BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70

Cemaat / Hizmet gerçekten demokratsa eğer…

“Ömer” dediğinizin anlaşılması için ağzınızı büzüp öylece durmanıza gerek yok…

Dürüstseniz eğer…

Alenilik karakteriniz ise…

“Ömer” deyip çıkacaksınız işin içinden…

Değerli dostum Hüseyin Gülerce ağzını büzerek beklemiyor ne dediğinin anlaşılmasını…

Doğrudan “Ömer” diyor…

İma değil ilân ediyor…

Zaman’da  başlığı altında yayımlanan makalesinin bir yerinde “Hizmet Hareketi’nin referansı İslâm’dır” dedikten sonra araya“ama” koyup devam ediyor:


“Evrensel insani değerlerde buluşarak, sevgi, diyalog, hoşgörü, uzlaşma diyerek bir arada huzur içinde yaşayacağımız yeni bir dünya kurma çabasıdır.”


Yani…

“Dünyevidir de” diyor açıkça…

“Dünyevi” olduğuna göre elbette “siyaset” de yapacaktır…

Bence de yapacaktır, yapmalıdır da…

Nitekim Gülerce de bunu anlatmak için şöyle diyor:


“Bu özelliği ile Hizmet hareketi, demokratik toplumların olmazsa olmazı sivil toplum kuruluşudur. Demokrasilerde seçimler, yani sandık çok önemlidir. Seçmen iradesi tartışmasız çok değerlidir. Bununla beraber kamuoyu diye bir güç daha var. Partilere, yönetimlere etki etmektedir. Kamuoyuna karşı, kamuoyuna rağmen demokrasilerde siyaset yapmaya kalkmak, akıntıya kürek çekmek gibidir.”


İtiraz olan var mı?..

Benim yok…

Ama…

Söyleyecek bir çift sözüm var…

Hatta Gülerce’nin aynı yazısından alıntı yaparak başlayacağım cevap hakkıma…

Bakın ne diyor devamında:


“Sivil toplum kuruluşları, hukukun içinde kalarak, kamuoyu oluşturma, siyaseti etkileme, toplumsal gelişmelerle ilgili fikirlerini, görüşlerini, tepkilerini ortaya koyma gibi demokrasiyi güçlendiren bir işleve sahiptir.”

 

Aynen öyle sevgili Gülerce…

Aynen öyle…

Ancak unutma ki bunlar, yani siyaseti seçime katılmadan yapanlar bir şey daha yapacaklar:

Ringin dışında kalacaklar…

Ortada dövüşen boksörlere ip üzerinden yumruk savurup, karaciğerine dalmayacaklar…

Döğüşeceksen çık ringe arkadaş…

Vuracaksan yumruğunu, dışarıdan sallama…

İçer gir de vur, vurabilirsen…

Ki…

O zaman yumruk yeme riskin de olsun…

Yani…

Sevgili Hüseyin Gülerce “kamuoyu diye bir güç var” tezinde yerden göğe haklı…

Hizmet Hareketi’nin bir “Sivil Toplum Örgütü” olduğu görüşüne de katılıyorum…

Benim itirazım…

Sivil Toplum Örgütü olarak Hizmet’in üstüne düşen kamuoyu oluşturma, iktidara yol gösterme ve hatta yönlendirme görevini sahanın dışından yapmak yerine sahanın içine girerek yapması…

İktidar partisi, rakibi (Ya da rakipleriyle) kurallar içinde savaşırken arkadan gelip faul yapması…

Değerli dostum Gülerce aynı yazısının bir başka yerinde de şunları söylüyor:


Hizmet hareketi, bir sivil toplum kuruluşu olarak bu manada demokratik siyasetin hep içinde olmuştur. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın kurucu mütevelli heyeti içinde yer alan ve halen vakfın onursal başkanı olan Muhterem Fethullah Gülen, 1994’te ilk açılış toplantısında şunu söylemişti: ‘Türkiye’de ve dünyada demokrasiden geriye dönüş yok…’ Bu, dini bir söylem değildir.


Bunlara da aynen katılıyorum…

Harika…

Ama be arkadaş…

Demokrasiden geriye dönüş olmaması için dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de seçilmişlere müdahale etmemek değil mi?..

Yol göstermeye evet…

Ama…

Müdahaleye sonuna kadar hayır…

İtirazlar da yol gösterilmesine değil; müdahaleye…

Müdahaleden vazgeçildiğinin inandırıcılığı yükselirse sanırım kavgalar da bitecektir…