BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Çin, 30 milyon insanı işsiz bırakacak

Her sektörde olduğu gibi tekstil de Çin tehdidi altında. Washington'da toplanan Dünya tekstil devleri Dünya Ticaret Örgütü'ne "harekete geç" çağrısı yaptı. Aksi takdirde.

Abone ol

Çin tehdidine karşı oluşturulan Adil Tekstil Ticareti için Global İttifak oluşumu DTÖ'yü göreve çağırdı. Washington'daki 3. uluslararası tekstil toplantısının sonuç bildirgesi'nde, ''DTÖ, kotaların kalkmasının yarattığı etkileri acilen gözden geçirmeli'' ifadesine yer verildi. Tekstil kotalarının 2005 başında kaldırılmasıyla Çin'in yaratacağı tehdite karşı, Türk ve ABD'li sektör temsilcilerinin ''İstanbul Deklarasyonu'' hareketi adı altında başlattığı ve zaman içinde Adil Tekstil Ticareti için Global İttifak (GAFTT) adını alan oluşum, yayımladığı deklarasyonda DTÖ'ye ''harekete geç'' çağrısı yaptı. GAFTT'ın Washington'da düzenlediği ve iki gün süren 3. Uluslararası Tekstil Toplantısı'nın sonuç bildirgesi yayımlandı. GAFTT üyesi 55 ülkeden toplantıya katılan 25'i tarafından hazırlanan bildirgede, DTÖ'ye yönelik eleştiriler yer aldı. 30 MİLYON İŞİNİ KAYBEDEBİLİR Bildirgede, ''DTÖ'nün pazarın Çin ve kısmen Hindistan tarafından hızla tekelleşmesini önleyecek tedbirleri, uygun önlemleri almaksızın, tekstil ve hazır giyim kotalarının kalkmasına izin vermek suretiyle, tekstil ve hazırgiyimin küresel ticaret düzenini ciddi olarak bozmuştur. Devletlerin münferit olarak acilen eyleme geçmemeleri halinde dünya çapında Çin lehine 30 milyon kişi işini kaybedecek'' denildi. BİLDİRGEDEKİ ÖNERİLER Bildirgede, şu önerilere yer verildi: * ABD, AB ve Kanada başta olmak üzere devletler, özel koruma önlemlerini derhal ve etkin biçimde uygulamalı. * DTÖ, kotaların kalkmasının yarattığı etkileri, bir iki ülkenin bu hayati sektördeki ticareti tekelleştirmek için yaptığı ticari uygulamaları acilen gözden geçirmeli. * DTÖ, tekstil ve hazırgiyim sektörlerini gelecekte tekelleşmeden korumak amacıyla yeni sürekli önlemler oluşturmalı. * Az sayıda ülkenin küresel tekstil ve hazır giyim ticareti engellemeyen DTÖ'yü, Türkiye'nin sunduğu sürekli ve küresel koruma önlemleri önerek 497 sayılı DTÖ tasarısını desteklemeye çağırır. * ABD, AB, Kanada ve bu sektörlerde ihracat yapan ülkelerin devletleri, Çin'e karşı koruma kararlarının etkin ve acil kullanımını desteklediklerini bu ülkelere bildirmelidir. Bunun anlamı, koruma önlemlerinin piyasaya bozmasını beklemek yerine bu tehdit ortaya çıkar çıkmaz gündeme gelmesidir. * Devletler,tekstil ve hazırgiyim dünya ticaretine hakim olma arayışı içindeki ülkeler tarafından uygulanan haksız rekabet uygulamalarına karşı çıkmak için ve kendi ticari rejimleri içinde DTÖ nezdinde daha etkin hareket etmeli. Bildirgeye göre GAFTT'ın gelecek 12 ay içinde çabası, koruma önlemlerinin ana pazarlarda uygulanması ve haksız ticaret uygulamalarına karşı çıkılmasını sağlamak olacak. GAFFT dünya ticaret görüşmelerinin gelecek toplantısında, DTÖ'yü yeni ve sürekli önlemler almaya ikna etmeye odaklanacak. 'ÇİN HİLE YAPIYOR' SUÇLAMASI Bu arada ABD Güney Carolina Senatörü Lyndsay Graham, toplantıda yaptığı konuşmada, Çin'i ''hile yapmak''la suçladı ve DTÖ'nün buna karşı duruşunu eleştirdi. Graham, şunları kaydetti: ''Çin hile yapıyor ve adil olmayan bir rekabet yaratıyor. Ancak ben kendimizi suçluyorum. Çin ile konuşma zamanı geçti. Sorunları konuşarak çözemeyeceğimiz anlaşıldı ve uluslararası topluma vereceğimiz mesaj; "Dünya Ticaret Örgütü'nü ya kullanın ya da ortadan kaldırın" olmalıdır. Buradan çağrıda bulunuyorum: Eğer uluslar ailesinin üyesi olmak istiyorsan asgari terbiye kurallarına uyman gerekiyor. Hile yapma. Para birimini gerçek değerinde tut.'' Çin'e karşı mücadelede ortak hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Graham, ''Çin devleti bizi izliyor, dinliyor ve boşa konuştuğumuzu zannediyor. Konuşma zamanı bitti, şimdi eylem zamanıdır'' dedi. ORAKÇIOĞLU: ''İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ'' GAFTT'ın oluşumuna önderlik eden İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ise kotaların kaldırılmasının, özellikle ekonomisi tekstile bağlı az gelişmiş ülkelere darbe vuracağını belirterek, ''Çin ve Hindistan, 2005 yılı sonunda, 400 milyar dolarlık tektil ticaretindeki payını yüzde 71'e çıkaracağı tahmin ediliyor. Bu tekstile bağlı fakir ülkelerde işsizliğe neden olacak. Küresel bir sosyal patlamaya, terör gibi sorunlara yol açacak'' dedi. Orakçıoğlu, DTÖ'nün bu tabloya karşı sessiz kalamayacağını ifade ederken, ''bu işin peşini bırakmayacağız'' dedi. Orakçıoğlu bundan sonra, 11 Mart'ta Cenevre'de düzenlenen DTÖ Mal-Ticaret Konseyi öncesinde toplanacaklarını ve konunun konsey gündemine girmesi için lobi çalışması yürüteceklerini kaydetti. Meksika'dan sektör temsilcisi Adolfo Kalach Mizrahi, ''Çin Hükümeti'nin tekstilde yarattığı haksız rekabete'' karşı ulusların ortak mücadele yürütmesini, mücadelenin başını da ABD ve AB'nin çekmesi gerektiğini söyledi. Serbest pazar için adil ticaretin şart olduğunu vurgulayan Mizrahi, ''Firmalarla ve sektörlerle rekabet edebiliriz ancak hükümetlerle edemeyiz'' dedi. Napel'den katılan Kiran Prakash Saakh da, Nepal ekonomisinin ağırlıklı olarak tekstil ihracatına bağlı olduğunu ve kotaların kaldırılmasından çok olumsuz etkilendiğini belirterek, safeguard-korunma önlemlerinin az gelişmiş ülkeler için yeterli çözüm olmadığını söyledi. Saakh, az gelişmiş ülkelerin hazır giyim ve tekstil ihracatını gümrüksüz yapabilmelerini istedi. Eurocoton Genel Sekreteri Michele Anselme de, AB'nin tekstilde Çin tehditine karşı yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi. Anselme, lisanslama sistemi ile malların menşeini tespitine yönelik kurulan sistemin çözüm için atılan en önemli adımlar olduğunu söyledi. Portekiz tekstil ve hazır giyim sektörü temsilcisi Paulo Nunes de Almeida, AB'ye yeni katılan 10 ülkenin tekstil ağırlıklı ihracat geliri olduğuna dikkati çekerek, bu yüzden kotaların kaldırılmasının AB için de büyük önem taşıdığını kaydetti. Afrika kıtasını temsil eden Paul Ryberg de, Afrika'nın son 5 yılda tekstil alanında önemli bir atılım sağladığını, ancak kotaların kaldırılmasıyla durgunluk dönemine geçildiğini ifade ederken, DTÖ'den az gelişmiş ülkelerde daha derin hissedilen bu soruna eğilmesini istedi.