BIST 10.209
DOLAR 32,42
EURO 34,83
ALTIN 2.402,55
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Bülent Arınç'tan Diyarbakır açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Diyarbakır'daki olaylarla ilgili konuştu, bayrağın indirilmesine sert tepki gösterdi.

Abone ol
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı'ndaki Türk bayrağının indirilmesini,  "alçakça bir hareket" olarak değerlendirdi.

Çözüm sürecinin başarısını istemeyen bir grubun bulunduğunu ifade eden Arınç, "
Bunların hepsini bir saatte toplamak ve iki saat sonunda cezasını vermek mümkündür. Ama sabrediyorsak, süreci baltalamaya çalışanların amaçlarına bir an önce ulaşmaması içindir" diye konuştu. 
 
 
Bülent Arınç, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün 94. kuruluş yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen Yerel Medya Özendirme Yarışması ödül törenindeki konuşmasında, gündemdeki konulara yer verdi.
 
Bugünlerde, özellikle belli bir bölgede, üzüntü verici olayların yaşandığını belirten Arınç, bu olaylardan birinin de Diyarbakır merkezindeki Hava Kuvvetleri'nin bulunduğu alandan, bir Türk bayrağının indirilmeye cüret edilmesi olduğunu kaydetti. Bunu, "alçakça bir hareket" olarak değerlendiren Arınç, şöyle konuştu:

"Çok şükür Türkiye'de herkes, kendini bilen herkes, bu ülkeye bağlılığını bildiğimiz, bayrağımıza, vatanımıza, ülkemize çok sevgi duyduğunu bildiğimiz herkes, bu hainliği, bu ihaneti, bu alçakça tecavüzü sadece Silahlı Kuvvetler, Cumhurbaşkanımız değil, şüphesiz bütün siyasetçiler, bütün kurumlar, Meclis Başkanımız dahil olmak üzere kınadılar. Silahlı Kuvvetler de ciddi bir açıklama yaptı, bu olayın nasıl cereyan ettiğini ortaya koydu."
 
"ENDİŞE TAŞIYANLAR VAR"
 
Batman'da yaptıkları yerel medya eğitim seminerine,  bölgenin gazetecilerinin de geldiğini anımsatan Arınç, her birinin birbirinden vatanperver olduğunu kaydetti. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, onları dinleme ve konuşmalarından yararlanma ihtiyacı duyduklarını dile getiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Oradan aldığım intibahla, o konuşmalar ışığında şunu söylemem lazım: Bir şeyi net olarak vermemiz lazım, adına ne dersek diyelim, ister Kürt sorunu, ister Güneydoğu, ister PKK sorunu diyelim, bu sorunu çözmek isteyenlerin yapacağı işler belli. Sorunu çözmek istemeyenler de var. Onların da yaptıkları çok ortada. Sorunu çözmek istemeyenler sadece şiddetten gıdalanıyorlar, besleniyorlar, dillerinde şiddet var, eylemlerinde şiddet ve silah var. Siyasi söylemlerinde bile her an insanları yeniden karanlık günlere götürecek bir kalkışma veya isyan çağrısı var. Bunların her biri, ülkemizde yaşanan terörün bir çözüm süreciyle bitmesinden dolayı endişe ediyorlar. Sorunu çözmek isteyenler, üslubuna, yapacaklarına dikkat ediyor, fikirle, düşünceyle ortaya çıkıyor. Mesela biz, şiddet dilinin terk edilmesi gerektiğini, pozitif bir habercilik anlayışı içinde evet olanları verelim ama kanlı kanlı, canlı canlı, bunları insanların nefret ve şiddetine yol açabilecek bir algılamaya da kesinlikle gitmeyelim diye düşünmüştük. Bunu bütün arkadaşlarımız da aynen kabul ettiler. Öylesine bazı gazeteler veya yazarlar var ki kaleminden kan damlıyor. Niçin insanlar ölmüyor, niye cenazelerin arkası kesildi, yoksa bu çözüm süreci başarılı mı olacak endişesini taşıyanlar var. "
 
"SABREDİYORSAK, SÜRECİ BALTALAMAMAK İÇİN"
 
Arınç, Çanakkale Şehitliği'nde Lice'den en az 5-6 şehit askerin isminin yazılı olduğunu belirterek, "1915'te Çanakkale Harbi'ne giderek, Liceli Ahmet Manisalı Mehmet'in kucağında can vermişse, şimdi başka hiçbir Liceli o bayrağı yerinden sökmek ya da ayak altına almak cesareti gösteremez. Bu inançsız, bu memlekete bağlı olmayan, kafasını başkalarına kiraya vermiş, başka ideolojilerin esiri olmuş, hırsını bayraktan almaya çalışan insanlara en azından birkaç saat içinde gereken mutlaka yapılır ama oyuna düşmemek istiyoruz" diye konuştu. 
 
Bir siyasi partinin genel başkanının "Bundan sonrasını KCK bilir" dediğini anlatan Arınç, şöyle devam etti: 
 
"Terör sorununun çözülmesi, Türkiye'nin yüzyılının en önemli meselesidir. Varlık veya yokluk meselesi kadar önemlidir. Baldıran zehiri içmeye hazır olmuş, mesele çözülecekse hükümetten gitmeyi bile şimdiden başının üstüne almış, hiçbir siyasi makam ve mevki beklentisi olmadan 'yeter ki bu ülke terörden, kandan, gözyaşından kurtulsun' diye hayırlı yola çıkmış olan hükümeti kimse diz çöktüremez. Bunların hepsini bir saatte toplamak ve iki saat sonunda cezasını vermek mümkündür. Ama sabrediyorsak, süreci baltalamaya çalışanların amaçlarına bir an önce ulaşmaması için. Biraz daha sabırlı olacağız, biraz daha dikkatli olacağız. Elbette asker bu noktaya gelmişken görevini yapacak, güvenlik güçleri görevini yapacak, idareciler, valiler, kaymakamlar görevlerini bihakkın yerine getirecektir.