BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47
HABER /  GÜNCEL

Çelik: Atatürk'ten geçinenler var

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Atatürkçülük'ten geçinenleri eleştirerek, "Atatürkçülük aklın ve bilimin gösterdiği yoldur" diye konuştu.

Abone ol

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Aklın, bilimin gösterdiği neyse, Atatürkçülük odur. Ama bazı insanlar, maalesef kendilerine doğru gelen, sonradan icat ettikleri bazı ideolojileri Atatürk’e izafe etmeye çalışıyorlar" dedi. Milli Eğitim Bakanı Çelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 67. yıldönümü dolayısıyla Bitlis’te düzenlenen anma törenine katıldı. Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’nın önünde saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan anma töreni, Bakan Çelik ile Garnizon Komutanı Kurmay Albay Zafer Cengiz, Belediye Başkanı Cevdet Özdemir, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin anıta çelenk koymasıyla sona erdi. Daha sonra, Kültür Merkezi’nde düzenlenen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anma programına katılan Bakan Çelik, burada yaptığı konuşmada, ülkelerin kaderinde söz sahibi olan büyük liderlerin anlaşılması ve yeni nesillere anlatılması gerektiğini belirtti. Çelik, 10 Kasım’ların Atatürk’ü anma ve anlama günleri olması gerektiğini ifade etti. Atatürk’ün askeri kişiliğini, devlet ve düşünce adamı tarafını anlamanın ve anlatmanın zorunluluk olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, şunları söyledi: "Bunu yaparken, Atatürk’ün bir insan, bir beşer olduğunu ve kendisine beşer üstü vasıfların izafe edilmemesi gerektiği hususunu göz ardı etmememiz gerekir. Bütün insanlar gibi o da faniydi, doğdu, büyüdü, gelişti, kubbede hoş seda bıraktı ve ebediyete intikal etti." "ESER SAHİPLERİ FANİDİR, KALICI OLAN ESERLERDİR" Eser sahiplerinin fani, eserlerinin ise kalıcı olduğunu kaydeden Milli Eğitim Bakanı Çelik, şöyle konuştu: "10 Kasım’ların Atatürk’ü anma ve anlama günleri olması gerekiyor. Artık ağlama ve dövünmeyi bir tarafa bırakarak, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti nasıl daha ileri, çağdaş ve medeni bir cumhuriyet ve toplum haline getirebiliriz, bunun hesabını yapmalıyız. Bütün insanlar ve eser sahipleri fanidirler. Atatürk, ’Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ demiştir. Yani, kalıcı olan Türkiye Cumhuriyeti devletidir, bizzat eserin kendisidir. Bunun üzerinde durmak zorundayız. Atatürk’ü anarken ve anlamaya çalışırken onu bir ideoloji konusu yapmanın, Atatürk’ün hatırasına, başarılarına, kişiliğine yakışmadığını ifade etmek istiyorum." "ATATÜRK’E HAKSIZLIK EDİLİYOR" Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü bir grubun, bir kesimin, dar çerçevedeki bir insanın sahip olduğu bir değer olarak ifade edip, onu başka insanlara karşı ideolojik bir dayatma unsuru olarak kullanmanın yanlış olduğunu belirten Bakan Çelik, şöyle devam etti: "Atatürk’ü yüceltmek olmaz, anlamamak olur. Bildiğiniz gibi bütün ideolojilerin karakteri itibariyle saplantıları vardır, sabit doğruları vardır. Halbuki Atatürk’ün ideolojisinde, ’Ben size akıl ve bilimden başka miras bırakmadım’ sözü vardır. Aklın, bilimin gösterdiği neyse, Atatürkçülük odur. Ama bazı insanlar, maalesef kendilerine doğru gelen, sonradan icat ettikleri bazı ideolojileri Atatürk’e izafe etmeye çalışıyorlar. Bu yaklaşımı doğru bulmuyorum. Müşterek bir vatanımız, bayrağımız, İstiklal Marşımız, maddi ve manevi değerlerimiz ile sembol bir insan haline gelmiş olan milli bir liderimiz var. Bunlar, ülkenin ortak paydalarıdır." "Türkiye’de bugün bir gerçekle karşı karşıya bulunulduğunu" ifade eden Bakan Çelik, şunları söyledi: "Atatürkçüler var. Gerçek manada Atatürk’ü anlayan, Atatürk’ün ne yaptığını bilen, O’nun gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesine Türkiye’yi ulaştırabilen, Türkiye’yi yarınlarda daha başı dik, daha ılımlı, değerlerini sıkı sıkıya elinde tutan müreffeh ve medeni bir toplum yapmak isteyen Atatürkçüler var. Ama Atatürk’ün istismar edilmesine fırsat vermemeliyiz. Atatürkçüler var, bir de Atatürkçü geçinenler var ve en kötüsü de iğrenç olanı da Atatürk’ten geçinenler var. Bunun özellikle altını çizmek istiyorum. Bu tür fırsatçılara zemin bırakmamalıyız. Atatürk kimsenin menfaat, pozisyon temin etmek için kullanabileceği bir değer değildir. O, Türk milletine mal olmuştur ve Türk milletinin kabul ettiği milli liderdir, ortak buluşma noktalarımızdan biridir." "ATATÜRKÇÜLÜK ADI ALTINDA ECDAT DÜŞMANLIĞI YAPILIYOR" Atatürk’ün okuduğu kitaplara, etkilendiği insanlara bakıldığında Namık Kemal’den etkilendiğinin görüleceğini ve hürriyetçi, yenilikçi fikirlere sahip olduğunun anlaşılacağını belirten Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Fakat bir bakıyorum, Atatürkçülük adı altında ecdat düşmanlığı yapılıyor, geçmişe saldırılıyor. Kendinizi ne kadar Osmanlıdan Selçukludan sıyırmaya çalışırsanız çalışın, bunun bir faydası yoktur. Bizi bugün Ermeni soykırımı yapmakla itham eden insanlar, Türkiye Cumhuriyeti devletinden 1915 yılındaki tecridin hesabını sormaya çalışıyorlar. Siz diyebilir misiniz ki ’Beni orası ilgilendirmez, Osmanlı dönemine aitti. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz ve 1923’te kurulduk. Bizim böyle bir sıkıntımız yoktur’. Unutmayın ki bu topraklar bize Osmanlıdan miras kaldı. Bunları hesaba katmadan kültür tarihimizden söz edebilir misiniz? Türk ordusunun kuruluşunun 4 bininci yılı kutlanıyor. Peki hangi 4 bin yıldan bahsediyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti kurulalı 82 yıl oldu." Milletlerde, milletlerin kültüründe, devlet geleneğinde devamlılık olduğunu, milletlerin kurduğu siyasal organizasyonları olan devletin yapısının değişebileceğini belirten Çelik, şunları söyledi: "Bir ağaç zamanla ihtiyarlar ve kesilir, ama onun köklerinden filizler çıkar, adı Türkiye Cumhuriyeti devleti olur. Ama o devlet yoluna devam eder. Dolayısıyla Atatürk’ü anarken, anlamaya çalışırken, şunu göz ardı etmeyeceğiz: Atatürk, cumhuriyeti kurarken geçmişle hesaplaşmak zorundaydı, yeni rejimin ve sistemin oturması için geçmişle hesaplaşmak zorundaydı. Ancak geçmişle hesaplaşmayı asırlar boyu devam ettirmenin anlamı yoktur." "29 EKİM’DE ATATÜRKÇÜLÜK ADINA MASKARALIK YAŞANDI" "Atatürk’e benzetilen bazı aktörlerin 29 Ekim’de İstanbul’da meydanlara çıkarılmasıyla büyük bir maskaralık yaşandığını" savunan Bakan Çelik, Atatürk’ün artık bedeniyle etiyle kemiğiyle değil, yaptıklarıyla hatıralarıyla yazdıklarıyla söyledikleriyle ve misyonuyla değerlendirilmesi gereken bir insan olduğunu, bu nedenle de Atatürk’ün yapmacıklığa düşülmeden, bir kült haline getirilmeden konuşulması gerektiğini sözlerine ekledi. Daha sonra anma töreni kapsamındaki etkinlikleri izleyen Bakan Çelik, Atatürk Fotoğrafları Sergisi’nin açılışını yaptı.