BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

Bombayı atan resmi görevli mi?

Şemdinli'deki sıcak saatleri olay yerinde yaşayan CHP'li Esat Canan'ın dedikleri doğruysa ortalık karışacak! Canan'a göre bombayı atan jandarmanın aracıydı.

Abone ol

Dün bir kitabevine yönelen saldırının zanlılarıyla ilgili soruşturmada ortaya atılan ilk iddialar, Türkiye'de 1990'ların ortasında patlak veren Susurluk skandalının anımsanmasına yol açtı.

Saldırının zanlıları olduğu iddia edilen kişilerin kamu görevlisi oldukları yolunda halk arasında yaygınlaşan söylentiler oldu.

BBC Türkçe Bölümü'nden Alper Ballı, bu söylentileri ve dün gün boyunca yaşananları, olayın hemen ardından ilçeye giden CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan'la konuştu.

Esat Canan: Dün öğleden önce üç kişi bir araçla Şemdinli'deki bir pasajın önüne yaklaşır. Bir kişi araçtan inerek pasajdaki bir dükkana poşet içinde bombayı atıyor ve kaçmaya çalışıyor. Kaçmaya çalışan şahıs, diğer iki kişiyle birlikte vatandaşlar tarafından yakalanıyor. Vatandaş zaten bu konuda çok duyarlı. Çünkü 'böyle bir şey olabilir' ihtimali (vardı)... Şemdinli günlerdir korku içinde... Vatandaşlar üç kişiyi yakalıyor, aracıyla birlikte tartaklıyorlar. İtişme kakışma, yara bere içinde... Güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu üç faili güvenlik güçlerine teslim ediyorlar.

BBC: Bu faillerin kimler olduğu belli mi?

Esat Canan: Kimler olduğu konusunda isim olarak bir bilgi yok. Ama emniyete sorduğumda bir kişinin gözaltında olduğunu, diğer ikisinin olmadığını söylediler. Biz ısrarla "Diğer iki kişi nerede? Vatandaşın yakalayıp teslim ettiği üç kişidir. Neden bir kişiyi gözaltında tutuyorsunuz? Niye diğer iki kişi yok?" (diye soruyoruz)..

BBC: Ne diyorlar?

Esat Canan: Bu sorunun yanıtını hâlâ almaya çalışıyoruz. O konuda resmi makamlar kesin ikna edici bir cevap vermiyorlar. Arkasından o araç çarşının ortasında durdu. Oradaki halk aracın çevresini çevirmiş. Beni aradılar. Ben o sırada Yüksekova'daydım. "Biz üç kişiyi aldık, teslim ettik failler elimizde. Yardımımıza gelin. Deliller burada... Deliller kaybolmasın... Yardım etmeye gelin" diye... Gittim ben. Gittiğimde o araç halkın çemberi arasında duruyordu çarşıda. O aracın tespiti gerekiyordu. Hemen ben savcı beyle, kaymakam beyle, yetkililerle görüştüm. Daha sonra savcı beyle birlikte araç üzerinde bir tespit yapıldı. Ben de o tespitte orada bulunuyordum.


Esat Canan, olaylar yaşandığı sırada Yüksekova'daydı

BBC: Araçta dikkatinizi çeken birşey var mı?

Esat Canan: Evet. Araçta inceleme esnasında bagajda üç tane kalaşnikof silah, o silahlara ait olduğu görülen - belki başka silahlara da ait olabilir - 10 dolu şarjör, güvenlik güçlerinin kullandığı kamuflaj yeleklerden birkaç tane, bomba yapımı veya imhasında kullanılan bazı dökümanlar, bir de arabanın içerisinde iç koltuk üzerinde siyah çantanın içerisinde makine-kimya menşeili iki el bombası (bulundu)... Fakat bunlardan daha önemlisi dört tane de dosya çıktı. Bunlardan bir tanesi 6-7 sayfalık bir dosya. Ki bu dosyada sadece araçla ilgili bilgiler var. Aracın jandarmaya ait olduğu, tescil belgesi, teslim tutanakları, resmi imzalar ihtiva eden belgelerle dolu... Diğer bir tanesinde bomda atılan dükkanın sahibinin hem resmi, hem ismi, kimlik bilgileri olan bir liste ve o dükkan sahibinin ismi de kırmızı kalemle çizilmiş belirlenmiş... Ayrıca bomba atılan dükkana, pasaja ilişkin kroki de bu dosyanın içinde. Diğer dosyalarda da Şemdinli'deki bir kısım insanın, parti yöneticilerinin, ileri gelenlerin isim listesi orada. Sakıncalı olanlar, olmayanlar gibi başlıklarla bazı ibareler yazıyordu. O dosyaların tümünün savcı tarafından tutanaklara geçirildiğini gördüm.

BBC: Sizin bunu jandarmayla doğrulama şansınız oldu mu? Jandarmaya bu araç sizin mi diye sorma şansınız oldu mu?

Esat Canan: Bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Ben bunu bu toplantıda söyledim. İl alay komutanımızın yanında söyledim. Aracın önce emniyete, güvenlik güçlerine ait olduğunu söyleyince, emniyet müdürü buna itiraz etti. "Evet" dedim, "doğru ben yanlış söyledim. Emniyete ait değil ama jandarmaya aittir" dedim. İl alay komutanımız orada bana itiraz etmedi. "Doğru, araştırıyoruz" dedi.

BBC: Yüksekova'da bazı patlamalar yaşandı. Şimdi Şemdinli'de de olaylar yaşanıyor. Genel olarak kentte durum ne?

Esat Canan: Toplum tarafından sık sık dile getirilen bir husus vardı. Bana da iletildi. İşyerlerine atılan el bombaları, lav silahları.. Dün ele geçirilen araçta bir istihbarat örgütünün aracında bulunması gereken tüm malzemeler mevcut. Ben bunu daha önce de paylaşmıştım yetkililerle. Olayın oluş şeklinden değerlendirmeye gidildiği zaman... Bu bölgede herşeyi PKK'nın yaptığı söyleniyor. Ama bu olayların büyük bir bölümünün PKK tarafından yapılmadığı öteden beri biliniyor.

Bu konu üzerine gideceğiz. Bu Susurluk olayı gibi.

BBC: Kim yapıyor?

Esat Canan: Bu konunun aydınlatılması lazım. Örtbas da edilebilir. Ki o görüntüler de görülüyor.

BBC: Örtbas edilmesinden mi endişe ediyorsunuz?

Esat Canan: Endişe ediyorum, evet. Bir kere faillerden birinin mevcut olması (gözaltına alınmış olması), diğerlerinin olmayışı ciddi kaygılara düşürüyor beni.

BBC: Ne yapacaksınız peki bu konuda bir CHP milletvekili olarak?

Esat Canan: CHP milletvekili olarak benim görevim; bu konuda genel merkezi bilgilendiriyorum. Bu konu üzerine gideceğiz. Bu Susurluk olayı gibi.

Diğer tepkiler

Bugün sabah saatlerinde protesto gösterileri düzenleyen halkı sakinleştirmek için bir konuşma yapan belediye başkanı Salih Yıldız da, ''haklı durumda olduklarını ''vurgulayarak, taşkınlık yapmamalarını istediği vatandaşlara, ''Susurluk gibi, Yüksekova çetesi gibi bir olayı ortaya çıkarmak üzereyiz'' diye seslendi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, bölgeye heyet göndereceklerini vurgularken, telefonla iddialarla ilgili görüşlerine başvurduğumuz İçişleri Bakanlığı yetkilileri, ''olayın soruşturmasının artık savcının görev alanına girdiğini belirterek, soruşturmanın sonuçlarının beklenmesi gerektiğini söylediler.

Benzer bir açıklama da Hakkari Valisi Erdoğan Gürbüz'den geldi.

Gürbüz, Türkiye'de CNN Türk televizyonuna yaptığı açıklamada, herkesin soruşturmanın sonuçlarını beklemesi gerektiğini söyledi.

Gürbüz şöyle konuştu: "Şu anda Cumhuriyet Başsavcılığı, bağımsız yargı olaylara el koymuş ve dolayısıyla yüce yargının verdiği kararlara gerek idare olarak biz, gerekse vatandaşlar uymak zorundadır. Bizim yargıyı eleştirme, yargının görevlerine müdahale gibi görevlerimiz asla ve kata olamaz. Şu anda bilgisi görgüsü olan vatandaş Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaat ediyor. Nitekim 15-20 kişi müracat etti, ifadeler alınıyor. Onun için yargısız infaz yapmamız mümkün değil. Olay şöyle olmuş, böyle olmuş... Görgü tanıklarının ifadesinden sonra kesinleşecektir."