BIST 10.337
DOLAR 32,27
EURO 34,73
ALTIN 2.400,40
HABER /  GÜNCEL

Büyük kentin hikayecileri

Emrah Özdamar, bu kez "Yol Hikayeleri" adlı teatral konserde Asfalt Dünya adlı grubuyla birlikte bir yolculuğa çağırıyor.

Abone ol

Son iki yıldır dinleyicilerine "müzikli zihin egszersizleri"yaptıran genç müzisyenin Yolculuğun başlangıç noktası 23 Şubat'ta Ortaköy Feriye Kültür Merkezi. İlk seferi kaçırırsanız 26 Şubat'ta bir şansınız daha var. "Yol Hikayeleri", müzik grubunun adını taşıdığı oluşumun bir projesi. Onlar aslında bir dünyanın temsilcileri; ‘Asfalt Dünya’nın. Bu dünya, içinde yaşadığımız şehrin ta kendisi. Bizi yalnızlaştıran, kimliğimizi unutturan, aşkı tüketen, beynimizi yıkayan, sınırları içine hapsolduğumuz, genzimizde buruk tadını hissettiğimiz ve "keşmekeşine tav olduğumuz" bir dünya. Emrah Özdamar'la konser öncesinde konuştuk. - Konsere gelenler neler görecekler? - Alıştıkları anlamda sadece şarkılar söylenen bir konser görmeyecekler. Bir tür tiyatro gösterisi bu. Devamlılığı olan tansiyonlu, şarkılarla ve efektlerle süslenmiş bir performans. - "Yol Hikayeleri"ne anlatıyor? - Hikaye bir insanın çocukluk yıllarından başlıyor. Sonra çocukluktan yetişkinliğe geçiş, gerçek hayata bakış. İnsanın hayalleri, idealleri anlatılıyor. Daha sonra aşkla tanışma. Terkedilme, aradığını bulamama, sonunda da en son gerçek sevgiye ulaşma. Zaman ilerledikçe hayatla yüzleşme başlıyor. Bir hesaplaşmaya girişiliyor. İşte bu noktada dikkatler salondaki izleyicilere dönüyor. İnsanların çocukluk hayalleriyle bulundukları nokta arasında bir kıyaslama başlıyor. - Daha önceki gösterilerinizde seyirciyi edilgen konumdan çıkarıp etkin konuma getiriyordunuz. Yol Hikayeleri'nde de sahneyi sadece müzisyen arkadaşlarınızla paylaşmayacaksınız. Seyirci bir yandan şarkılarınızı dinlerken bir yandan da bir teatral performans izleyecek.Bu tarza yönelmenizin sebebi nedir? - Seyirciyle ileşitim kurmayıp sahnede sadece şarkı öylerseniz bir süre sonra insanların dikkati dağılıyor. Bunu farkedince aklıma böyle bir yöntem geldi. Ayrıca bu şarkılarımı anlatmama destek olan bir yöntem. Bu tür gösterilere yönelmemin nedenlerinden biri de şarkılarımı dinletmek istiyor olmam.Şarkıların sözleri önemli.İnsanların onları dinlemesini istiyorum. Bir de dinleyenlerin daha fazla eğlendiğini düşünüyorum. - Normal bir şekilde şarkı söylersen eğlenmeyeceklerini mi düşünüyorsun? - Şarkı sözleri sembolik. Bir örnek vermek gerekirse, gece gördüğümüz rüyalara benziyor. Bu pek alışıldık bir biçim değil. Tam olarak katılamadıkları için de yeterince eğlenemiyor. Örneğin ben kendim gittiğim Eros Ramazotti konserinde şarkıları bilmediğim için bütün şarkılar aynı gibi geldi, ama herkes çıldırıyordu konserde. Genelde gösterilerdeki oyunlar, teatral yapılar sözlere konsantre olmayı artırır. - "Asfalt Dünya" neyi ifade ediyor? - Aslında Suede'in Asphalt World adlı şarkısından esinlendim. Asfalt Dünya şehri, yani insanların kendilerine inşa ettiği doğal ortamı ifade ediyor. Beton ve asfalt. Onun içinde doğan ve yaşayan insanlar hayatımızı geçirdiğimiz yer şehir. Tanımlamamızda da bu şehri ormana benzetiyoruz. Ormanın bir ekolojik dengesi var, şehrin de insan için bir ekolojik bir dengesi var...Bu noktada bireyi birey yapan özelliklerden uzaklaşıp, sistem içinde kaybolma riskiyle karşı karşıya kalıyoruz. Teknolojinin gelişmesi, odak noktasını insandan, yaşanılan hayata kaydırıyor. Biz hem kendimiz için bir şeyler yapmak, hem de insanı insan yapan değerleri korumak istiyoruz. İlk projemiz Asfalt Dünya konseri. - "Asfalt Dünya"nın amacı ne? - Bir ortam yaratmak. Aynı benim gibi özel zevkleri olan, günlük koşuşturma içinde zevk ve uğraşlarını bir araya getirip iletişimlerini sağlamak. Amatör bir hareket Asfalt Dünya hareketi. Müzik grubu da bu hareketin içinde. Bunun dışında elektronik gazete var, bir yol hikayeleri kitabı, insanların hikayelerinden oluşuyor, bu kitabı bastırmayı düşünüyoruz. Şiir grubu, tiyatro grubumuz var.Özünde başka bir şey var. Amatör bir insana Türkiye'de hayat şansı yok. Ama biraraya gelerek, güçler birleştiriliyor. Enerjimizi birbirimizin projesine aktarabiliyoruz.