BIST 9.693
DOLAR 32,50
EURO 34,69
ALTIN 2.499,53
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Canikli referanduma 10 gün kala CHP bombasını patlattı

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, referanduma 10 gün kala CHP'yle ilgili dengeleri değiştirecek bir açıklamada bulundu. Canikli, CHP'nin terör örgütlerine destek veren bazı vakıflarla ilişkisi olduğunu söyledi.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Best FM'de yayınlanan Ufuk Karcı ile Konuşan Türkiye programına konuk oldu.

Anayasa değişikliğinin gerekliğine ilişkin konuşan Canikli, mevcut sistem için "Uygulanan sistem parlementer sistem, fakat öyle işlemiyor" dedi ve ekledi:

"Bu sistem kavgaları ve krizleri tetikliyor."

Canikli, CHP'ye ilişkin de dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Canikli, "Kılıçdaroğlu ve onun yönetimindeki CHP'nin terör örgütlerine yakınlığı sözkonusu" dedi. 

Canikli'nin açıklamalarının detayları şöyle:

"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini en iyi iş adamlarına anlatıyoruz. Önerdiğimiz model bir matematiksel önerme gibi, bir denklem gibi net ve yalın gerekçeler içeriyor. Şu an ki sistem sadece Türkiye’ye özgü bir sistem. Parlamenter sistem olarak yola çıkılmış ama parlamenter sistem değil. Parlamenter sistemin hiçbir özelliğini taşımıyor. Parlamenter sistemin en büyük özelliklerinden biri sistemde bütün yürütme yetkişleri Başbakan’da toplanır. Cumhurbaşkanlarının yürütme yetkileri yoktur. Mesela İngiltere ve Almanya. İngiltere'de Kraliçe'nin yetkileri semboliktir, tüm yetkiler tek başına İngiltere Başbakan’ı tarafından kullanılıyor. Kraliçe bir onay makamı değildir. Hükümeti kurarken tek başına İngiliz Başbakan’ı yetkilidir. Kraliçe semboliktir. Diyelim vali atanacak tek başına Başbakan atıyor. Almanya için de geçerli aynı şey. Federal Şansolye bütün yürütme yetkilerini tek başına onlar kullanır. Parlamenter sistemlerde böyle. Fakat Cumhurbaşkanlığı yada Başkanlık sistemelerinde de netlik vardır. Yürütme yetkisini yine Cumhurbaşkanı yada Başkan kullanır. Yani Başkanlık yada Cumhurbaşkanlığı sistemlerinde bu yetki kullanımında Başbakan ortak edilmez, parlamenter sistemlerde de Cumhurbaşkanı ortak edilmez. Ama bizde sistem parlamenter sistem olarak dizayn edilmiş fakat Cumhurbaşkanlarına verilen yetkiler o kadar çok ki, hiçbir parlamenter sistemde böyle yetki verilmez.

“BU SİSTEM BU YÖNÜYLE KRİZLERİ, KAVGALARI TETİKLİYOR”

Hükümet kuruldu, Başbakan adayı kabine taslağını hazırladı, 26 bakanın ismini yazdı. Tek bşına hükümeti kuramıyor, mutlaka Cumhurbaşkanı’nın onayını alacak, yürürlüğe girecek. 26 bakanlık var, Cumhurbaşkanı batkı ve dedi ki; örnek olarak söylüyorum, 8 tanesi bu işi yapamaz, değiştirip gelin dedi. Hatta kimi getireceğini isim olarak da verdi diyelim. Başbakan öneriyi kabul ederse mesele yok. Ama beni de millet seçti, ben de yetkiyi milletten aldım derse geçmiş olsun. Hükümet kurulamadı ve devlet başsız, alın size kriz. Her gün bu çatışma riskini bu sistem içinde barındırıyor. Çünkü hükümetin aldığı bütün kararların uygulanabilmesi için Cumhurbaşkanının onayı gerekiyor. Tüm kararlar için. Dolayısıyla bu sistem bu yönüyle krizleri kavgaları tetikliyor. Dünyanın hçbir ülkesinde böyle bir sistem yok. Sadece Türkiye’de var. Bugüne dek birçok kriz çıktı. Bu sistem babayı oğula düşürür.

“KILIÇDAROĞLU VE ONUN YÖNETİMİNDEKİ CHP’NİN TERÖR ÖRGÜTLERİNE YAKINLIĞI SÖZ KONUSU”

Çok güçlü bir lider var ve bu liderliğin altında onunla uyumlu çalışan aynı davaya gönül vermiş Başbakanlar var şu an o yüzden sıkıntı yaşanmıyor ama yaşanmayacağı anlamına gelmiyor. 1982’den 2007’ye kadar da hep kavga olmuştur. Şu anki sistem ne parlamenter sistem ne Başkanlık sistemi. Ne deve ne kuş. Yürümez bu şekilde. En ufak bir sıkıntı olduğu zaman büyük tehditleri içeriyor. 7 Haziran seçmlerinden sonra yaşananlar ortada. Cumhurbaşkanı devreye girmeseydi koalisyon hükümeti kurulacaktı. AK Parti ve CHP. Taban tabana zıt görüşleri olan iki parti. Hergün kavga çıkacaktı. Terörle mücadeleyi düşünelim. Ak Parti diyelim ki şöyle yapalım diyecek, CHP kesin karşı çıkacak. Çünkü işin burada başka boyutu da var. Terör örgütlerine bir yakınlık söz konusu CHP’nin. Yada eğitimi düşünelim, Ak Parti bir şey diyecek, CHP yine karşı çıkacak. Her gün her kararda kriz tetiklenecek idi.

Yeni sistem gerçek anlamda zayıf hükümet risklerini ortadan kaldıran mükemmel bir sistem.

“KILIÇDAROĞLU VE ONUN YÖNETİMİNDEKİ CHP MİLLİ DEĞİLDİR”

CHP Genel Başkanı’nın kontrollü darbe sözleri çok talihsiz. Aklına ne geldiyse böyle ifadeler kullandı. Ne demiş oluyor; “Herşey bir tiyatroydu, sahnelendi, şehitlerimiz de gazilerimizdi birer figürandı”, demiş oluyor Kılıçdaroğlu. İnsanın zihninde çok ciddi problemler olması fgerekir böyle bir iddiayı ortaya atabilmesi için. Zihinsel temel melekelerde sıkıntı olması gerekir bunu söylemesi için. Sayın Kılıçdaroğlu aslında millete hakaret ediyor. Böyle bir iddiayı ortaya atıyorsa kanıt paylaşması gerekir. Kısa bir süre önce Alman İstihbarat Başkanı’nın “Darbe teşebbüsünün arkasında FETÖ’nün olduğuna dair yeteri kadar delil bulunamadığı” şeklinde bir açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri de Alman İstihbarat şefinin açıklamalarından hemen sonra geldi. Sayın Kılıçdaroğlu ve onun başında bulunduğu CHP milli değildir, yerli değildir. Alman vakıflarıyla çok yakın ilişkileri söz konusu. Tükiye’nin birlik ve bütünlüğüne yönelik aleyhinde çalışmaları olan terör örgütlerine açıkça destek veren bazı vakıflarla çok ciddi ilişkileri söz konusu CHP ve Kılıçdaroğlu’nun. Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamayı yapması, oralardan o açıklamaları destekler mahiyette çıkış yapması talebininin gereğini yerine getiriyor. Başka izahı yok. Sayın Kılıçdaroğlu çıkar ve bunun bir kontrollü darbe olduğunu ispat edecek belge ve bilgileri kamuoyuyla paylaşır ikna eder. Eğer yapamıyorsa bunun başka izahı yoktur.

“BİR DAVA SÖZ KONUSU OLURSA HERKES GERÇEKLERİ ÖĞRENİR”

Bu darbe teşebbüsünün arkasında FETÖ’nün olduğu çok net biçimde sayısız belge ve bilgiyle ortaya konuşlmuştur. İtiraflara bakıldığında bu çok net görülür. Bu ortadayken Alman İstihbarat Başkanı’nın böyle bir açıklama yapmasının anlamı şudur. Bu FETÖ’nün darbe teşebbüsünün destekleyicilerinden birileridir bunlar, en azından destek vermiştir anlamına gelir, bizim adamımız anlamına gelir. Onları korumaya yönelik bir açıklamadır. Bu denklemde Sayın Kılıçdaroğlu milli değildir buna yürekten inanıyorum. Gerekirse bir dava söz konusu olursa sözlerim üzerine herşeyi açıkça ortaya koyarız, tartışırız ve herkes gerçekleri öğrenir.

“CHP’NİN TERÖR ÖRGÜTLERİNE DESTEK VEREN BAZI VAKIFLARLA İLİŞKİSİ VAR”

 Yine Alman vakıflarıyla işbirliklerini biliyoruz, etkileşimin bu yolla olması da beklenebilir. Böyle bir fiilin soruşturulması işi yargının görev ve yetki alanına girmektedir. O nedenle bizim bakmamız gereken yer Meclis Araştırma Komisyonunun raporu değil. Komisyon sadece belli bazı görevliler gelmedi, gizli bilgileri açıklamadı diye kontrollü darbe açıklaması yapıyor. Böyle bir kepazelik olmaz.