BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Çocuklarda yalan söyleme alışkanlığı

Her insanda olduğu gibi çocuklarda da yalan söyleme alışkanlığı vardır. Ancak bu alışkanlık uzun süreli olursa tehlikeli olabilir.

Abone ol

Her insanda olduğu gibi çocuklarda da yalan söyleme alışkanlığı bulunduğu, ancak bu yalanların uzun süreli olması halinde psikolog yardımına başvurulması gerektiği belirtildi. Psikolog Dr. Mesut Yalçın Güzel, yalanın her insanın zaman zaman söylediği ve doğruların söylenmemesi gereken durumlarda başvurulan bir yöntem olduğunu belirterek, "Yalanları kendi içinde ikiye ayırmak mümkündür. Bunlar zarar verici yalanlar ve zarar verici olmayan beyaz yalanlar. Zarar verici yalan, adından da anlaşıldığı üzere biri ya da birilerine direk yoldan zarar vermeyi amaçlamaktadır. Beyaz yalanlar ise biri ya da birilerinin iyiliği ve üzülmemesi için söylenen sözlerdir. Aslında hangi durumda olursa olsun gerçekleri gizlemek doğru değildir. Özellikle küçük çocuklar yaşı gereği gerçek ile gerçek olmayanı ayıramayabilir ve söylediği sözlerin gerçek mi yalan mı olduğu konusunda bilinçli olmayabilir. Ancak bu yalanlar uzun süreli devam ediyorsa veya duruma göre değişiyorsa önlem almakta yarar vardır" dedi. Yalan söyleyen çocukların tipik özellikler taşıdığını da ifade eden Güzel, "Yalan söyleme alışkanlıkları olan çocuklar olayları ve durumları olduğu gibi değil çarpıtarak veya değiştirerek anlatmaya çalışırlar. Olmamış olayları veya durumları gerçekmiş gibi etrafındaki insanlara anlatırlar. Hayal dünyasında yaşadığı inanılmaz olayları gerçekmiş gibi anlatmayı isterler. Her zaman etraflarındaki insanları yanlarına toplamak için ellerinde geleni yaparlar" diye konuştu. "YALAN SÖYLEMEDE BİR ÇOK FAKTÖR ETKİLİ OLUR" Çocukların yalan söylemesinde birçok faktörün etkili olduğunu dile getiren Güzel, "Çocukların yalan söylemesinde aşırı otoriter aile ortamı ve sürekli ceza görme endişesi, anne babanın beklentilerinin altında performans gösterme ve gerçekle başa çıkamama korkusu, hayal dünyasının zengin oluşu, dikkat ve ilgi çekme, ilgi odağı olma isteği, anne baba veya bir yakını taklit etme, örneğin telefon çaldığında baba, anneye kendini evde yok dedirtiyorsa veya işe gitmemek için hastalandım yalanı uyduruyorsa çocuğun da aynen babasını taklit etmesi, kendine ve çevresine güven duymaması, anne babanın sözleriyle davranışları arasında tutarlılık olmaması, yani anne ağlıyorsa ve çocuk nedenini sorduğunda 'soğan doğradım, o nedenle ağladım' gibi farklı nedenler ortaya atıyorsa, aileler çocuklardan mükemmel davranışlar ve başarılar bekliyorsa ve affedici olmayan anne babanın tutumları etkili olur" diye konuştu. "ÇOCUĞA HER ZAMAN GÜVEN VERMEK GEREKİR" Psikolog Dr. Mesut Yalçın Güzel, küçük yaşta yalan söyleme alışkanlığı edinmiş çocukların tedavi edilebilir olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Bu tip çocukların tedavisinde anne babaların çocuklara karşı hoşgörü içinde yaklaşması gerekir. Anne babalar çocuğa karşı hiç hata yapmayan mükemmel insan görünümünü vermemesi lazım. Aileler çocuklarından kapasitelerinin üzerinde birşeyler beklememeli. Çocuklara sık sık ceza verilmemeli, hataları ile ilgili konuşarak bunu nasıl önleyeceğinin farkına varılmasını sağlanmalıdır. Demokratik aile ortamı yaratılmalıdır. Çocuğa her zaman güven vermek gerekir. Çocukla ilgilenme ve yeni şeyleri deneme konusunda onu yüreklendirmeli, teşvik etmelidir. Anne baba yalan söylememe konusunda çocuğa iyi bir örnek olmalı ve her zaman dürüst davranmalıdır. Anne babanın sözleriyle davranışları arasında tutarlılık olmalıdır yani canı sıkılmış bir anne, 'Birşeyim yok bak ne kadar mutluyum' dememelidir."