BIST 10.083
DOLAR 32,39
EURO 34,78
ALTIN 2.433,01
HABER /  POLİTİKA

Baykaldan Başbuğa sitem

CHP'nin altı oku yine AK Parti'nin üzerindeydi. Baykal Erdoğan'ı yine terörle vurdu. Başbuğ'a da sitem etti.

Abone ol

İNTERNETHABER

CHP Lideri Deniz Baykal'ın hedefinde yine Başbakan Erdoğan vardı. Eleştiri oklarını Başbakan'a yönlendiren Baykal, Erdoğan'ı yine terörle, yolsuzlukla ve ekonomiyle vurdu.

Terör konusunda Başbakan'ın etkisiz kaldığını dile getiren Baykal, "Başbakan, başa geldiğinden beri terörün sırtını sıvazlıyor. Terör artık sadece dağda değil. Şehire de indi" dedi. Ayrıca Erdoğan'ı yeniden, televizyon karşısında düello yapmaya davet etti. Genelkurmay Başkan'ı Başbuğ'a da Ergenekon espirisiyle sitem etti.

ABD seçimlerine de değinen Baykal, Obama'nın seçilmesini memnuniyetle karşıladığını açıkladı ve "Bu seçim sonucu, ayrımcılığı ortadan kaldıracak" dedi. 

İşte Baykal'ın konuşmasından satırbaşları:

TERÖR

Terör ayağını şehire bastı: "Ne oldu terör konusunda bu hükümetin neydi politikası? Terör kontrol altına alındı mı? Terörle doğru bir mücadelenin alındığını söylemek mümkün mü? Eskiden terör diyince güvenlik güçlerine, masum insanlara mayınla, orada burada yapılan saldırılar akla gelirdi.

Şimdi öyle değil... Terör ayağını şehre basmaya başladı. Başbakan'a 'Buraya gelme' demeye başladı. Belediyeleri arkasına almaya başladı. Kepenk kapattırmaya başladı."

Alt kimlik - üst kimlikle kaşıdı: "Başbakan ta başından beri olayı algılayamadı, yanlış değerlendirdi. 95'te Diyarbakır'a gitti, orada yanlış konuşmalar yaptı, 'Alt kimlik - üst kimlik'... Kaşımaya başladı.

Teröre sırt sıvazlayarak,  onlara umut vererek olayı kontrol edebileceğini sanıyordu ama olmadı. Eve dönüş yasası çıkardı, cezaevilerini boşalttı. Cezaevlerindeki bütün teröristleri çıkarttı. Öcalan'a tahliye imkanı getiriyordu. CHP engelledi. Dubai'de anlaşma imzaladı. 1 milyar doları verin Kuzey Irak'a müdahale etmeyeceğiz diye. CHP engelledi. Bunun kafasındaki anlayışın ne olduğu böyle ortaya çıktı."

Sen kime çek git diyorsun: "Böyle yürüdü yürüdü, terör ona 'gelme buraya' demeye başladı. Sonra sıkıştı bir başka yanlışa adım attı. Yok efendim şunu şunu istemiyorsan 'çek git!' Hiç bir kimsenin hiç bir Türk vatandaşına 'çek git' demeye hakkı yoktur. Sen kim oluyorsun da 'çek git' diyorsun. Anayasada öyle bir madde var mı? Başbakan uygun görmediğe 'çek git' der diye bir kanun mu var?"

Görevini yapmazsan sen çekip gideceksin: "Ortada elini silaha atanlar terör yapanlar varsa onları etkisizleştirmekte senin görevindir. Kimse çekip gitmeyecek, sen görevini yapacaksın, yapamazsan da sen çekip gideceksin. başbakan'ın da bu görevi yapamadığı ortaya çıkmıştır. Terör Başbakan'ı aşmıştır. İçerden dışardan birileri Başbakan'ı yönlendirmektedir. Bu konuda büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız."

ERGENEKON DAVASI

Eruygur Ergenekon kurbanı: "Bugün Ergenekon davasında yeni bir aşamaya gelindi. Nihayet Ergenekon davasında sanıklar hakim karşısıdna ifade verme noktasına gelmiş bulunuyorlar. Bu yeni aşama bizi bu dava üzerinde düşünme sorumluluğuyla karşı karşıya bırakıyor.

En son eski Jandarma Genl Komutan'ı sayın Şener Eruygur'un ağır bir sağlık problemiyle karşı karşıya kaldığını ve bu davanın kurbanı haline geldiğini acı bir şekilde izliyoruz. Bu davada yapılan yanlışlıkları görüp buna seyirci kalmak gerçekten çok acı bir olay.

Şu ana kadar ortaya çıkan tablo dünya hukuk standartları açısından iftihar edeceğimiz bir nokta yok. Bu dava ile ilgili ilk açıklamalar yapıldığı zaman ben, bu davanın siyasi hesaplarla ortaya atılan bir dava olduğunu söylemiştim.

Çok trajik olaylar yaşanıyor. Büyük üzüntü içerisindeyim. Böyle bir davanın gözlerimizin önünde gerçekleştiğini bilmek, yanlışlıkları görüp seyirci kalmak zorunluluğunda olmak gerçekten acı bir olaydır."

Başbuğ'a sitem "Bu dava ile ilgili olarak yapılan bir espri aslında olayın niteliğinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Eskiden adalet bakanlığı yapmış bir başbakan yardımcısı yerdeki mermileri toplarken kendisine “Dikkatli ol Ergenekon’dan tutuklanabilirsin” deniliyor. Devletin zirvesinde bunun doğru anlaşıldığını görüyorum. Teşhis doğrudur evet ama tatbikat insanların ailelerinin şereflerinin sağlıklarının ayaklar altına alınmakta olduğu gerçeğidir.

Bir yandan bileceğiz ortadaki tutarsızlığı ama öte yandanda bu acı gerçek işlemeye devam edecek. Bu da bizim ızdırabımızdır. Bu hukuk skandalının en doğru bir biçimde hukuk standırdı içine çekilmesi gerektiğini düşünüyorum.

BAŞBAKAN'A YİNE DÜELLO ÇAĞRISI

Bana cevap vermezsen verme: "Başbakan geçenlerde 'Baykal'a cevap vermeyeceğim' diyor. Ama benimde ona soru soymayacağımı sanıyorsa yanılıyor. Ben Başbakan'a soru sormaya devam edeceğim, çünkü bu benim görevim. Ben gördüklerimi söyleyeceğim. Sen cevap vermezsen verme.

Benim sorularıma karşı bir peşin tavır takınıyor. Bu sorulardan mı korkyor. Öyle bir genel 'cevap vermeyeceğim' lafıyla sıyrılamaz. Cevap vermezsen de biz onu cevap olarak değerlendireceğiz.

Yine düello çağrısı: "Eğer benimle haklı olduğuna inanarak bir tartışma yapmayı içine sindiriyorsa televizyonda biz de çıkalım, biz de Başbakanla tartışalım. Buna gel, hayır buna gelmiyor.

Senin ve benim dokunulmazlığını kaldıralım, yargı bizden hesap sorsun. Ona da hayır.

Peki sen dokunulmazlığını kaldırma sadece benim dokunulmazlığımı kaldır. Ben mahkemede hesap vereyim. Yok ona da yanaşmıyor. Ben sana cevap vermem diyor. İyi sen bilirsin.

Başbakan sen aynaya bak: "Başbakan geçenlerde yine kendini tutamadı. Dediki gitsinler aynaya baksınlar. Ben de gittim aynaya baktım. Sakarya meydan savaşını gördüm, Türkiyenin kurtuluşunu gördüm, Mustafa Kemal Atatürk'ü gördüm, demokrasiye geçisi gördüm, Lozan'ı gördüm, Türkiye'yi bir kuruş borç almadan ekonomik kalkınmaya süreklemek için yapılanları gördüm, eğitim hamlelerini gördüm bunun dışında da hiç bir vatan ihaneti, leke falan görmedim.

Şimdi ben peki Başbakan'a 'sende bir aynaya bak' desem. Şunları da bir gör desem. Ne der acaba?"

ABD SEÇİMLERİ

Obama'nın zaferi çok önemli bir olay: "Geride bıraktığımız dönemde dünya siyaseti bakımından çok önemli bir gelişme ortaya çıktı ve Obama Cumhurbaşkanı olarak seçildiği bir seçim sonuçlandı. Bu tabi çok önemli bir olaydır. Hem ABD toplumunun yaptığı tercihin anlamı değeri yakın dönem ABD tarihi dikkate alınınca daha açık biçimde ortaya çıkacaktır.

Çok uzun süre siyah derili vatandaşlarına eşit insan hakkı inadını çok uzun süre sürdürmüş olan bir toplumun şimdi, o acı olayların yaşanışından kısa bir süre sonra ama 2008 yılında bütün klişe düşünceleri, ayrımcılığı aşmış olduklarının ortaya çıkması tüm dünyada saygıyla karşılanmalıdır.

2008 yılında toplumun bütün bu klişe düşünceleri aşmaya başarmış olduğunu ortaya çıkmış olması bütün dünyada saygıyla karşılanmış olmalıdır. Amerikan halkı bu seçimle gerçekten çok büyük bir demokrasi savaşı verdiğini göstermiştir. 

Amerikan seçimlerinde tartışılan çok konu vardı, bizi ilgilendiren iki temel konu vardır. Birisi bu seçimle Amerikan halkı 2003 yılınd Irak'a yapılan askeri mücadelenin yanlış olduğunu tescil etmiştir. Bu çok önemli bir karardır. Ve sevindiricidir böyle bir kararın alınması."

Ortadoğu'da barış istiyorum çağrısı: "Anlaşılıyor ki büyük devletle büyük hatalar da yapabiliyor. Böyle bir süreci yaşadık. Neyseki biz CHP'yi bu yanlış harekete karışmak ya da bir parçası haline gelmek durumundan uzak tutmayı başarabildik. Eğer karışmış olsaydık düşünün şimdi. Amerika asker çekme kararı alıyor. Türkiye'de onunla beraber o karar bağlı olarak sürüklenecek, o konuma düşecek. Bunu kabullenmek doğru olabilir mi?

Artık Ortadoğu'da umut ediyorum istikrarın huzun, dış güçlerin bu kadar içine girmediği bir tablonun sağlanması ortaya çıkacaktır.

EKONOMİK KRİZ

Ekonomide 2004 tablosuna dönüyoruz: "Ekonominin genel süreçleri işliyor. Maalesef hepimize kaygı veren bir şekilde işliyor. Enflasyon yükseliyor Türkiye’de. Geçen hafta söylemiştim ihracat rakamları ilk kez düşmeye başladı diye. İhracat artış temposu azalıyor. Şimdi ihracat resmen düşmeye başladı. Şimdi 30 küsür aydan beri ilk kez sanayi üretimi düşmeye başladı.

İmalat sanayi yüzde 6.4 düşmüştür. İlk kez oluyor. Yavaş yavaş 2004 tablosuna doğru gidiyoruz. Enflasyonda 2004’teyiz zaten. Bu yıl büyümenin çok ciddi bir şekilde yavaşlayacağı açıktır."

Hükümetin krize tadbiri, doğalgaz zammı oldu: "Ekonomi tıkanma noktasına hızla gelmiştir. Ve bu ortamda artık herkes tedbir arıyor. Hükümetin tedbir arayışıyla ilgili hiç bir ilgisi yok. Hükümetin bu krize çaresi doğalgaza zammı oldu!. Obama bir paket önerdi, orta sınıfı güçlendirelim diyor. Biz şimdi bu zamla orta sınıfı mı güçlendiriyoruz. Onu mu çökertiriyoruz.

İktidarın tek derdi ekonomide gelmiş olduğu başarısızlığı pirinç fasulye kömür dağıtarak diğer seçimde nasıl kamufle ederiz. Çiftçi toprağa gübre atamıyor. Bunun acısını gelecek yıl çekeceğiz."

İktidarın sorunu başarısız politika: "İş başında yüzde 47 oy almış bir iktidar ama kimse rahat değil, kimse huzurlu değil. Bu iktidar 6 yıldır burda, kadrosunu kurmuş ama sorun ne biliyor musunuz. Başarısız politika. Bugün AKP'nin içinde istifalar oluyor, Başbakan onu bunu azarlıyor, bir sıkıntı var. Nedeir o sıkıntı? Politika işlemiyor. Ortaya koyduğu politika sonuç vermiyor.

YOLSUZLUK

Yolsuzluk hükümeti avucuna aldı: "Geldiklerinde hepsini keseceğiz dediler. Ne oldu şimdi? Başkasında gördüğün yolsuzluğa karşı tavır takınarak yolsuzluk çözülemez.

Yolsuzluk seni avucuna alır. Son zamanlarda bakın bir iki gündür çok önemli iki olay ön plana çıktı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yoğun çabalarıyla.

Türk Telekom. Yani yeterince konuşuldu bitti diye düşünülüyor. Asıl buz dağı suyun altında duruyor. Bu Telekom daha çok konuşulacak. Öyle bir ihale ki ihalede yıllık taksitten fazlasını kar olarak alıyor ihaleyi alıyor.

Yani “Tarlanın taşıyla tarlanın kuşunu vuruyor” Bizim vatandaşımız parayı ödüyor, onun karıyla bizim vatandaşımızın malı olan Telekom’u sahipleniyor. Türk Telekom’u verdikten sonra KDV’yi birden bire indirdiler. Kurumlar vergisini birden bire indirdiler."

Bu kadar tezgah tesadüf olamaz: "Bu kadar şaşkınlığın bilinçsizce yapılmasına Kılıçdaroğlu’nun aklı basmıyor. O diyor ki bu kadar yanlışlık rastlantı olamaz. Hani derler ya bu kadar cehalet eğitimsiz olamaz diye.. Bu kadar tezgah tesadüf olamaz diyor ve bu konuyu gündemde tutuyor."