BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Demirel'den en baba yorum

Eski cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel en baba yorumu yaptı. Müzekere tarihinin alınmasını değerlendiren Demirel, ilginç benzetmelerde bulundu.

Abone ol

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ''Doğu ve Orta Avrupa, Avrupa Birliği'nin yeğenleri, Balkanlar kuzendir. Türkiye ise yetimdir. Fakat dün akşam bu yetim, Avrupa sofrasına oturdu. Türkiye, o sofraya eşit şartlarda oturmuştur'' dedi. Demirel, Marmara Üniversitesi'nin (MÜ) 2005-2006 akademik yılı açılış törenine katıldı. Sultanahmet'teki rektörlük binasında düzenlenen törende konuşan Demirel, medeni olmanın, batılı olmaktan daha evvel geldiğini ifade etti. Halkının yüzde 99.9'u Müslüman olan bir ülkede, laik ve demokratik rejimi kurmanın ve yürütmenin çok önemli olduğunu vurgulayan Demirel, dünyada 55 ülkede 1.5 milyar Müslüman bulunduğunu, bu ülkelerin hiçbirinde Türkiye Cumhuriyeti'ndeki idare şeklinin olmadığını söyledi. Demirel, Türkiye'nin 42 yıldır AB'ye girmeye çalıştığını belirterek, ''Demokrasiye, insan haklarına, pazar ekonomisine ve yüksek uygarlık değerlerine inanmış ve bunları özümsemiş bir ülke olarak Avrupa'ya dahil olmak isteriz'' diye konuştu. Türkiye'nin 42 yıl içinde çeşitli aşamalardan geçtiğini anlatan Demirel, şöyle konuştu: ''1963 yılında Ortak Pazar Anlaşması imzaladık. Bu anlaşma aslında Türkiye'nin ortak pazar tam üyeliğine hazırlanmasını öngörür. 'Hazırlandıktan sonra gelin, tam üye olun' denecektir. Zaman içinde ortak pazar değişik şekiller geçirmiş ve AB olmuştur. Türkiye, her aşamada bunu takip etmiştir. Türkiye'nin şartları değişmiştir, bazen küsmüşüzdür, bazen barışmışızdır, ama kopamamış, buraya kadar gelmişizdir. 1999'da bize demişlerdir ki; 'AB'ye üye olmak üzere namzetsiniz'. 2002'de demişlerdir ki; 'AB üyeliğinizi müzakere edeceğiz'. 17 Aralık 2004'te demişlerdir ki; '3 Ekim 2005 tarihinde sizinle müzakerede bulunalım'. 3 Ekim, dündü. Fakat aşağı yukarı 5-6 aydır Avrupa çalkalanıyor. Efendim, 'Bu Türkler'i içimize nasıl alacağız?'. Nesi var bu Türkler'in? Nesi var? Bu Türkler, soğuk savaş olduğunda sizin arkanızda olmuş, her meselede sizinle beraber olmuş. Nesi var? 'Efendim, Türkler Müslüman'. 1960'da Türkler ile anlaşma imzalarken onların Müslüman olduğunu bilmiyor muydunuz? Bunu bir defa tekrarlamayın. Ne bizim Müslümanlıktan vazgeçmemiz mümkün, ne sizin Hıristiyanlıktan vazgeçmeniz mümkün. Siz, Hıristiyan olarak, biz Müslüman olarak yolumuza devam edelim. Kalabalıksınız, çok büyük memleketsiniz. Birtakım şartları zorlamışlardır. Bu şartların bir kısmı aslında bahane sayılabilecek şartlardır, ama bütün bunları bilerek Türkiye aşağı yukarı 42 senedir hazırlığını yapıyor. Ama şuraya gelmiştir ki; Avrupa halkları ne AB'yi, ne Türkiye'yi biliyor.'' -''AB, BAŞARILI BİR PROJE VE ALTIN DEVRİNİ YAŞIYOR''- AB'nin başarılı bir proje olduğunu ve altın devrini yaşadığını vurgulayan Demirel, dünyanın 31 trilyon dolar olan gayrisafi milli hasılasının üçte birini ABD'de, yaklaşık üçte birini AB, 4 trilyon dolarını Japonya'nın, dünyadaki diğer ülkelerin ise geriye kalan 6-7 trilyon doları ürettiğini anlattı. AB'nin bu güce geldiğini ifade eden Demirel, ''Ayrıca bugün Alman, Fransız'dan korkmuyor, Fransız, Alman'dan korkmuyor. Fransız'ın, 'Alman, Paris'i zaptetmeye gelirse ne yapacağım' diye bir endişesi yok. AB, bir büyük barış projesidir'' diye konuştu. AB'nin hedefinin demokrasi, insan hakları, para ekonomisi ve zenginlik olduğunu dile getiren Süleyman Demirel, şöyle devam etti: ''Buna imrenmemek mümkün değil. Bugün Balkanlar da Baltıklar da Doğu ve Orta Avrupa da AB'ye üye olma istikametini tutmuşlar ve başarılı olmuşlardır. Onlara şöyle bakılıyor; bunlar Avrupa'nın yeğenleridir. Balkanlar'a gelindiğinde, Balkanlar kuzendir. Türkiye'ye geldiğiniz zaman Türkiye yetimdir, yetim... Fakat dün akşam bu yetim Avrupa sofrasına oturdu. Milletimize ve memleketimize hayırlı olsun. Türkiye Cumhuriyeti, 82. yıldönümünde, Atatürk'ün söylediği gibi mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır, yani dün 'hasta adam' dedikleri Türkiye, aradan şu kadar sene geçtikten sonra 2005 yılında o sofraya eşit şartlarda oturmuştur.'' -''HER ŞEY YENİ BAŞLIYOR''- Her şeyin yeni başladığını belirten 9. Cumhurbaşkanı Demirel, şunları kaydetti: ''Avrupa'yı iyi anlamak lazım, Avrupalı zor adamdır. Onunla anlaşırken ilk karşılaştığınız, ikinci karşılaştığınız müşkülde husumete gitmemek lazım. İngiltere, iki kere veto yemiştir. Küsmeden, gücenmeden gitmek lazımdır. Yol uzun, ama faydalı bir yol. Niye? 25 bin dolar gelir seviyesine gelmiş bir Avrupa. Ben, 7 bin dolar gelir seviyesindeyim. Ben de ileri gitmek istiyorum. Şunu vatandaşım iyi bilmelidir ki; Türkiye, yarın AB'ye üye olacak değil, olduğu zaman da cebi parayla dolacak değil. Türk halkının mutluluğu, saadeti kendi sayesinde olacak. Okuyarak, çalışarak, daha iyi sanayi üreterek. Kendi becerisini, kabiliyetini daha iyi ortaya koyarak. Bunun kökünde de eğitim yatar.''