BIST 10.056
DOLAR 32,25
EURO 34,79
ALTIN 2.430,10
HABER /  GÜNCEL

Çiftçi kazığın alasını yiyor

Gen teknolojisine yatırım yapmakta geciken Türkiye Çiftçisinin 1 kilo tohumunu 1.2 kilo altın karşılığı ithal edilor.

Abone ol

Gen teknolojisine yatırım yapmakta geciken Türkiye, kilosuna 22 milyar lira gibi astronomik bir fiyat ödeyerek İsrail, Hollanda ve Japonya’dan domates tohumu ithal ediyor. Elde edilen ürün tohum vermediği için tarım tamamen dışa bağımlı hale geliyor. Türkiye, Tarım Bakanlığı bünyesinde 50’den fazla araştırma enstitüsü ve binden fazla araştırma uzmanı bulunmasına rağmen sebze bitkileri tohumunu dışarıdan ithal ediyor. Yurtdışından gelen tohuma ise milyonlarca dolar ödeniyor. Yerli ve yabancı 110 firma bu alanda üretim yapmak istiyor. Ancak mevzuattaki eksiklik giderilemediği için Türk tarımı, tohum üretiminde mesafe kat edemiyor. Ayber Tohumculuk Genel Müdürü Kamil Atıcı, hibrit tohum kullanımıyla ülkemizde tarım üretiminde patlama yaşanacağını ifade etti. Hibrit tohum üreten ülkeler ise emeklerinin karşılığını kat kat fazlasıyla alıyor. Örneğin 1 kilogram domates tohumu 15 bin dolardan (22 milyar lira) satılıyor. Yani Türkiye, 1 kg domates tohumuna 1 kilo 250 gram altına denk bir ücret ödemek zorunda kalıyor. Salatalık gibi bazı sebzelerin tohumu tane ile satılıyor. Özel sektörün sınırlı yatırımlarından öteye geçemeyen Türkiye, hibrit tohum ihtiyacının büyük bölümünü İsrail, Hollanda ve Japonya’dan karşılıyor. Bu durumu değerlendiren Tohum Endüstrisi Derneği Genel Sekreteri Ayhan Elçi, gen teknolojisinin uzay araştırmalarıyla eş tutulduğunu söyledi. Elçi, “Gen teknolojisi bugün dünyada en önemli teknolojilerden biri haline geldi. Bitkinin DNA’sı ile oynamak uzay teknolojisi kadar önemlidir. Bu alanda gelişmiş ülkeler, tohum üretimini geçip bitkiler arasında gen aktarımı yapmaya başladılar.” dedi. Altyapısı hazır olmamasına rağmen Türkiye’de özel sektörün son yıllarda gen teknolojisine yatırım yapmaya başladığını anlatan Elçi, bu alanda dünyanın en büyük 10 şirketinden 6’sının Türkiye’de üretim yaptığını kaydetti. Sabancı, Koç, Ülker ve Doğuş gibi Türkiye’nin önde gelen büyük kuruluşlarının da gen teknolojisine yatırım yapmaya başladığını kaydeden Elçi, “Ancak bu yeterli değil. Gelişmiş ülkeler buldukları bir tohumu en fazla iki üç yıl üretip başka çeşidine geçiyor. Bizde ise aynı ürün yıllarca üretiliyor. Bu alanda ciddi yatırımların yapılması için öncelikle yasanın çıkması gerekiyor. ‘Islahçı Hakları Yasası’nın çıkmasını yıllardır bekliyoruz. En son yasanın Meclis’e gönderildiğini biliyoruz.” diye konuştu. Gen teknolojisini elinde tutan ülke ve şirketlerin önemli katma değerler elde ettiğine dikkat çeken Elçi, Türkiye’nin 2001 yılında 16 milyon dolarlık hibrit tohumu ihracatına karşılık, 53 milyon dolarlık ithalat yaptığını dile getirdi. Elçi, şunları söyledi: “Türkiye’deki hibrit tohum üretimi daha çok ana ve babası ithal edilerek burada döllenerek yapılıyor. Bu yolla domates ve salatalık tohumu ihtiyacının yüzde 10’u üretiliyor. İhtiyacın geri kalanı ithal ediliyor.” Ayber Tohumculuk Genel Müdürü Kamil Atıcı, Türkiye’nin hibrit tohum kullanımı ile üretim patlaması yaşayabileceğini söyledi. Türkiye’nin ekilebilir tarım alanlarının Fransa’dan yüzde 50 daha fazla olmasına rağmen, Fransa’nın yıllık tohum cirosunun 1,5 milyar dolar, Türkiye’nin ise 70 milyon dolar olduğunu anlatan Atıcı, “Yıllık 70 milyon dolarlık tohumla üretim patlaması yaşayamayız. 70 milyon dolarlık tohum içinde domates, biber, salatalık gibi sebze bitkilerinin payı 30 milyon dolar. 30 milyon dolarlık tohumdan 140 milyon dolarlık ürün elde ediliyor. Fransa tohum ıslahıyla dekardan 535 kilogram buğday alırken, biz 251 kilogram alabiliyoruz.” dedi. Turgutlu Ziraat Odası Başkanı Kenan Gürsabancı da, alınan tohumdan elde edilen ürün tohum vermediği için Türk üreticisinin her yıl aynı tohumu yeniden satın almak zorunda kaldığını ifade etti. Türk çiftçisinin bu sebeple hem dışa bağımlı kaldığını hem de çok pahalı olan tohum fiyatlarının ekonomiye ve tüketiciye olumsuz yansıdığını belirten Gürsabancı, “1 kilogram hibrit domates tohumunun fiyatı 20 milyar liradır; neredeyse 1 kilogram altın fiyatına eşdeğer. Bir tarım ülkesi olarak tonlarca tohum ithal ettiğimiz düşünülürse olayın vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Bugün 1 gram hibrit domates tohumu üreten bir ülke, topraktan 1 gram altın çıkarmış demektir.” şeklinde konuştu. Gürbasancı, Türkiye’de bu alanda birikimin olduğunu; ancak işin kolayına kaçılarak ithalatın tercih edildiğini de ifade etti. Turgutlu Tarım İlçe Müdürü Yılmaz Dinçer ise, Japonya tarafından gen yapısı bozulmuş domates tohumlarının Türkiye’ye pazarlandığını kaydetti. Japonya’nın bu sebeple Türkiye’den, pazarladığı tohumdan üretilen domatesi ve salçayı satın almadığını ifade eden Dinçer, Türkiye’de araştırma geliştirme kurumu olmadığı için bu alanda birtakım sıkıntıların yaşandığını dile getirdi.