerklik kitapçığı vardı. DTP döneminde biliyorsunuz. Onu tekrar Meclis Başkanı'na verdik. Çözümden ne anladığımızı Sayın Meclis Başkanı'na bir kez daha ifade ettik.

MUHATAP SİYASİ PARTİLER OLMALI

Siyasi tartışmaların muhataplarının siyasi partiler sivil toplum örgütleri medya olduğunu ifade ettik. Ordunun Meclis Başkanı'nın doğrudan siyasi partileri hedef alan açıklamaların siyasete zarar verdiğini belirttik. Bizim açımızdan olumlu bir görüşmeydi. Ben inanıyorum ki diyalog içinde birbirini anlamaya gayret ederek sürece katkı sunacağız. 

TALEBİMİZ VE ISRARIMIZDIR

Diyarbakır'da tartışılan taslak metin de bir çalıştaya, bir tartışma platformuna bir grup arkadaşın sunduğu tartışma metnidir ve üzerinde çok sayıda tartışma yürütülmüş, eleştiriler olmuş, izaha, düzeltmeye muhtaç yerlerin olduğu ifade edilmiştir. Orada bir karar alınmış gibi yansıtılması doğru değil. Sonuçta yerinden yönetim modeline Türkiye geçecekse bunun için Anayasa değişikliği gerekiyor. Bu Anayasa değişikliği olmadığı müddetçe idari yapıda herhangi bir değişikliğin olması mümkün değil. Bu, bizim talebimiz ve ısrarımızdır.

ANKARA'DAN YÖNETİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL

Elbette ki bunun mücadelesini sürdüreceğiz. Biz, BDP olarak Türkiye'ye yerinden yönetim modeli vadediyoruz. Türkiye büyük bir ülke, coğrafya olarak büyük bir ülke bu ülkenin yalnızca Ankara'dan yönetilmesi artık mümkün değil. Herkesin tartışmaya katkı sunması lazım. Bir Kürt halkı var, o Kürt halkının da bir anadili var. Bu analidin Türkçe kadar özgür olması ve bunun talep etmesi en doğal hakkıdır. Çözüm olacaksa Türkiye'nin birliği içinde, kardeşlik temelinde olacaktır. Tartışmalar, eleştiriler anlamlıdır, izliyoruz ve bunlardan faydalanıyoruz. Fakat tehditvari açıklamaları, bunun önünü kesmeye dönek açıklamaları da biz demokrasi dışı değerlendiriyoruz.

MECLİS'TE İKİ DİL TALEMİBİZ YOK

Yine şunu da belirttik, bizim Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde iki dil diye bir talebimiz yok. Genel Kurul'da ille de Kürtçe konuşma yapacağız diye bir dayatmamız, hele hele meydan okuma deniyor ki böyle bir tarzımız yok. Sadece Kürtçe ile ilgili bir sorun var ve soruna dikkat çekmek için arkadaşlarımız birkaç cümle Kürtçe konuştular.

NEREDEYSE ORDU DARBE YAPACAK

Meclis kürsüsünde milletvekilleri sorunları dile getirmek için çeşitli yöntemler kullanırlar, bu da onlardan birisidir.  Ana dilinden birkaç cümle sarfetmek kıyameti koparmaz. O Meclis kürsüsü Kürtlerin de kürsüsüdür. Bu kadar tahammülsüzlüğü yadırgıyorum. Kusura bakmasınlar ama kürsüden ne küfürler savruluyor, sarhoş sarhoş konuşmalar yapılıyor. Bu normal oluyor da iki cümle Kürtçe konuşuldu diye neredeyse ordu darbe yapacak! Bu olacak iş mi? Bu konuda BDP milletvekilleri zaten dikkatlidir."