BIST 10.677
DOLAR 32,22
EURO 35,02
ALTIN 2.441,35
HABER /  GÜNCEL

Büyüme hormonlu değil

Rifat Hisarcıklıoğlu, son üç yılda özellikle geçen sene yakalanan yüksek büyüme oranlarının, tamamen reel sektörün gerçekleştirdiği bir büyüme olduğuna bildirdi.

Abone ol

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, son üç yılda özellikle geçen sene yakalanan yüksek büyüme oranlarının, tamamen reel sektörün gerçekleştirdiği bir büyüme olduğuna bildirdi. Hisarcıklıoğlu, ''(Hormonlu veya kağıt üzerinde büyüme) gibi yaklaşımları, reel sektörümüzün başarısının gölgelenmesi olarak görüyor ve kesinlikle kabul etmiyoruz'' dedi. TOBB'un, KOBİ'lere kullandırılmak üzere Halk Bankası'na aktaracağı 100 milyon YTL kaynakla ilgili anlaşma, Birlik Merkezinde, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Halk Bankası Genel Müdürü Hasan Cebeci arasında imzalandı. İmza töreni öncesinde açıklama yapan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, geçen yıl yaşanan yüzde 9.9'luk büyüme konusuna değinirken, büyüme konusunda yapılan tartışmaları eleştirdi. Bu büyüme süreci, Türkiye'nin son 50 yıldaki tüm büyüme süreçlerinden farklılık gösterdiği için, algılanmasının da farklı olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin eskiden de ekonomik krizler yaşadığını, her kriz sonrasında ekonominin toparlandığını, ancak bu toparlanmanın kalıcı olmadığını kaydetti. Çünkü büyümede kolay ve kestirme yol seçildiğini ve ekonomik büyümenin kamu harcamalarının artışına dayandırıldığını belirten Hisarcıklıoğlu, sonuçta yüksek ve kronik bir enflasyon ortamı ile istikrarsız bir ekonomik yapı doğduğuna işaret etti. Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: ''BÜYÜMEYİ GELECEKTEN BORÇ ALARAK SAĞLIYORUZ'' ''İşte son üç yılda ve özellikle de geçen sene yakalanan yüksek büyüme oranları, tamamen reel sektörün gerçekleştirdiği bir büyümedir. Bu yüzden de (Hormonlu veya kağıt üzerinde büyüme) gibi yaklaşımları, reel sektörümüzün başarısının gölgelenmesi olarak görüyor ve kesinlikle kabul etmiyoruz. Öte yandan sanayimizin enerji ,vergi ve istihdam gibi, girdi maliyetleri azalmadığı hatta arttığı için, rekabet gücünü koruyabilmek üzere giderek daha çok ithal girdi kullanması da, ithalattaki artışı körüklüyor. Üstelik bu cari açığı da, borçlanarak kapatıyoruz. Yani bir bakıma, bugün sağladığımız yüksek büyümenin bir kısmını, gelecekten borç alarak sağlıyoruz.'' Kamunun 10 yıllar boyunca ''hesapsızca başlayıp hala bitiremediği binlerce projede yitirilen 10 milyarlarca dolarlık kaynağın, kamu bankalarında gizlenen 20 milyar dolarlık sözde görev zararlarının, son 10 yılda toplam 170 milyar dolara ulaşan bütçe açıklarının'' bunun sonucu olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, bugünün ise dünden farklı olduğunu ve bu farkın kısmen de olsa tamamlanan yapısal reformlar sayesinde, ekonominin kurumsal altyapısının güçlendirilmemiş olmasına dayandığını anlattı. DOPİNGSİZ BÜYÜME TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, kendisine göre en önemli kazanımın, ''kamuda mali disiplini sağlamanın, ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemediği'' hususu olduğunu, tersine geleceğe dönük beklentiler olumlu yönde arttığından, büyümeye ivme verdiğinin görüldüğünü vurgularken, sözlerini söyle sürdürdü: ''Sonuçta kamu kesiminin dopingi olmaksızın ilk defa ekonomik büyümeyi, özel sektör ve ihracat sağlıyor. Son 33 yılda tam 11 istikrar programını, ortalama 1.5 yıl devam ettirdikten sonra, hedefe ulaşmadan yarıda bırakmıştık. Bugün ise ilk defa bir programın yarıda bırakılmadan 3 senedir uygulandığını görüyoruz. Böylece Türkiye, ekonomik istikrar yolunda süratle ilerlemektedir. İşte bu yüzden bugün ekonomide, daha farklı ve daha sağlam temellere dayalı bir iyileşme yaşanmaktadır. Peki bu büyüme ile tüm sorunlarımızı çözebildik mi? Ekonomide kural hakimiyetini ve eşit şartlarda rekabeti sağlayacak yapısal reformlar henüz tamamlanmamıştır. Vergi, sosyal güvenlik, tarım yargı, hukuk ve kamu yönetimi alanlarında reformlar henüz tamamlanmamıştır.'' OLUMLU GİDİŞATIN TEMELİ VERİMLİLİK ARTIŞI Ekonomik göstergelerdeki olumlu gidişatın temelinde, girdi maliyetlerinde kayda değer bir iyileşme olmamasına karşın, özel kesimde son 3 yılda yüzde 30'a yakın verimlilik artışı sağlanmasının yattığına vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, ancak bu gelişmenin kendi içinde iki olumsuz özelliği de barındırdığını söyledi. Hisarcıklıoğlu, artan verimliliğin teknoloji, hammadde ve enerji konularında değil, büyük ölçüde emek verimliliğinden kaynaklandığını, dolayısıyla üretim artışı ve istihdam rakamlarına yansımadığını kaydetti. CARİ AÇIKTAN KAYNAKLANAN ÇALKANTILAR Gelişmekte olan ülkelerin hepsinin, Türkiye'dekine yakın cari açıklar vermesine karşın, bizdeki gibi çalkantılar yaşamadığını anlatan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de ise yapısal reformların tamamlanamaması, hala yerli ve yabancı yatırımların önüne engeller çıkarmaya devam edilmesi nedeniyle, devamlı olarak cari açıktan kaynaklanan çalkantılara muhatap olunduğunu söyledi. ''YILLIK BÜYÜME YÜZDE 8-9'UN ALTINA DÜŞMEMELİ'' Ayrıca istihdamı arttırmak, işsizliği düşürmek ve Avrupa Birliği ekonomileriyle Türkiye arasındaki açığı kapatabilmek için, yüzde 4-5 arasındaki büyüme oranlarıyla yetinilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Hisarcıklıoğlu, ''yıllık büyümü oranlarımızı, yüzde 8-9 gibi seviyelerin altına düşürmemeye mecburuz'' dedi.