BIST 9.525
DOLAR 32,67
EURO 34,91
ALTIN 2.508,13
HABER /  POLİTİKA

Davutoğlu'nun Pensilvanya ziyareti için izni ben verdim

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Almanya ve Belçika ziyareti sonrası uçakta gazetecilere açıklamalar yaptı.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilerin Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Pensilvanya ziyaretinin gündeme gelmesinin ardından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le aralarında geçen diyaloğun sorulması üzerine "Benden bu konuda izin almıştır ve oraya gitmiştir. Fakat Cumhurbaşkanı’mızla bu konuyu görüştüler mi doğrusu bilmiyorum. Kaldı ki zaten oraya gitmesi konusunda izin alması gereken makam benim" dedi.

İşte Erdoğan'ın Almanya ziyareti sonrası yaptığı açıklamalar:

İZİN ALMASI GEREKEN MAKAM BENİM

Bizim bu noktada kelime yanlışına düşmemiz doğru olmaz. Ahmet Bey’in Pennsylvania’ya gitmesinden benim bilgim var. Benden bu konuda izin almıştır ve oraya gitmiştir. Fakat Cumhurbaşkanı’mızla bu konuyu görüştüler mi doğrusu bilmiyorum. Kaldı ki zaten oraya gitmesi konusunda izin alması gereken makam benim. Hem genel başkanı olduğum partinin bir mensubu olması, aynı zamanda o dönemde Başbakan olmam hasebiyle.

O aralar zaman zaman milletvekillerimizi Pennsylvania’ya götürme âdeti başlamıştı. Bazen bakan da götürüyorlardı. Tezgâh derin, hedefler farklı, bunlar muhtemelen daha sonraki günlere yönelik adımlardı. Tabii bir dönemden sonra ben, arkadaşlara “Pennsylvania’ya gitmeyeceksiniz” demeye başlamıştım. Çünkü rahatsız olmuştum. Fakat Ahmet Bey’in gidişi, hatta Zafer (Çağlayan) Bey de gitmiştir. Bunlar bilgim dahilindeydi. Ahmet Bey döndükten sonra görüşmenin içeriğini bana anlatmıştı. Görüşmenin içeriğini söylemem doğru olmaz. Abdullah Bey’le aralarında ne geçmiştir bilmiyorum.

SURİYE MESELESİ

-Suriye’yle ilgili “Savaşa gireceğiz” iddiası ortaya atıldı. Diğer iddia ise Suriyeli muhaliflere yardım için Suudi Arabistan’la anlaşma yaptığımız yönünde. Bu iddialarla ve eğit-donat programıyla ilgili neler söylemek istersiniz?

erdogan.20150512030137.jpg


Bu iddiayı ortaya atan zat, esasen ortaya bir yalan attı. Aynı gün Genelkurmay Başkanı’mızla haftalık rutin ziyaretimiz vardı. O da tabii şakayla karışık, “Şu anda Suriye’ye bir harekât yapacak olan ordunun komutanının, Sayın Cumhurbaşkanı’nın yanında ne işi var” dedi. Bu tür iddialar ortaya atılması, bunların devlet yönetiminden çok uzak olduklarını gösteriyor. Ama dediğim gibi bu iddia doğru değil. Suudi Arabistan, Türkiye, Katar ve koalisyon güçlerinin elbette bazı çalışmaları var. Eğit-donat çerçevesinde bir çalışmadır. Eğit-donatı şu an ABD bizimle paylaşmış vaziyette. Bu konunun içinde Suud’un da Katar’ın da buna uygun bakış açısı var. Ama Suriye’de ne tür bir takvim izlenecek, onu önümüzdeki aylar belirleyecektir. 

‘MİLLET KURUSIKI ATMAYA PRİM VERMEZ’

-Muhalefetin verdiği ekonomik vaatlerin toplum nezdinde bir karşılığı var mı sizce?

Ben halkımızın bu tür kurusıkı atma olayına değer verdiğini zannetmiyorum. Bunlar asgari ücretin tanımını bilmiyorlar. Asgari ücret aslında bir korumadır. Azami ücret yoktur burada. Yani siz bu belirlediğiniz ücret üzerinden sigortasını, vergisini en az bu ücret üzerinden vermek durumundasınız. Ama işveren bunu 2 bin de, 3 bin, 4 bin de yapar. Siz bu asgari ücreti 5000, 1800 ya da 1500 diye koyduğunuz anda fabrikalarda, özel sektörü söylüyorum, hemen işçi sayılarında, istihdamda düşme başlayacaktır. O zaman ne olacak, işsizlik gelecek.

-Bir gazetede çıkan habere göre Gezi’de aktif rol oynayan bazı büyük holdingler, fasonculara ve tedarikçilere yaklaşık iki aydır ödeme yapmıyorlarmış. Sanal bir “kriz var” atmosferi oluşturmak için.
Bizde o tür bir bilgi yok ama o tür holdinglerin çok sayıda olduğunu sanmıyorum. Geçenlerde en büyük grubun hizmet sektöründeki otelinin önünde işten atılanlar bir gösteri yapmışlar, halen devam ediyor. 90 küsur kişi. Ben bu gruba yakıştıramadım. Bu 90 kişiyi hiç çalıştırmadan besleyebilirsin. Emeğe bir değer verin.

‘MİLLİ GÜVENLİKLE İLGİLİ’

-Savcılık “Fethullahçı Terör Örgütü” dedi. Kırmızı Kitap’a girmiş bir terör örgütü olduğunun belirtilmesine rağmen medyaları aracılığıyla propagandayı sürdürüyorlar?

MGK “legal görünüm altındaki illegal terör örgütleri” ifadesini kullandı. Hükümetimiz de gerekli yerlere bunun bildirimlerini yaptı ve tekrar MGK’da hazırlanan taslak ile Kırmızı Kitap’ı tüm bakanlıklar, ilgili kurumlar gözden geçirdiler. Ve riyasetimdeki Bakanlar Kurulu’nda değerlendirme yapıldı. MGK Sekreterliği son halini tekrar Başbakanlık’a gönderdi ve son hali de bugün yarın gelmiş ve Kırmızı Kitap’a girmiş olacak. Kırmızı Kitap’a girdikten sonra yargı mercilerinin de bakışı değişecek. Çünkü bu milli güvenlikle ilgili bir durum.

Dünyada silahlı terör örgütleri olduğu gibi silahsız terör örgütleri de var. Bu silahsız örgütlerin de kendilerine göre stratejileri, taktikleri var. Bu mücadelede neler yapılabilir, ne gibi adımlar atılabilir, süreç başladı. Yargıda olanları takip ediyoruz. Bu ülkenin tarihinde yargı mensuplarından savcı veya hâkim hiç tutuklanan oldu mu? Bu farklı bir olay. Bu tutuklama süreci muhtemelen diğerleriyle devam edebilir. Adana ve Hatay’daki TIR’larla ilgili olarak Batı’nın yaklaşımını savunan bazı köşe yazarlarımız var. Ben Cumhurbaşkanı olarak söylüyorum: Hiç kimse “MİT, El Kaide’ye silah gönderdi” diyerek, bu tür iftiralar atarak, istihbarat teşkilatımızı zan altında bırakamaz. Eğer haysiyetleri varsa, ispatla mükelleftirler.