BIST 10.677
DOLAR 32,21
EURO 35,02
ALTIN 2.441,92
HABER /  GÜNCEL

Bir günde 70 adama satılan kadın!

Bugün dünya kadınlar günü! Ama birçok kadın bunun farkında bile değil. Onun gibi birçok kadın bugün onlarce erkeğe satılıyor.

Abone ol

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü!.. Bugünün anısına T24'ten Selin Olgun, bir günde 70 kişiye satılan eski genelev kadını Ayşe Tükrükçü'yle bir röportaj yapmış.

Hatırlayanlar vardır; Tükrükçü 2007 genel seçimlerinde İstanbul 2. Bölge’den milletvekili adayı olmuş ve 196 oy almıştı.

Tükrükçü'nün çile dolu hayatı 9 yaşında öz amcasının ona tecavüzüyle başlar. 23 yaşında evlenir, dayak ve kayınbirader tacizi nedeniyle bu evliliği noktalanır. Ardından da evlenmek üzere olduğu kişi tarafından Mersin Genelevi’ne satılır.

Bugün saat 18'de, yani genelevlerin en yoğun olduğu saatte Tükrükçü ve Şefkat Derneği, Emekçi Hareket Partisi, seçim döneminde onu tanıyan duyarlı anneler, kadınlar, öğrenciler, Galatasaray’da buluşup Zürafa Sokak’a kadar yürüyecekler. O kadınların kendileri için uğraşan birileri olduğunu bilmeleri için...

İşte Tükrükçü'nün röportajı:

BİR GÜNDE 70 KİŞİYE SATILDIM

Sizin hafızanızda genelevde geçirdiğiniz 8 Mart’lardan bir kare var mı?

Aslında doğru olan şu; biz orada doğum günümüzü, cenazemizi, ailemizi unuturuz. 8 Mart’larda da genelevde hayat, genelevi hayatıdır. Hiçbir şey fark etmez.

Bir şeylerin farklı geçtiği günler olmaz mı?

Olmaz mı; mesela her zamanki yoğunluğun üstüne çıkıldığı çok yoğun günler olur.

Hangi günlerdir bunlar?

Bayram günleri, asker sevkiyatının olduğu zamanlar, seçim dönemleri, miting günleri ve futbol maçlarının olduğu gündüzler. Bunlar çok yoğun zamanlardır. Özellikle küçük şehirlerde ( Ayşe Tükrükçü, Mersin, Eskişehir, Gaziantep, Konya-Ereğli, Bursa, Adana, Kütahya’daki genelevlerde çalışmış) bir maç oynanıyorsa, o maçı izlemek için otobüslere doluşup o şehre gelen birçok erkeğin sorduğu ilk şey şudur: “Genelev nerede?” Sürülerce erkeğin akın ettiği böyle bir günde, 24 saatte 70 kişiye satıldım. Nasıl unutursunuz; bunu yaşayan bilir.

NÜFUS SAYIMI GÜNÜ BİLE GELEN OLUR

Şunu düşünmek yersiz değil o halde; nüfus sayımı yapıldığı günler genelev çalışanları için “bayram günü” sayılabilir mi?

(Gülmek ve ağlamak arasında ama gür bir sesle cevaplıyor) Doğru, sayım günleri en seyrek zamandır ama genelevi kafasına koyan erkeğe hiçbir şey fark etmez. 1995 nüfus sayımında Adana’da bir evde çalışıyordum. Oraya nüfus memurları geldi mi sanıyorsunuz? Nüfus sayımlarında bu kadınlar sayılıyor mu sizce? Her nedense sayım bölgesinde genelev olan memurlar hep kadınlara denk gelir. Kadın memurlar da geneleve giremez. Genelevlerde gerçek bir sayım yapıldığına beni kimse inandıramaz. Orada kaç kişi çalışır, yaşar; bu bilinmez. “Sermaye” bile bilmez bunu. Bakın resmi kayıtlara göre şu anda Türkiye’de 61 genelev var, peki gerçekten kaç kadın var orada; bilmiyoruz. O kadınlar orada nasıl bir muamele görüyor; devlet bunu umursuyor mu, öğrenmek istiyor mu gerçekten? Toplum, “Onlar da kötü yola düşmeseydi canım?” demeden o kadınların oraya nasıl satıldıklarını ve daha sonra neler yaşadıklarını duymaya gönüllü mü? (Susuyor)

GENELEVDE ÇALIŞAN KADININ BİR GÜNÜ

Buyurun, genelevde çalışan kadının bir gününü anlatın…

İki buçuk yıl çalıştım ben. Benim için 25 yıl demekti. Ayık kafa ile çalıştım ben. Unutmadan, sarhoş olmadan. Genelevde ayık kafa ile çalışmak zordur, bitmez; hatırlarsınız. Ben yaptım bunu. Ayık çalıştım. Çünkü dokuz yaşında uğradığım tecavüz… Kendinde olmayan bir sarhoş yaptı önce bunu bana. Ama ben sarhoş olmadım, uyuşturucu kullanmadım. O yüzden seçilmek için beklerken, o yerlerde kafayı bulmadan durdum. Camın önünde kadınlar, memesini gösteriyor, bacağını açıyor. Hapsız, uyuşturucusuz, içkisiz olanlar ve “Gel canım” diyenler yok mu; var. Ama çoğunluğun kafası iyi, çünkü ancak öyle katlanıyor. Ters ilişki isteyen, hakaret isteyen, şiddet uygulamak isteyen, hepsi var. Biliyor musunuz; tamamen ters ilişki için çalışan kadınlar var. Neden? Çünkü o kadar çok doğum yapmışlar ya da doktor kontrolünde hiç doğum yapmamışlar ki kadınlık organlarını kullanamıyorlar. Patron, “sermaye”sini yine de işletiyor; “O zaman ters ilişki için çalışsın!” Senenin 12 ayı, günde 15 saat işte burada çalışmak! Uyuduğu odada iki yatak var. Birinde uyuyor, diğerinde çalışıyor. Bu kadınlar böyle yaşıyor. Sabah 10’da kapılar açılıyor, akşam müşteriler bitene kadar. Artık kaçta biterse?

BİR KİŞİYLE BERABER OLMANIN KARŞILIĞI 7,5 LİRA

Birlikte olduğu müşteri sayısına göre mi kazanıyorlar?

Fiks vizite ücreti üzerinden hesaplanır. Vergi levhasını unutmayın, resmidir, asılıdır. Markalar da paradır.

Bağışlayın; vizite ücreti ne kadar?

Seçim döneminde, 2007’de, bize gelen telefonlardan biliyoruz, İstanbul’da Zürafa Sokak’ta vizite 25 liraydı. Şimdi olsun, 35 lira. O 35 liradan o arkadaşın eline düşecek para en fazla 7,5 liradır. Yani bir kişiyle beraber olmanın karşılığı 7,5 lira. Yani 20 kişiyle birlikte olursa 150 lira. O da eline geçerse.

Para yerine marka mı kullanılıyor?

Şöyle, müşteri seni beğeniyor. Odaya çıkıyorsun, parayı alırken, “Soyun sen, ben geliyorum” diyorsun. Aldığın vizite parasını kasadaki vekile (Genelev sahibinin yardımcısı-kasayı bekleyen kişi) veriyorsun. Vekil parayı alınca marka verir. Biz ise akşam kapanışta markaları teslim ederiz. Kaç marka verdiysen, vekil hesaplar, karşılığını verir. Tabii ağzı da boş durmaz, 24 marka verdiysen, “Seda (Tükrükçü’nün genelevde çalıştığı sırada kullandığı isim) kendine çeki düzen ver” diyerek uzatır parayı. Bu bir ihtardır.

Kaç marka ihtar almaz?

Doymaz gözleri.

GÜNDE 25 KİŞİYLE YATARSANIZ SAKİNDİR

Oradaki kadın için kaç marka sakin geçen gündür?

Günde 25 kişiyle yatarsanız sakindir.

Bayram günlerinde nasıl olur markalar?

Dedim ya, bayramlar en yoğun zamanlardır. Komik, şimdi gülüyorum ama siz düşünün şunun bedelini, ne dini bayram, ne milli bayram, ne de senelik izin tatili. 12 ay, her gün 14 saat! Şimdi biz, hiç değilse “Kadınlar Günü’nde genelevleri kapatın” desek ne olur; kapıda bekleyen polis o gün rüşvet alamaz. Devlet de bir günlüğüne bile orayı kapatmaz ki “vergi sayacı” durmadan işlemeye devam etsin! Peki gelelim işin başka noktasına, oradaki kadınları kanunlar mı koruyor yoksa bu kadınların geliştirdikleri usuller mi?

Hangi şık daha gerçekçi?

Gerçek şık, rahmetli Nurten Kaşıkçı ablamızın şeker tedavisi. Zeytinyağına batırdığın kesme şekeri gece uyumadan önce rahmine yerleştirmek! Sabah daha az ağrın olsun, rahmin yumuşasın, müşteriye çıkabilesin diye. Şimdi gelelim yasalara. Yasayı (Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü 1961’de yayımlandı) koydun, “Regl döneminde çalışmak yasak” dedin. Biz niye kanamalı çalıştık o zaman? Yasayı koydun, “Sigorta yapılacak” dedin. Geneleve giriş ve çıkış tarihimi vesikayla resmileştirdin. Neden sigortam ödenmedi? “Korumalı çalışılacak” dedin, neden sekiz defa kürtaj oldum, neden kürtaj masasından kalktıktan hemen sonra müşteriye sunuldum? “Bu kadınlar düzenli olarak resmi muayeneye gidecek” dedin, neden ben hiç tedavi görmedim. Bırakın frengiyi AİDS’li olarak devletin resmi genelevinde çalışan arkadaşlarımız var.

PATRON DA VEKİL DE PEZEVENGİM DEMEZ

Bu şıklara neden olan genelev hiyerarşi nasıl işler?

Genelev hiyerarşisi nedir; önce 2P. Ne patron, ne de vekil “Ben pezevengim” demez. Ondan bu 2P’nin birinin adı patron, diğerininki vekildir. Kadının oradaki konumu ise orospu olmaktır. Kadın değilsin, cinsiyetin yok, orospusun. O da cinsiyetsiz bir şey, sermaye.

Müşteriler için de cinsiyetsiz bir “şey” olma geçerli midir?

Bakın ben şuna senelerce ağladım; anlatayım ne olduğumuza, onların ne olduğuna siz karar verin. Adam “Allah kurtarsın” diyor sonra benimle yatıyor. Ya da o beş dakikalık işlemden sonra merak ediyor: “Nasıl orospu oldun?”

Bu soruyu “Nişanlım sattı” diyerek cevaplarsanız?

“Bu nasıl erkeklik?” diyerek erkekleşenler olurdu! Ne erkekleşmek ama! Genelde cevaplamazdım bu soruları. Çünkü bir de şey var; soru aynı ama soranın yaşına göre değişir: “Abla buraya nasıl düştün? Teyze ne zamandır buradasın?”

70 YAŞINDAKİNİN VİZİTESİ 10 LİRA

Maksimum yaş nedir genelevde çalışan kadınlar için?

Nurten Abla 70 yaşındaydı, nur içinde yatsın. Çalışıyordu. Kimdi onun müşterileri; 80 yaşında, 90 yaşındakilerdi. Şaşırmayın. Böyle. Normal vizite 35 lira ise 70’liklerin, 60’lıklarınki 10 lira olur, 15 olur.

KADIN PATRONLAR SÜSTÜR

Ya kadın patronlar?

Onlar süstür. Gerçek patron bellidir; erkek. O kadın patronlar eski “sermaye”dir. Ya da patron şöyle düşünür; “Ben ortada olmayayım, bu hem kızları içeride denetlesin, hem de bana çalışsın.” O kadın patronlar da, kadınlar da horlandıkça erkekleşir. Kadını sormayın, kadın filan yok orada. Yeri geliyor 80 yaşında adam, yeri geliyor 16 yaşında çocuk seninle yatıyor. Kadınlığını sata sata o duygu bitiyor. Kadın olduğunu hissetmiyorsun. Bacağını açıyorsun, süresi beş dakika. Sonra git yıka oranı, sonra yine. Satıldın, direndin, tecavüze uğradın, satıldın, kaçtın, dayak yedin, kaçtın. Sonra? İş başvurusunda bulunduğunda, en son çalıştığın yer sorusuna “genelev” diyemiyorsun. Dediğin zaman yine aynı şeyler sırada. Ya kapının önü ya da şansını bir başka şekilde denemek isteyen “işveren”. Vesikam olduğu için ailem beni istemiyor. Ben 1993 yılında 240 milyon liraya satıldım. O zaman Mersin’de bu para Pozcu semtinde iki ev ve bir de Tempra araba ediyordu. Benim, kadın olarak 17 yıl önce Türkiye’deki değerim buydu. 240 milyon! Ne para, ne para! Şimdi diyorum ki, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı, hadi Zürafa Sokak’a bir baskın yapın, denetleyin. Avrupa’nın kültür başkenti İstanbul’daki, oradaki kadınlar neler anlatacak? Devletin yasaları nasıl uygulanıyor genelevlerde?

BİR KEZ DAHA DÜNYAYA GELSEM YİNE KADIN OLMAZ İSTERİM

Ayşe Hanım, cevaplarınızda tanıklıklarınıza dayanan sorularınız oldu konuşmamız boyunca. Yüzyıllardır var olan bir sektör fuhuş. “25 yıla denk 2,5 yıl çalıştım bu sektörde” dediğiniz o hayatta şu soruya bir cevap buldunuz mu; kadın ve erkek arasındaki fark nedir?

Tanık olduğum, bulduğum cevap ne biliyor musunuz; hiçbir kadın, genelevlere öyle şartlarda yaşayan, var olan erkeklerle yatmaya gitmez. Gitmemişler hiç. Fark bu. Ben feminist arkadaşlara da hep diyorum; erkeklerden nefret edecek olan bir kişi varsa o da benim. Ama etmiyorum, babama aşığım. Hayatta olmayan babamı seviyorum.

Bir şansınız daha olsa yine dünyaya gelecek olsanız?

Kadın olmak isterim.

Neden?

Gerçekten kadın olarak yaşamak için. Tecavüze uğramadan, satılmadan, dövülmeden, yaşamak için. Şunu da yazın, “Orospuya bak geçmiş karşımıza ağlıyor” diyenler için. Resmi kayıtlar diyor; Türkiye’de 61 genelev, 32 devlet sığınma evi var. Sığınma evi sayısı insanların kulağına az mı geldi, soralım; 61 çok mu? Devlet buradaki kadınları en son gerçekten ne zaman saydı?