BIST 10.046
DOLAR 32,42
EURO 34,57
ALTIN 2.384,97
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

CHP'de üfür, küfür, uydur dönemi

Sağlık Bakanı Akdağ kendisini yolsuzlukla suçlayan CHP lideri Kılıçdaroğlu'na yanıt verdi.

Abone ol

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun yolsuzlukla suçladığı Sağlık Bakanı Akdağ ağır konuştu. Akdağ'a göre CHP "üfür, küfür ve uydur" açıklamalardan oluşuyor.

Bakan Akdağ Kemal Kılıçdaroğlu'nun Van'daki hastane ve sağlık ocaklarıyla ilgili ihale yolsuzluğu iddialarına Erzurum'da düzenlediği basın toplantısı ile yanıt verdi.

Akdağ, Kılıçdaroğlu'nun canlı yayında ''Sağlık Bakanı ile ilgili elimizde bir yolsuzluk dosyası var'' dediğini belirterek, ''Sayın Kılıçdaroğlu'na soruyorlar diyorlar ki, 'Siz hep yolsuzluk dosyaları getirirdiniz, herhalde son zamanlarda elinizde böyle bir şey yok', O da kendisini sürekli bunu yapmaya mecbur bir Sayın Genel Başkan olarak hissettiği için bu sefer de 'Sağlık Bakanı ile ilgili elimizde bir yolsuzluk dosyası var' diye bir söz sarf etmiş. Sayın Kılıçdaroğlu'nun suçlaması son derece haksız ve mesnetsiz bir suçlamadır'' diye konuştu.

VAN'DA NE YAŞANDI?

Van'daki olayın aktarıldığı gibi olmadığını dile getiren Akdağ, şunları kaydetti:

''Olay basitçe şöyle bir şey, Van'daki bir hastane ile ilgili olarak bazı ihalelerde yolsuzluklar ve usulsüzlükler yapıldığına ilişkin BİMER'e ve Van Cumhuriyet Başsavcılığına bir ihbar mektubu geliyor. Aslında bu, sahte isimle yazılan bir ihbar mektubu ama bu kuruluşlar bunu önemsiyorlar. Van Valiliği, İçişleri Bakanlığı ve Van Cumhuriyet Başsavcılığı bakanlığımızdan soruşturma talep ediyor. Ben iki müfettişi soruşturmacı olarak görevlendiriyorum. Müfettişler uzun bir inceleme yaparak, suçlamalar konusunda bir rapor tanzim ediyorlar. Bu rapora onay vererek gereğinin yapılması için raporu ben Van'a gönderiyorum. Kime? Van Valiliğine, Van Cumhuriyet Savcılığına ve diğer bakanlığımızdaki birimlere. Daha sonra bakanlık müfettişlik iç sistematiği içerisinde, bazı tereddütler hasıl olduğu için olayın bir kere daha soruşturulmasına ihtiyaç duyuyoruz.''

BAKANLIĞIN YAZISINDA NE DENİLDİ?

Soruşturma ile alakalı ilgili kuruluşlara bir kez daha yazı yazdıklarını vurgulayan Akdağ, şöyle devam etti:

''Şöyle bir yazı yazıyoruz, bu kuruluşlara diyoruz ki 'bazı tereddütler hasıl olduğu için ikinci bir defa biz bu olayı ikinci bir müfettiş ekibiyle soruşturuyoruz. Bu soruşturma tamamlanıncaya kadar herhangi bir işlem tesis etmeyin' Görevlendirdiğimiz müfettişler süratle soruşturmayı tamamlıyorlar. Ve ilk müfettişlerin raporunun uygun olduğunu, bu doğrultuda işlem tesis edilmesi gerektiğini bu müfettişlerimiz de bize söylüyorlar. Bunun üzerine ben bunu da onaylayarak ilgili kurumlara gönderiyorum. Kime? Bakanlık içi kurumlara, Van Cumhuriyet Savcılığına ve Van Valiliğine... Yani sonuçta Sağlık Bakanı'nın imzasıyla, Sağlık Bakanlığının müfettişleri, bir olayı soruşturuyorlar. Önce yapılan soruşturmanın, ikinci müfettişlerce yapılan yeniden değerlendirilmesi aynı sonucu veriyor. Biz diyoruz ki işlem tesis edilsin, gerekli mercilere savcılığa varıncaya kadar gönderiyoruz.''

KILIÇDAROĞLU ÇOK FAZLA ÇAMURLA UĞRAŞIYOR

Söz konusu durumu Kılıçdaroğlu'nun yolsuzluk olarak nitelediğine dikkati çeken Sağlık Bakanı Akdağ, ''Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu bunda bir yolsuzluk buluyor. Bunu bir meselenin gizlenmesi, örtbas edilmesi gibi yorumluyor. Çünkü bu Sayın Kılıçdaroğlu'nun klasiği... Olay anamuhalefet partisi lideri Sayın Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği manada bir yolsuzluk dosyası soruşturmasını engellemek için herhangi bir valiliğe yazdığımız yazı ya da buna benzer bir iddianın doğru olmadığını açıkça ortaya koyuyor'' diye konuştu.

Akdağ, Kılıçdaroğlu'nun iddialarının doğru olmadığını ve bu yüzden kendisinden özür dilemesi gerektiğini söyledi.

Bir gazetecinin hazırlanan raporun içeriğine ilişkin sorusunu Bakan Akdağ, ''Raporun içeriği oradaki bazı görevliler hakkında birçok suçlama içeriyor. Bu raporda ortaya konan idari yaptırımların gereğinin yapılması için ben çoktan talimat vermiş durumdayım. Raporların gereğinin yapılması için bir taraftan da Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş durumdayız. Ne zaman suç duyurusunda bulunmuşuz tarih olarak. Mart ayının 18'inde 2011 tarihinde suç duyurusunda bulunmuşuz, gereğini yerine getirmişiz'' diye yanıtladı.

KÜFÜR; ÜFÜR, UYDUR...

Kılıçdaroğlu'nun seçim vaatlerini eleştiren Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Vaatlerine baktığımız zaman üfür cinsinden vaatler görüyoruz. Mitinglerine baktığımız zaman küfür cinsinden mitingler görüyoruz. Böyle televizyon açıklamalarına baktığımız zaman da uydur cinsinden açıklamalar görüyoruz. Bu kendisine de yakışmıyor, Türk siyasetine de yakışmıyor.''

Bakan Akdağ, bir gazetecinin ''Sayın Kılıçdaroğlu'nu dava etmeyi düşünüyor musunuz?'' sorusuna şu yanıtı verdi:

''Davalık bir durum varsa hukukçularıma inceletmem lazım. Tabii ki dava ederim. Bu davalık bir durumdan öte bir etik ve ahlaki problemdir. Bir anamuhalefet partisinin böyle küçük siyasetle uğraşmaması lazım. 'Çamur at izi kalır' düşüncesinde olmaması lazım. Aslında attığı çamurların biz de izi kalmayacağı açık ama kendi elinde o izler kalıyor. Hem özür dilemesini hem de ellerini iyi bir yıkamasını öneriyorum. Sayın Kılıçdaroğlu çok fazla çamurla uğraşıyor.''

KILIÇDAROĞLU'NDA BİR 12 HAZİRAN SENDROMU BAŞLADI

Seçim yaklaştıkça Kılıçdaroğlu'nda ''12 Haziran sendromu'' başladığını ifade eden Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bunu bir hekim olarak görebiliyorum. Belli mahfiller tarafından pompalan bir rüzgar vardı Kılıçdaroğlu'nun arkasından, onu yürütmek için. Bu rüzgar yavaşladıkça, kamuoyundan gerekli desteği bulamadığını gördükçe, yarın kendi genel başkanlığından olabileceği endişesiyle hırçınlaşıyor. Türk siyasetinde hiç alışık olmadığımız ağır ifadeleri ve küfürleri mitinglerde sergileyebiliyor. Kendisine yazık ediyor.''

Akdağ, ''(Bir hekim olarak Sayın Kılıçdaroğlu'nun 12 Haziran sendromuna girdiğini görebiliyorum) dediniz. Bir hekim olarak tavsiyeniz, bir tedavi yönteminiz var mı?'' sorusu üzerine de, ''Sakin olsun. Allah ne demişse o olur. Zorlamakla çok fazla bir şey yapamaz. Milletin takdiri neyse o olacak. Demokrasilerde milletin sözü geçer, bir takım basın kartellerinin ya da pompalayıcı unsurların değil'' dedi.