BIST 10.471
DOLAR 32,77
EURO 35,09
ALTIN 2.457,99
HABER /  GÜNCEL

Can Ataklı medyayı eleştirdi

Ataklı, Cem Uzan'ın birçok soruyu cevaplamasına rağmen, medyanın bunu görmezden geldiğini idda etti.

Abone ol

Tarafsız medyanın dikkatinden kaçan noktalar Medyamız gerçekten çok tarafsız. Tarafsızlığı şu: İşin doğrusunu hiç görmemek. Kin, nefret, kıskançlık ve intikam duyguları içinde, her olaya işine geldiği gibi bakmak. Bu konuda gerçekten çok tarafsız medyamız. Cem Uzan, Genç Parti Genel Başkanı sıfatıyla ayrıca bir evlat olarak televizyonda canlı yayına çıktı. Bir savcılık soruşturması niteliğindeki programda akla gelebilecek her soruya sakinlikle cevaplar verdi. Bu cevaplarının içinde her biri olay yaratacak pek çok çarpıcı açıklama da vardı. Ancak tarafsız medyamız bunları görmezden gelmeyi başardı. Çünkü tarafsızlar. Cem Uzan’ın samimi açıklamaları sadece ‘itiraf etti’ tanımlamasıyla yer buldu medyada. Haydi araştırın Cem Uzan’ın konuşmasını iyi izleyenler skandal haber niteliğindeki ayrıntıları herhalde gördüler. Örneğin bir telefon şirketinin yabancı ortağının iki yılda 400 küsür milyon dolar zarar ettiğini açıklamasına rağmen, bu şirketin Türk ortağı banka nedense bu zarardan hiç söz etmedi. Bu Türk Bankası halka açık bir şirket. Yatırımcısına her gelişmeyi bildirmek zorunda. Ama her nasılsa 400 küsur milyon dolarlık zarar gizlenebilmiş. Sadece bir iştirakte 400 küsur milyon dolar zararı gizleme becerisi gösteren bu banka, acaba başka zararları da benzer yöntemle gizlemiş olamaz mı? Bu bankanın kamuoyu tarafından bilinmeyen zararı, örneğin 13 milyar dolar olabilir mi? Kimse merak etmiyor bu konuyu. Ne borsacılar, ne bankacılar, ne hükümet ne de medya. Dikkatinizi çekmiyor mu bu tavır? Cem Uzan’ın ifadesiyle ‘bir bilanço düzenlemesi’ Uzan grubu için soygun, başkaları için normal bir uygulama sayılabilir mi? Peki aynı işi acaba başka bankalar da yapıyorlar mı, yapmışlar mı? Örneğin, neden medyanın aklına banka bilançolarına bakmak ve burada adı geçen kimi gayrımenkullerin yazılan fiyatlarıyla, piyasa değerlerini karşılaştırmak gelmiyor? Dinlemeler, şantajlar Cem Uzan Kadir Çelik’in Objektif’indeki konuşmasında sorulan bir soru üzerine, sözde şantaj kasetlerini de anlattı. Şöyle dedi ‘Dinleme, şantaj diyorlar, neden söz konusu kasetler hep Doğanlar’la ilgili?’ Gerçekten bu sizin de dikkatinizi çekmiyor mu? Uzan ailesine ait medya organları bugüne kadar pek çok medya kuruluşu ile tartışma ortamına girdi. Oysa bulunduğu ileri sürülen kasetlerde Doğanlar’ın dışında hiçbir medya kuruluşu ile ilgili birşey yok. Onun da ötesinde Uzan Grubu’nun ticari işlerinde kendisine rakip olan hiçbir şirketle de ilgili bir şey yok. Bu köşenin eskiden beri okuru olanlar hatırlayacaktır, Doğanlar’ın medyasındaki telefon dinleme skandalını, Sabah’ta çalışırken yaşadığımız ve o zaman gazetenin sahibi olan Dinç Bilgin ve Genel Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu ile de nasıl paylaştığımı yazmıştım. Medyamız, tarafsız medyamız bunu da hiç kurcalamıyor. BDDK’daki görevli Örneğin Cem Uzan, BDDK içinde sırf Uzan Grubu’nu batırmak için Amerikan Motorola şirketi ile birlikte çalışan, hatta bu şirketten maddi karşılık alarak işlem yapan bürokratlar olduğunu da söyledi. Bunu ihbar ettiğini belirterek ‘Siz bulun, yoksa ben gelip açıklayayım’ dedi. Tarafsız medyamız bunu da hiç merak etmiyor. Tam tersine, Türk olmalarına rağmen, bir Türk şirketine karşı Amerikan şirketinin bedava (onu da Allah bilir ya) avukatlığına soyunuyor. Gerekçeleri de çok komik: ‘Motorola olayı yüzünden yabancı yatırımcı kaçıyor.’ Bana bir tane böyle kaçan şirket göstersinler. Gösteremezler, ama yanlış ekonomik politikalar nedeniyle, üstelik Türkiye’den yüklüce para kaldırıp giden onlarca yabancı şirket var. Ayrıca yine özelleştirme politikaları nedeniyle de Türkiye’den çekinen pek çok yabancı şirket var. Sadece Çeaş ve Kepez’in hukuk dışı yollarla gaspedilmesinin bile kaç yabancı şirketi etkilediğini bilmem söylemeye gerek var mı? Benzer olaylar Cem Uzan konuşmasında Çukurova Grubu’na da atıfta bulunarak ‘orada ne bankaya el kondu ne de Türkcell’e tedbir getirildi’ dedi. Tarafsız medyamız bunu da hiç göz önüne almıyor. Oysa, risk Çukurova Grubu’nda da 6 milyar dolar. Peki aynı para neden Uzan Grubu’nda soygun oluyor da, Çukurova için çıt bile çıkmıyor. Diyeceksiniz ki, Doğanlar bu konuda yayın yapıyor. Ama onlar da tamamen kendi ticari çıkarları adına, Çukurova Grubu’nun anlaşma imzalamasını önlemeye çalışıyorlar. Sonuçta, tarafsız medyaya tek çağrım var. Önyargıyla sadece keskin bıçak sallamaktan vazgeçip, biraz durup dinleyin. Meslek ahlakımız da bunu gerektirmiyor mu?