BIST 10.248
DOLAR 32,23
EURO 34,73
ALTIN 2.395,91
HABER /  GÜNCEL

Bu da ikinci Ahmet Kaya vakası

Kürtçe şarkı söylediği için yuhalanan ve sahneden inmek zorunda kalan Aynur Doğan, yaşadıklarını anlattı.

Abone ol

İstanbul Caz Festivali kapsamındaki sahne alan Aynur Doğan'ın Kürtçe şarkı söylediği için protesto edilmesi 1999 yılında Magazin Gazetecileri Derneği'nin ödül töreninde Ahmet Kaya'ya yapılanları akıllara getirdi.

Değişik ülkelerden sanatçıların katıldığı konserde Aynur Doğan, sahnede Kürtçe şarkı söyleyince önce yuhalandı. Tepkileri dinmeyen grubun Diyarbakır'da şehit olan askerleri gerekçe göstererek slogan atması ve sahneye minder, pet şişe atmasıyla Doğan, sahneden inmek zorunda kaldı.

Aynur Doğan, yaşadığı o anları Habertürk ve Radikal gazetelerine anlattı:

İşte o gece yaşananlar...

AŞK ŞARKISINI SÖYLETMEDİLER

Doğan, Açıkhava'da o gece söylenmesine izin verilmeyen şarkının aşk şarkısı olduğuna dikkat çekti:

Biri son albümümden olan 'Rewend'di. İnsana en kötü gelenin ruhsal göçebelik olduğundan söz ediyor. 'Delale', Horasan bölgesinden bir aşk şarkısıydı. Üçüncü de 'Dew dew' yani ayran. İş yapan kadınların tembel erkeklere atıfta bulunduğu bir parça... Hiçbirinin siyasi, politik içeriği yok yani.

YUHALANIRKEN NE HİSSSETTİ?

O GECE NELER YAŞANMIŞTI?
10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin Princess Otel'de düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı ve ödül konuşmasında "Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği'ne, Cumartesi Anneleri'ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var. Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayımlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayımlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum" dedi. Kaya'nın sözleri üzerine davetlilerin bir kısmı tepki gösterip, küfür etmeye ve kendisine çeşitli eşyalar fırlatmaya başladılar. Kaya, MGD görevlileri tarafından kongre salonundan dışarıya çıkartıldı.

DÜZMECE GÖRÜNTÜLER

Bu olayın hemen sonrasında Kaya'nın 1993 yılında Berlin'de Kürt İşadamları Derneği'nin düzenlediği bir gecede verdiği konsere ilişkin fotoğrafların Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanması üzerine "Bölücü PKK örgütüne yardım ve yataklık yaptığı ve halkı ırk farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" iddiasıyla hakkında İstanbul DGM'de toplam 10.5 yıl ağır hapis istemiyle iki ayrı dava açıldı. Haziran 1999'da Türkiye'den ayrıldı. Yargılamaların sonucunda gıyabında toplam 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra bu görüntülerin düzmece olduğu belirlendi.

Üçüncü parçaya geçerken bir karışıklık oldu. Tam ne olduğunu da anlamadım. Ama şunu söylemek lazım, çoğunluk beni yuhlayanlara karşı tepki veriyordu. Orada 4 bin- 4 bin 500 kişi varsa, yuhalayan belki 400-500 kişidir. Çoğunluk bence oraya müzik dinlemeye gelen duyarlı kesimdi.

PROGRAM ÖNCESİ ENDİŞE VAR MIYDI?

Sadece dün değil, Türkiye'de her zaman sahneye çıkarken bu tür bir gerginlik duyar insan. Sanatçı yüzde yüz müziğin içinde olarak sahneye çıkmak ister esasında. Ama işte bu ülkede sorunlar devam ettiği ve Kürtçe söyleyen biri olduğum için gerginlik duymamak mümkün değil. Genelde Türkiye'de bu psikolojiyle, müziğin içine tam giremeden çıkıyorum sahneye. Bu, yaptığımız işle aramıza mesafe koyan bir şey. Bu tedirginlikle ne kadar sahici ve samimi olabilirsin?

Caz Festivali'nden söz ediyoruz. Daha birleştirici, empati kurabilen, daha farklı bakabilen, sanatın birleştirici gücüne inanan bir kitle bekliyordum. Bu tepki bende şaşkınlık yarattı. Karmakarışık oldum. Beni asıl üzen, şahsen orada yuhlanmaktan öte, böyle şeylerin halen daha yaşanıyor olmasıdır. Bir aşk şarkısına bile bu kadar tahammülsüzlük göstermeleri üzdü beni.

BİR ANDA ŞOK OLDU

Neler oluyor, nereye gidiyoruz? İleri mi gidiyoruz yoksa yerimizde mi sayıyoruz? Hepsini düşünüyorsun öyle bir anda. Ne yapmam gerektiğini kestiremedim. Ama yine de umudumu kaybetmemeye çalışıyorum. Çünkü dün gece fark ettiğim şey, bunların azınlık olduğudur. Çoğunluk gerçekten barış ve kardeşlikten yana. Azınlığın bize yıllarca çoğunluk gibi gösterilmesidir zaten sorunu büyüten.

YUHALAYANLARI AFFETTİ Mİ?

Ben affederim, önemli olan onların kendilerini affetmeleri...

NE OLDUĞUNU ANLAMADILAR

'Suyun Kadınları'nın diğer müzisyenleri, Onlar da anlam veremedi, şaşırdı. "Utandık bu durumdan" dediler. Tabii onlara anlatması da zor. Dünden bugüne Türkiye'nin tarihini anlatmanız lazım.

TÜRKİYE YAŞANANLARI NASIL OKUMALI?

Bence hepimizin ders çıkarması gerekiyor. En temiz ve hassas alana bile müdahale edilebiliyorsa, politik bir rant için kullanılabiliyorsa, hepimiz bunun üzerine düşünmeliyiz. Orada Rumca da söylendi, İspanyolca da, Ladino da. Aynı yerde, yüzyıllardır bir arada yaşayan halkın diline tahammül edilemedi.

NEDEN TÜRKÇE SÖYLENMEDİ?

Ama bu projeye Kürtçe söylediğim şarkılar için dahil edildim. Projenin aynı zamanda albümü de çıktı. Afrikalı bir sanatçıyla da şarkı söyleyebilirim. Bunun altında anlam aranmaz ki! Dünyanın bütün festivallerini gezerken Kürtçe söylüyorum ama Türkiye'den bir sanatçı, bir Türkiyeli olarak davet ediliyorum oralara. Hatta yakında Hamburg'da büyük bir festival olacak. Konuk ülke Türkiye ve ben iki konser vereceğim.

NEDEN TAZİYE DE BULUNMADI?

Doğan, kendisini yuhalayanlar ve sosyal medyada onlara destek veren kitlenin sosyal medya alanlarında"Çok taze bir çatışma var, cenazeler yeni kalkmış. En azından duruma dair bir cümle kursaydı" eleştirilerine yanıt verdi:

"Buna inanmıyorum. Eğer müzikle, sanatla verilen mesaj algılanamıyorsa, bunlarla birleşemiyorsak, zaten ne söylesen anlamı olmaz. Sadece dün değil, ondan önce yıllardır yaşanan acılar var. Ben umutlu olmaya çalışıyorum. Bu ülkede barış ve kardeşliğin gelmesini isteyen kesimin üzülmesi, buruk yaşaması da beni üzüyor. Bütün ölen insanlar için üzülüyorum, acı çeken herkes için üzülüyorum. Artık bu sorunun çözülmesi lazım. Hâlâ sen şusun, sen busun... Dünya başka bir yere giderken artık bunlara kafa yormamamız gerekiyor. Yorarsak geri düşmüş oluruz. Niye aramıza bu kadar mesafe koyuyoruz, niye böyle duvarlar dikiyoruz? İki-üç gün önce Hollanda'da dünyanın en büyük caz festivalindeydik. Oradaki tepkilerle buradakileri karşılaştırıyorum. Gerçekten kendime üzülmüyorum, bu ülkeye üzülüyorum.