BIST 10.320
DOLAR 32,26
EURO 35,08
ALTIN 2.464,92
HABER /  GÜNCEL

Bu hastalık bir tek Beyza'da var!

Manisa'da yaşayan Küçük Beyza yakalandığı hastalıktan dolayı sadece etle beslenebiliyor

Abone ol

Manisa'da yaşayan Necdet-Beyza Adabay çiftinin 5 yaşındaki kızları Beyza, Türkiye'de ilk defa tanısı konulan "sukraz izomaltaz eksikliği" hastalığı nedeniyle karbonhidrat, şeker, nişasta içeren gıdalar yemesi yasak olduğundan sadece et yiyerek beslenebiliyor.

Küçük Beyza'nın kansızlık, kemik erimesi, gelişme geriliği gibi temel hayati sorunlara yol açan bu beslenme biçiminden kurtulması için Amerika'dan çok pahalı bir ilacın getirilmesi gerekiyor.

Beyza'nın hastalığının tanısını koyan ve tedavisini yürüten Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Sema Aydoğdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Beyza'nın rahatsızlığının doğuştan gelen, çok nadir görülen bir hastalık olduğunu, şu ana kadar Türkiye'de başka kimseye bu teşhisin konulmadığını bildirdi.

Sukraz izomaltaz eksikliğinin bağırsaktaki şeker, nişasta ve karbonhidratın sindirim ve emilimle görevli olan hücrelerde bulunan enzimin eksikliği anlamına geldiğini belirten Prof. Dr. Aydoğdu, bunun çocuğun büyümesine engel olduğu gibi, çocukta kansızlık, kemik erimesi, gelişme geriliğine yol açtığını söyledi.

Aydoğdu, "Dolayısıyla Beyza en ufak bir şeker aldığında ishal oluyor. İshal olması da yediği hiçbir şeyin sindirilmemesi anlamına geliyor. Meyve, sebze yiyemiyor, pirinç, patates bile yiyemiyor, sadece et yiyebiliyor" dedi.

Tek çarenin bu enzimi içeren ilacın alınması olduğunu ifade eden Aydoğdu, "Sağlık Bakanlığımız bu tür hastalar için genellikle yurt dışından ilaç alacağı zaman genellikle Avrupa kökenli firmalardan alıyor. Ama bu ilaç Avrupa kökenli hiçbir firmada bulunmuyor. Amerika'dan alınması gerekiyor. Dolayısıyla bu prosedür bir türlü tamamlanamadı, ithal edilemedi. Oldukça da pahalı bir ilaç. Aile bir kutu getirtti. Ancak devamını getiremedi ekonomik nedenlerden dolayı. Devletin yardımcı olması gerekiyor" diye konuştu.

Prof. Dr. Aydoğdu, Beyza'nın sadece protein almaya devam etmesinin tehlikelerine dikkati çekerek, "Bu çocuk büyüme çağında, büyümesi için de karbonhidrat, sebze, meyve alması lazım. Üstelik bir çocuğu şeker içeren yiyeceklerden korumak mümkün müdür? Çocukluk çağında sadece protein ve yağa dayalı beslenmesi büyümesine engel olur. Sosyal anlamda da böyle bir diyetin uygulanması çocukluk çağında çok zor bir durum. Erişkinler bile böyle diyetleri belli bir süre zayıflayabilmek için uyguluyor, sonrasında normal beslenmeye geçiyor" dedi.

Hastalığın tanısının nasıl konulduğuna ilişkin soruya karşılık Prof. Dr. Aydoğdu, hücrelerin durumuna baktıklarını, bağırsak biyopsilerini ve elektromikroskobik değerlendirmelerini yaptıklarını belirterek, "Yani Türkiye koşullarında yapılabilecek tüm tetkikleri yaptık ve bu tanıyı koyduk" dedi.

Aydoğdu, hastalığın ilaçla tamamen tedavi edilmesinin mümkün olup olmadığı yönündeki soruya, "Tamamen ortadan kalkmaz, çocuğun ömür boyu bu enzimi alması lazım. En büyük zorluğu da burada. Belki büyüdükçe ileride bağırsakta bazı tolerans durumları gelişebilir ama şu anda buna da belki diyebiliyoruz. Belki ileride kullandığı enzim miktarı azalabilir lakin şu anda her öğün bu enzimi kullanması gerekiyor. Bunun yaptığı iş, şekerin ve nişastanın sindirimini sağlıyor" karşılığını verdi.

AİLE, İLAÇ TEMİNİ KONUSUNDA YARDIM BEKLİYOR

Baba Necdet Adabay, kızı yeni doğduğunda anne sütü emdiği zaman kustuğunu, hastaneye götürdüklerini, yaklaşık 2,5 yıl EÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi gördüğünü ve burada hastalığın tanısının konulduğunu söyledi.

Kızının her şeyden mahrum kalarak yaşadığını ifade eden Adabay, "Dışarı gezmeye çıktığımızda dondurmacının önünden geçemiyoruz. Diğer dondurma yiyen çocukları görünce kızım da istiyor. Ancak dondurma yediği zaman aylarca yemek yiyemiyor ve hastalanıyor. Tatlıcıların önünden geçemiyoruz, marketlere alışverişe birlikte gidemiyoruz" dedi.

Adabay, Beyza'ya sadece et, tavuk, balık ve yumurta yedirebildiklerini, bunları da her zaman yemediğini, çoğu zaman çorbayla idare ettiklerini, bu nedenle kızının sürekli kilo kaybettiğini söyledi.

Kızının normal beslenmeye geçebilmesi, dolayısıyla büyüyebilmesi için Amerika'dan bin 750 lira tutarındaki ilacın getirilmesi gerektiğini kaydeden Adabay, "Hastane tarafından verilen raporları Ankara'ya gönderdik. Ancak ilacın yurt dışından getirilmesi onaylanmadı. İnternet vasıtasıyla tanıştığımız bir kadına parasını ödeyerek bir kutu ilaç getirttik. Kızım ilacı içtiği sürece ne istiyorsa yiyip içebildi ama ilaç bitince eskiye döndü" diye konuştu.

Adabay, ilaç temini konusunda yardım beklediklerini belirterek, şunları kaydetti: "Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın ilacın temini konusunda bize yardımcı olmalarını bekliyoruz. Onlar bize yardımcı olurlarsa kendi paramızla da ilacımızı alırız. İlacın sadece yasal yollardan yurt dışına çıkarılabildiğini öğrendik. Kızım 5 yaşına girdi, sadece bir kez o ilacı kullanabildik. Şimdiye kadar temin edebilseydik ve devamlı kullanmış olsaydık belki iyileşmiş olacaktı." Anne Beyza Adabay ise kızının hastalık yüzünden çocukluğunu yaşayamadığını ifade ederek, "Et, balık, tavuk ve yumurta dışında bir şey yediği takdirde çocuğumuz hastanelik oluyor" dedi.

Minik Beyza da diğer çocuklar gibi çikolata ve dondurma yemek istediğini söyledi.

 

ARABA PARASI BULAMAYINCA KARISINI SATTI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Adana'da 8 yıllık eşi Dilek E.'yi otomobil alacak parayı kazanması için fuhuşa zorladığı iddia edilen Bayram E. hakkında 8 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı

Merkez Seyhan ilçesine bağlı Fatih Mahallesi'nde seyyar tezgahta yöresel tatlı olan bici bici ve çay satan Bayram E., iddiaya göre; 17 Ağustos'ta, tezgahına gelen 2 kişiye, para karşılığı eşiyle cinsel ilişkiye girmeyi teklif edip, evine götürdü.

Kocasının eve iki erkek getirdiğini gören Dilek E. ise, "Eşim beni araba parası kazanmam için fuhuşa zorluyor" diye polisten yardım istedi.

"İNSAN 8 YILLIK KARISINI SATAR MI?"

Gözaltına alınıp, suçlamaları kabul etmeyen Bayram E., ifadesinde "İnsan 8 yıllık karısını satar mı? Karım ve babası bana tezgah kurmuşlar. Benden ayrılması için kızını biriyle anlaştırmış. Eve polisler gelince o adam para karşılığı bu işi yaptığımı söyledi. Halbuki ben böyle bir şey yapmadım" dedi.

"BİBİ BİCİ YEMEYE GELEN MÜŞTERİLERİNE..."

Dilek E. de polisteki ifadesinde, "Kocam beni satmak istiyor. Bici bici yemeye gelen iki müşterisine 'karımla birlikte olmak ister misiniz' diye teklifte bulunmuş. Adamları eve getirdi, 40 lira karşılığı birlikte olmamı istedi.

Ben de bir yolunu bulup balkona çıktım, 155'i aradım. İnsan nikahlı karısına bunu yapar mı? Hiç utanması kalmamış. Şikayetçiyim" dedi.

8 YIL HAPİS İSTENİYOR

Çıkarıldığı mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Bayram E. hakkında Cumhuriyet Savcısı iddianame hazırladı. 8'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede Bayram E. hakkında 'tehditle fuhuşa teşebbüs' suçundan 8 yıla kadar hapis cezası istendi.

Bayram E.'nin yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.

POLİS NUMARASI YAPIP TECAVÜZ ETTİLER

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Eskişehir'de arkadaşlarıyla alkol aldıktan sonra gece yolda yürüyen üniversite öğrencisi 18 yaşındaki M.S.'ye, kendilerini polis olarak tanıtıp evine bırakma bahanesiyle götürdükleri otel odasında ilaçlı meyve suyu içirerek tecavüz ettikleri öne sürülen Hüseyin G. (45), Cengiz Ş. (39) ve Hüseyin E. (34) yakalandı.

Önceki gece arkadaşlarıyla bir barda alkol aldıktan sonra yürüyerek evine giden Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) öğrencisi M.S.'nin yanına otomobille yaklaşan Hüseyin E. "Biz polisiz. Kimliğini göster" dedi. Hüseyin E. daha sonra M.S.'ye "Eve gideceksen bin otomobile seni bırakırız" diyerek üniversiteli kızı aracına aldı. İddiaya göre M.S. otomobilde kendisine ikram edilen ve ilaçlı olduğu öne sürülen meyve suyunu içtikten sonra gözlerini bir otel adasında çıplak halde ve yanında Hüseyin E. ile birlikte açtı. M.S., bağırıp yardım isteyince otel görevlileri durumu polise bildirdi.

Polisler çiftçilikle uğraştıkları belirtilen Hüseyin E. ile arkadaşları Hüseyin G. ve Cengiz Ş.'yi yakaladı. Gözaltına alınan 3 şüphelinin ilaçlı meyve suyu ile uyuttukları M.S.'ye otel odasında tecavüz ettikleri öne sürüldü.

'İSTEĞİYLE BİRLİKTE OLDUK' DEDİLER

Şüpheliler, M.S. ile kendi isteği ile ilişkiye girdiklerini, ilaçlı meyve suyu içirmediklerini söylediler. Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulamaları tamamlanan 3 şüpheli 'Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma', 'Kendilerine polis süsü vermek suretiyle unvan gaspı' ve 'İstek dışı zorla ilişkiye girmek' suçlarından adliyeye sevk edildi.

 

POLİS MEMURU CİNNET GEÇİRİNCE...

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Kırıkkale'de cinnet geçiren ve ailesini katledip intihar eden Aleaddin Güneş ve ailesi toprağa verildi

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ

Kırıkkale'de 2 yıldır trafik polisi olarak görev yaparken Cumartesi sabahı girdiği bunalımdan kurtulamayıp cinnet geçirerek eşi ve 3 çocuğunu yatakta uyurken öldürüp, tuvalete kalkan bir kızını da 'baba ne olur beni öldürme' dediği halde yatağına yatırıp, yorganı üzerine çektikten sonra ağır yaraladıktan sonra intihar eden Alaeddin Güneş ile ailesi, memleketleri Kırşehir merkeze bağlı Karaisa Köyü'nde göz yaşları arasında toprağa verildi. Cinnet geçiren polis memuru Alaeddin Güneş'in Kırşehir merkeze bağlı Karaisa, eşi Eylem'in ise komşu köy olan Aşağı Homurlu'dan olduğu öğrenildi. Güneş ailesi, polis memuru Alaaddin Güneş'in anne ve babasının yanında açılan 5 ayrı mezarda yan yana toprağa verildi.

Cinnet geçiren polis memuru Alaeddin (39), eşi Eylem (34), çocukları Gizem (14), Sena (5) ve Efe'nin (3) cenazeleri, öğlen saatlerinde Ankara Adli Tıp Kurumu'ndan alınarak, Kırşehir merkeze bağlı Karaisa Köyü'ne getirildi. Karaisa Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği bahçesinde taziye kabul yeri oluşturuldu. Cenazeye Güneş ailesinin yakınları, akrabaları ve çok sayıda köy halkı katıldı. Güneş ailesi, köy mezarlığı önünde kılınan cenaze namazından sonra göz yaşları arasında toprağa verildi. Polis memuru Güneş'in anne ve babasının yıllar önce hayatını kaybettiği, köyde amcası, kardeşleri ve akrabalarının yaşadığı kaydedildi.

HEPSİNİ UYKUDA ÖLDÜRDÜ, TUVALETE GİDEN KIZI YARALI KURTULDU

Eşinİ ve 3 çocuğunu öldürüp, birini de yaraladıktan sonra intihar eden polis memuru Alaeddin Güneş'in olaydan geriye kalan öyküsü ise yürek burktu. Olaydan bir gün önce akşam eşi Eylem ve çocukları ile balkonda çay içip, sohbet ettiği öğrenilen Alaeddin Güneş, sabaha karşı katliam yaptı. Güneş, uyuyan eşini öldürdükten sonra 4 çocuğunun altlı üstlü ranzalardan yattığı odaya girdi. Güneş, burada 3 çocuğunu öldürdükten sonra bu sırada tuvalete gitmek için kalkan kızı 10 yaşındaki Elmas'ı karşısında gördü. Elmas'ın 'baba ne olur beni öldürme' dedi halde babasının, 'hayır kızım seni öldürmeyeceğim, gel yatağına gir' diyerek kızını yatağına yatırıp, üzerine yorgan çektikten sonra bir el ateş ettiği öğrenildi.

AİLE KATLİAMINDAKİ DETAYLAR YÜREK BURKTU

Polis memuru Güneş'in, ardından yatak odasına giderek, öldürdüğü eşinin yanına yatağa uzanarak kafasına tek el atep ettiği ortaya çıktı. Olayda yaralanan Elmas Güneş'in sürünerek kapıya kadar çıktığı ve kanlar içinde "babam hepimizi öldürdü, ne olur yardım edin" dediği öğrenildi. Kırıkkale'deki korkunç dehşet, bu sırada sabah namazı kıldırıp camiden dönen komşuları olan imam tarafından farkedildi. İmamın, komşuları uyandırarak ambulans istedikten sonra göğsünden yaralanan Elmas'ın hastaneye kaldırdıktan sonra eve girip, korkunç katliam manzarası ile karşılaştıkları öğrenildi.

MADDİ SIKINTI ÇEKİYORDU

Cinnet geçirerek ailesini katledip, ardından intihar eden polis memuru Alaeddin Güneş'in uzun zamandır maddi sıkıntı çektiği öğrenildi. Güneş'in erken doğumla dünyaya gelen ve uzun süre hastanelerde tedavi gören 3 yaşındaki oğlu için yüklü miktarda borçlandığı öğrenildi. Güneş'in bu borç yükünden kurtulmak için de internet üzerinden şans oyunları sitelerine üye olarak yüksek miktarlarda bahislere para yatırdığı ortaya çıktı. Güneş'in, uzun süre devam eden maddi sıkıntılar yüzünden bunalıma girerek cinnet geçirdiği sanılıyor.

MUHTAR YILMAZ: İYİ BİR İNSANDI, ŞOKTAYIZ

Karaisa Köyü Muhtarı Dursun Yılmaz, polis memuru Alaeddin Güneş'in çok iyi bir insan olduğunu, saygılı, etrafını üzmeyip, kırmayan, herkesle iyi geçinen biri olduğunu belirterek, "Böyle bir olayı nasıl yaptı aklımız almıyor. Hepimiz şoktayız. Yıllardır tanıdığımız birisi. Böyle yapacak bir insan değildi. Komşuları ile görüştük, dediklerine göre maddi sıkıntılar yüzünden bunalıma girdiği söyleniyor. Allah rahmet eylesin. Bütün köylü olarak şok geçirdik" dedi.

GÖREV YAPTIĞI GÜMÜŞHANE'DE BOŞANMAK İSTEDİ

Cinnet geçirdikten sonra eşi ve çocuklarının canına kıydıktan sonra intihar eden polis memuru Alaeddin Güneş'in 2 yıldır Kırıkkale Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Şube Müdürlüğü'ndeki görevinden önce Gümüşhane'de de 2 yıl görev yaptığı öğrenildi. Gümüşhane'deki görevi sırasında eşiyle şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma kararı alan polis memuru Güneş'in, daha sonra çocukları öne sürülerek yakınlarının araya girmesi sonucu bu kararından vazgeçtiği öğrenildi. Güneş'in ev kadını olan eşi Eylem Güneş'in Gümüşhane'de oturduğu sırada Ankara'daki yakınlarının yanına taşınmak istediği, eşinin ise buna karşı çıktığı ve sürekli olarak tartıştıkları öğrenildi.

KIZI ELMAS YOĞUN BAKIMDA

Cinnet geçiren babasının, tuvalete kalktığı sırada 'beni öldürme' diye ağladığı, 'seni öldürmeyeceğim' diyerek yatağına yatırıp, üzerine yorganı çektikten sonra tek mermi ile göğsünden yaraladığı 10 yaşındaki Elmas Güneş'in hayati tehlikeyi atlattığı öğrenildi. Annesi ve kardeşleri gibi babasının tabancasından çıkan tek kurşuna hedef olarak göğsünden yaralı olarak Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi'ne kaldırılan Elmas'ın ameliyatla mermi alındığı öğrenildi. Hayati tehlikesi bulunmadığı öğrenilen Elmas Güneş'in tedavisi yoğun bakımda devam ediyor. Polis memuru Alaeddin Güneş'in eşi ve çocuklarına 2'şer mermi sıktığı öğrenildi.

AYIRMAK İSTEDİĞİ KAVGA SONU OLDU

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Edirne'de kavga eden iki kişiyi ayırmaya çalışan 16 yaşındaki Serkan Altay, aldığı bıçak darbesi sonucu yaşamını yitirdi.

Olay, gece saat 03.00 sıralarında Fatih Mahallesi 33 sokak üzerindeki parkta meydana geldi. Kapıcılık yapan babasına yardım eden ve okula gitmeyen Serkan Altay ile arkadaşları parkta oturarak sohbet ederken, yanlarına gelen bir kahvede garsonluk yapan 25 yaşındaki Birkan Atlı, daha önce aralarında husumet bulunan Çağdaş Yetmen ile kavgaya tutuştu. Kavgayı ayırmaya çalışan Serkan Altay, Birkan Atlı tarafından bıçaklandı. Birkan Atlı kaçarken, kasığından aldığı bıçak darbesiyle ağır yaralanan Serkan Altay, kaldırıldığı Trakya Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi'nde kurtarılamadı.

Olaydan kısa süre sonra polis tarafından yakalanan Birkan Atlı gözaltına alındı. Soruşturma sürüyor.

14 YAŞINDAKİ KIZA CİNSEL İSTİSMAR

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]Tokat'ın Niksar İlçesi'nde, 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulundukları iddia edilen 10 kişi gözaltına alındı.

Melihgazi Mahallesi Ünye Caddesi üzerinde devriye gezen polis ekibi, 14 yaşındaki kız çocuğu F.D. ile yanındaki 31 yaşındaki A.Ö. ve 19 yaşındaki Ü.S.'den şüphelendi. Çelişkili ifadelerde bulunan 3 kişi, polis merkezine götürüldü. F.D. polise verdiği ifadesinde kendisine bu kişilerin daha önceden cinsel istismarda bulunduklarını ve 17 yaşındaki S.K.'nın da zorla ilişkiye girdiğini öne sürdü. Soruşturmayı derinleştiren polis yaptığı operasyonda küçük yaşta kız çocuğuna cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla 31 yaşındaki A.Ö., 19 yaşındaki Ü.S., 38 yaşındaki L.K., 25 yaşındaki C.Y., 17 yaşındaki S.K., 15 yaşındaki M.S., 15 yaşındaki O.C.Ö., 18 yaşındaki S.E., 59 yaşındaki F.Ö. ile 67 yaşındaki Z.Ö.'yü gözaltına aldı. Gözaltına alınan 10 şüpheli, Emniyet'teki sorgularının ardından Adliye'ye sevk edildi.

O DA AYŞE PAŞALI GİBİ OLMASIN

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]Bir süre önce, geçimini sağlamak için garsonluk yapmaya başlayan 30 yaşındaki Aysel A.,"imam nikâhlı" olarak yaşadığı Emin K. tarafından hastanelik edildi  Aysel A.'ya savcılık, "imam nikâhlı" olması nedeniyle 4320 sayılı "Ailenin Korunmasına Dair Kanun" kapsamında mahkemece tedbir kararı vermedi

Bir süre önce, geçimini sağlamak için garsonluk yapmaya başlayan 30 yaşındaki Aysel A.,"imam nikâhlı" olarak yaşadığı Emin K. tarafından, maaşını vermediği gerekçesiyle dövülerek hastanelik oldu. Yediği yumruklardan yüzü şişip moraran Aysel A. 4 yaşındaki kızı Gözde'yi alarak, Keçiören'de evinin bulunduğu semt karakoluna başvurdu. Aysel A. buradan adliyeye gönderildi. Ankara Adliyesi'nde savcılığa suç duyurusunda bulunan genç kadın, Adli Tıp'a sevk edilerek rapor aldı. Raporla birlikte yeniden savcılığa dönen Aysel A., suç dilekçeside, gördüğü şiddeti anlattı ve birlikte yaşadığı kişi tarafından, şikâyetçi olduğu gerekçesiyle, bu kez de "Seni öldürmeden polise teslim olmayacağım" diye tehdit edildiğini belirtti.

SAVCILIĞIN CEVABI

Habertürk'ün haberine göre Bir elinde valizi, diğerinde kızı Ezgi ile savcılık önünde bekleyen Aysel A.'ya savcılık, "imam nikâhlı" olması nedeniyle 4320 sayılı "Ailenin Korunmasına Dair Kanun" kapsamında mahkemece tedbir kararı verilemeyeceğini bildirdi. Savcılıktan umduğu desteği bulamayan ve gördüğü şiddetin ardından ölümle tehdit edilen Aysel A. şimdi sığınacak yer arıyor.

BIÇAKLI SALDIRI

Aysel A.'nın, on yıl kadar önce baba evinden kaçarak Ulus'ta büfe işleten Emin K. ile birlikte yaşamaya başladığı, bir süre sonra da sistemli şiddet gördüğü, imam nikâhlı yaşadığı Emin K. tarafından bıçaklanarak yoğun bakımda yattığı ortaya çıktı. Emin K.'nın bıçaklama olayı yüzünden cezaevine girdiği, ancak mahkemede genç kadının şikâyetini geri çekmesi üzerine serbest bırakıldığı öğrenildi. Bu olaydan sonra 2007 yılında Emin K.'dan kızı Ezgi'yi dünyaya getiren Aysel A.'ya Ankara Barosu, şiddet gören kadınlar için başlattığı "Gelincik Projesi" kapsamında hukuki destek yardımı için bir avukat görevlendirdi.

Savcılık: 'Kanunun dışına çıkamıyoruz'
Savcılık yetkilileri "Mevcut kanuna göre bu yönde kararlar veriyoruz. Bunun dışına çıkmamız mümkün değil. Şu andaki kanuna göre, evli olmayanlarla ilgili koruma ve tedbir kararlarını verecek olan tek yetikili makam kaymakamlıklardır" diyerek, kadına yönelik şiddetle ilgili tartışılan tasarının yasalaşıp yürürlüğe girmesi halinde bu tür durumlarda gerekenleri yapabileceklerini söylediler