BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Çölaşan'ın iki günah keçisi

Hürriyet Gazetesi yazarı Emin Çölaşan, son yıllarda ülkedeki tüm kurumların çöktüğünü, Televizyonlardaki magazinin bile dahi boyutlara taşındığını iddia etti!

Abone ol

Emin Çölaşan başlıklı yazısında tüm yolsuzlukların iki kişinin sırtına yüklendiğini öne sürdü:

Yazı: Emin ÇÖLAŞAN
www.hurriyet.com.tr


SEVGİLİ okuyucularım, şu koskoca ülkenin kimlerin elinde ne durumlara düşürüldüğünü hep birlikte -ve utanarak- izliyoruz. Neredeyse bütün kurum ve kuruluşlar çökmüş durumda.

Çocuk yuvalarından belediyelere kadar hemen her yer parsellenmiş, irticanın, yolsuzlukların pençesine teslim edilmiş.

Laik Cumhuriyet’in düşmanları ülkenin pek çok kurumunu ele geçirmiş. Milletin ve memleketin malı mülkü peşkeş çekiliyor. Her yerden yolsuzluk fışkırıyor.

Türkiye’yi pazarlamakla yükümlü olduğunu söyleyenler ülkeyi yönetiyor.

Bu gidişe ‘dur’ diyecek güçlü ve etkili bir muhalefet yok. Sivil toplum örgütsüz.

Herkes aynı soruyu soruyor: ‘Gidişimiz nereye?’ Yanıtını bilen yok.

Güneydoğu’da bombalar patlıyor, esrarengiz olaylar oluyor, sokak çatışmaları yaşanıyor. Yeni bir Susurluk mu? PKK tezgahı mı? Şu anda bilinmiyor. Hiçbir zaman da bilinmeyecek!

Kentlerde gasp, kapkaç, cinayet, hırsızlık furyası... Soyulmayan ev ve işyeri kalmadı. Polis baş edemiyor, pes etti. Yakalanan suçlular, yeni yasalar uyarınca tahliye ediliyor. İnsanlar sokağa güvenle çıkamıyor.

Öbür yanda kamu kurumları ve belediyelerde çok sayıda irili ufaklı yolsuzluk ve peşkeş... İhale tezgahları...

Ülkeyi yönetenlerde ‘Benim hırsızım iyidir, onları görmem ve dokunmam’ anlayışı...

Haram yiyen bazıları da, şimdi helal gıda standardı getirmek için çaba harcıyor. Hem de Dışişleri Bakanlığı aracılığı ile! Bu bakanlık bugüne kadar hiçbir iktidara böyle teslim bayrağı çekmemişti.

* * *

Televizyonları açıyorsunuz, mide bulandırıcı manken, popçu, arabeskçi, artist haberleri. Magazini bile yozlaştırdılar. Kimi karısının horlama kasetlerini dinletiyor, kimi düzmece aşklarıyla neler yaptığını anlatıyor. Öbür tarafta din ticareti ve din sömürüsü.

Bir yanda AB çığlıkları atanlar, öte yanda kendi belediyeleri eliyle her yerde içki yasağı uyguluyor.

Türkiye çağdışı kafaların yönetiminde onurunu ve saygınlığını yitirmiş. Hükümetin tek amacı ‘para gelsin de, nereden gelirse gelsin!’

Dünkü yazımda vurgulamıştım. Fransa’daki olaylardan Türk vatandaşları da zarar gördü. Oraya inceleme heyeti yollasanıza! AB en ufak olaylarda bile bize yüzlerce heyet yollayıp ukalalık etmedi mi? Bu konuda CHP niçin bastırmaz? Niçin önergeler vermez?

Bizim Başbakan o muhteşem öngörüsü ile Fransa olaylarını, okullardaki türban yasağının fitillediğini (!) söylemişti. Şimdi biz parlamento heyetleri gönderip bu yaptıklarını Fransızların burnundan fitil fitil getirelim, hazır fırsat bulmuşken biz onları fitilleyelim! Tam zamanı değil mi?

* * *

Kara Kuvvetleri Komutanlığı brövesinden Atatürk Kocatepe’de çizimi çıkarıldı. Bu kadar zamansız ve yanlış bir şey olamaz, hele askerlerden beklenmezdi.

Genelkurmay’a bütün Türkiye’den tepki yağdı...

Ve dün yazılı açıklama yaptılar: ‘...Tepkileri, Ulu Atamıza milletçe duyduğumuz sevginin bir belirtisi olarak gördüğümüzü kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.’

Teşhis doğru. Bundan sonra tedaviyi de aynı doğrultuda yapmalarını dilerim!

* * *

Hepimiz sokaktaki insanlarız. Durumundan ve genel gidişten memnun olduğunu söyleyen kaç kişiyi tanıyoruz, görüyoruz? Memur, emekli, işçi, esnaf, çiftçi, genç, yaşlı, öğrenci, doktor, avukat!.. İstisnasız herkes yakınıyor.

Ama efendim borsa yükseliyor, Dubai şeyhi İstanbul’a kule dikmeye geliyor, öteki Arap ve Yahudi sermayesi yolda... Ne var ne yok satıyoruz, ülkemizi pazarlıyoruz... Para gelsin de nereden gelirse gelsin!

Telekom, TÜPRAŞ, Erdemir, İstanbul’un en değerli arazileri, elde ne varsa ve kimi bulsak onlara kelepir okutuyoruz!

İstanbul Belediyesi’nde rant kavgası çıkmış, kadrolar tasfiye edilip yerlerine yenileri getirilmiş, boş verin canım!

Her yerden yolsuzluk, vurgun, hortum fışkırırken kimse bir şey yapmıyormuş, üzerine gitmiyormuş. Kaç yazar!

Sonuç olarak elde iki günah keçisi var. Onları yargılıyoruz, birini içeri attık ya!

İlki Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral İlhami Erdil. Sahip olduğu iki evin hesabını veriyor. Öteki ise Van’da muhbir profesörlerin, kendisine kin besleyen bilirkişilerin suçlamaları sonucunda başarıyla tutuklanan Rektör Yücel Aşkın!

Trilyonlar götürenler siyasi koruma altında. Fatura iki adet günah keçisine kesildi!

Türkiye’nin genel tablosu bu. Neresinden bakarsanız yüz kızartıcı bir tablo.