BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Bu koşullarda masaya oturulmaz

KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, AİHM’nin Türkiye’ye verdiği tazminat kararı sonrası sert açıklamalarda bulundu. <br/>Türkiye’nin 19...

Abone ol

KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, AİHM’nin Türkiye’ye verdiği tazminat kararı sonrası sert açıklamalarda bulundu.
Türkiye’nin 1974 yılında gerçekleştirdiği Barış Harekatı sonrası AİHM’nin verdiği 90 bin Euro’luk tazminatı eleştiren Denktaş, “AİHM’nin almış olduğu bu karar 1974’ten Türkiye’nin müdahalesi neticesinde adada tam bir soykırımın engellendiğini, o sayede Kıbrıslı Rumların, Yunan işgalcileri tarafından öldürülmesinin engellendiği gerçeğini göz ardı eden, 1950’li yıllardan başlayarak 1974’e kadar Kıbrıslı Türklerin nasıl işine giderken kaybolduğunu göz ardı eden, katliam çukurlarını inkar eden ve 74’ten bugüne adada tek bir silah patlamadığını, insanların birbirini öldürmediğini görmezden gelen, inanılmaz, kabul edilemez bir karar. AB kurumlarına güvenmememiz gerektiğini gösteren bir karar” dedi.

“MASADA BULUNUP BULUNMAMAYI GÖZDEN GEÇİRMELİYİZ”
Müzakere sürecinde karşılarında oturanın Rum Kesimi değil AB olduğunu anladıklarını dile getiren Denktaş, “Görüşmelerin bu safhasında bu kararın üretilmesi masadan görüşmekte olduğumuz Kıbrıs Rum Kesimi değil, AB olduğunu da hatırlayarak böylesi bir yaklaşımla ve zihniyetle bir yere ulaşmayacağımızı, ulaşamayacağımızı gösteren bir karar. Bütün bunları göz önünde bulundurarak da diyorum ki masada bulunup bulunmamayı, oturup oturmamayı tekrar gözden geçirmeliyiz. Türkiye AB ile ilişkilerini ve Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin yaklaşımlarını yeniden gözden geçirmek durumunda. Bu karar orada var olduğu ve durduğu müddetçe hangi bir güven arttırıcı önlemin konuşulamayacağını, adada eşitlikle ilgili iki tarafa yönelik eşit muameleyle ilgili bir hususun AB kurumları içerisinde söz konusu olmadığını bize bundan daha açıkça gösterecek bir başka karar da olamazdı” dedi.

“BU KOŞULLARDA MASADA BİR İŞE YARAMADIĞINI VE YARAMAYACAĞINI DÜŞÜNMEKTEYİM”
Bu koşullarda masada oturmanın işe yaramayacağını da kaydeden Denktaş, “Bütün bunları düşünerek ben hakikaten bütün siyasetimizin gözden geçirilmesi gerektiğini söylemeliyim. Bu koşullarda masada oturmanın bir işe yaramadığını ve yaramayacağını düşünmekteyim. AB’nin bütün kurumlarıyla yeniden yaklaşımlarımızı, politikamızı, siyasetimizi yeniden değerlendirmeliyiz diyorum. Cumhurbaşkanıyla bu hissiyatımı paylaşmak istiyorum. Çünkü bu koşullarda devam ettirilecek bir müzakere sürecinde bize ne yapılırsa yapılsın vermeye, bize ne yapılırsa yapılsın hakkımızı koruma noktasında direnç göstermeyeceğimizi göstermeye iter. Bunu da kabullenmek istemiyorum. Dolayısıyla bu aşamada bu yanlışlık düzeltilinceye kadar masadan kalkılması gerektiği inancımı bir kez daha yineliyorum” dedi.
KKTC Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı ise açıklamasında, “Cezanın miktarı önemli değil burada ama yapılan yöntem önemli veya uygulanan ceza önemli. AİHM’nin uygulamış olduğu karar bence yanlı bir karar tamamen. Bu işin 74 öncesi yokmuş gibi. Sanki burada yapılan katliam, zulüm hiç olmamış gibi, Türkiye kendisi kafası esti de buraya çıkartma yapmış gibi bir karar ortaya çıktı. Biz sonuna kadar buna tepkiliyiz önce onu söyleyelim. Kıbrıslı Türklerin yıllarca yaşadığı eziyeti ve onların hakkını yerine koyabilmek için önemliydi. Ama AİHM maalesef bu konuda yetersiz kalıyor. Zaten sayın Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun da açıkladığı gibi bu bağlayıcı bir karar değil, bizi bağlayan bir karar değil. Ama müzakere sürecine inşallah olumsuz bir etkisi de olmaz diye düşünüyorum. Fakat tamamen yanlı bir karar olduğunu düşünüyorum” dedi.

“SON DERECE HAKSIZ VE ADALETSİZ BİR KARAR”
KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ da kararı eleştirerek, “Son derece haksız ve adaletsiz bir karar. Aslında bu karara bir süre önce varılmıştı ama bunun tazminat boyutu ele alındı ve karar verildi. Bu dediğim gibi Kıbrıs Türklerinin haklarını 1963-74 döneminde çektikleri acıları, uğradıkları haksızlıkları tamamen göz ardı eden ve suçsuzu suçlu sandalyesine oturtmaya çalışan. Türkiye ancak 1974’te Kıbrıs Türkleri ’ne yapılanların bir sonucu olan tarihi bir süreç sonucunda adaya çıkmıştır ve garanti anlaşmasında bu harekette bulunmuştur. Bunun sorumlusu tamamen o darbeyi düzenleyen ve 1963-74 dönemini bize yaşatan Kıbrıs Rum tarafıdır. Hal böyleyken AİHM’nin Rumları değil de bizi böyle bir haksız karara tabi tutması son derece üzücüdür, yanlıştır ve hukuki açıdan da dayanaksız olduğuna ve çelişkiler içerdiğine dair uzmanlarımız bize görüş belirtmektedirler ve tabi bunları incelemeye haklı tepkilerimizi ortaya koymaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
(İHA)