BIST 10.277
DOLAR 32,28
EURO 34,78
ALTIN 2.399,11
HABER /  DÜNYA

'Beni ayakkabı ipiyle boğacaklarını düşündüm!'

Suriye'de 40 gün esir kalan Bünyamin Aygün canlı yayında yaşadığı esaretin tüm detaylarını anlattı.

Abone ol

Artı Bir TV ekranlarında yayınlanan 1 De Medya programına katılan Aygün, kaçırılma anından sorgulama sürecine, sertbest bırakılacağı ancan Türkiye sınırından giriş yaptığı ana kadar tüm ayrıntıları canlı yayında anlattı.

Türkiye'den Suriye'ye füze başlığı kaçırdığı iddia edilen Eysem Topalca ile görüşmek için Suriye'ye geçtiklerini kaydeden Bünyamin Aygün, 8 kişilik profesyonel kişiler tarafından anında elleri ve gözleri bağlanıp kaçırıldıklarını söyledi.

Kendisini Türkler'in de sorguladığını kaydeden Aygün, 'Gazze ve Mısır'a yaptığım ziyaretleri çok sordular. Neden hiç Avrupa'ya gitmedin dediler. Bir de adım yüzünden İsrail ajanı zannetiler. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'ya olan benzerlik yüzünden' dedi.

Kendisini Türkiye'den gelen kişilerin de sorguladığını kaydeden Aygün, şunları söyledi:

İSRAİL AJANI OLDUĞUMU DÜŞÜNDÜLER

Sık sık yer değiştiriyorduk. Pasaportuma bakıp benim neden hiç Avrupa'ya değil de Ortadoğu'da gezdiğimi sorguladılar. Bir süre ailemden dahi tepkiler gelmeyince benim ajan olduğumu düşündüler. Bense gazeteci olduğumu ısrarla söyledim. Sonra Gazze'ye, Mısır'a yaptığım ziyaretleri sordular. İsrail Devlet Başkanı Benyamin Netanyahu'ya olan isim benzerliğim yüzünden beni İsrail ajanı sandılar.

BENİ AYAKKABI İPİYLE BOĞACAKLARINI BİLE DÜŞÜNDÜM

Türkiye'den eylemler başlayıp Davutoğlu da açıklama yapınca benim gazeteci olduğuma inandılar ve Suriye iç bölgelerine beni götürdüler. 3 günde bir yer değiştiriyorduk. Bir süre sonra Eysem Topalca'nın serbest bırakıldığını anladım. Çatışmalar artmaya başladı. Böyle olunca da beni ayakkabı ipiyle boğup çekileceklerini dahi düşündüm. Onlar için çok zor bir şey değildi.

Ancak bir süre sonra Özgür Suriye ordusu ile yaşadıkları çatışmalar şiddetlendi.

Çatışmanın şiddetlendiği o günlerde yine siyah giyimli ve maskeli bir grup kaldığımız yere girdi. Ben bunların infaz timi olduğunu düşündüm. Türk esir nerede dediler. Benim dedim. Bizimle gel dediler. Ben korktum. Hayır burada kalsam olmaz mı dedim. Sonra beni alıp sorguladılar.

DIŞİŞLERİ BAKANI NE DEDİ?

Daha sonra Türkiye ile bağlantı kurulmuş. O akşam bana seni yarın göndereceğiz dediler. Daha sonra iletişim devam etti ve aynı akşam gönderileceğim söylendi. Türkiye'den gelen 8 kişilik ekip 2 araçla beni aldı. Dışişleri Bakanımız beni aradı. Kaçırılmanın ilk günlerinde de bana ulaşabileceklerini ancak risk ihtimalini göz önünde bulundurup bu adımı atmadıklarını söyledi.