BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA

Baykal yine zehir zemberek

Baykal hükümete karşı sert eleştiriler yöneltti. Terörle mücadele ve açılım konusunda ağır suçlamalar vardı.

Abone ol

CHP lideri Deniz Baykal, Parti Meclisi toplantısı öncesi bir basın toplantısı yaptı. Baykal konuşmasında, gazetecinin "Org. Başbuğ asimetrik psikolojik savaş hakkında Başbakan’a bilgi verdi" sorusunun üzerine "Hükümetin asimetrik psikolojik savaşın bir parçası olduğundan hiçbir şekilde kuşkum yok. Bunun aksini düşünmek aptallıktır." dedi. İşte Baykal'ın konuşmasından satır başları:

Süreç fiilen işlemeye başladı. Bu konuda Türkiye’de herkesin yargıya hesap vermesinin zorunlu olduğunu söylemiştik. Aynı görüşteyiz. Sözkonusu olan tartışmalarla ilgili çok ciddi iddialar ortaya atılmıştır. Böyle bir tablo karşısında bu sorgulamanın doğal olarak karşılanması gerektiğine prensip olarak inanıyorum.

Yargı kendi içinde ayrıştırılmıştır. Bugün hukukun güven verici bir şekilde işleyeceği konusunda güven kalkmıştır. Önemli iddialar ortaya atıldı. Yaz başındaki gelişmeleri hatırlayacak olursak durumu daha net bir şekilde görürüz.

Belgenin aslı nerede?

Başbakan il il ‘Kilidi açacak belgedir’ dedi. O belgenin aslı beklendi. Belgenin aslı bütün yargı organlarına gösterilmedi. Sadece İstanbul’da tutuldu. Ankara’daki mahkeme bu belgeyi göremedi, inceleyemedi. İncelemeyi yapan heyetle ilgili ciddi iddialar ortaya atıldı. İncelemeyi yapan bazı kişilerin bir hafta önce tayininin yapıldığı söylendi. İlgili kişi o belgeyi tutmayı reddetti. ‘O belgeyi ben imzalamışsam parmak izim olması lazım. Parmak izim yok. Parmak izi incelensin’ dedi. Parmak izi incelendi. Ankara’daki mahkemeye sonuç gösterilmedi.

Kamuoyu bu belgelerle tatmin edilebilmiş değil

Türkiye’de iddialar ortaya atılıyor, belgeler çıkıyor, yazılar yazlıyor. Belge tüketiliyor, sindiriliyor. Topluma belge üzerinden kanaatler aktarılıyor. Bu hukuki bir süreç değil.

Hukukun şeffaf bir süreç içinde işlemesine imkan vererek herkesi sorgula, iddiaları incele.

Bu mücadelenin tarafları ne? Mücadelenin nedeni belli. Bazen TSK. TSK’nın tümünü hedef alana bir söyleme doğru taşınmak isteniyor mücadele. Hedef yargı. Yargıyı hedef alan kampanya götürülüyor.

Öbür taraf ne? Mücadelşeyi kim, ne adına götürüyor? Parti midir, devletin bir organı mıdır? Hükümetin konumu nedir, Başbakan’ın konumu nedir?

Türkiye lime lime olmaya başlamış

Açılım dediler. O açılım Türkiye’yi nereye getirdi. Türkiye’de artık sıkıntıların, sorunların dar çerçevesini aşmaya başladığı bir noktaya doğru bizi getiriyor.

Terör dağda idi. Dağdaki terör ovaya indi. Toplum çok ciddi bir şekilde terör konusu etrafında kamplaştırılmaya başlandı. Türkiye 25 yıl çok ağır bir terör tehdidini göğüsledi.

Ama bu büyük mücadele sırasında bir gün bile Türkiye’de halkın birbirlerine suçlamaya yöneldiklerine tanık olmadık. Türkiye, 25 yılı çok soğukkanlı bir şekilde taşıdı.

İnsanlar acısını yaşadı ama teröre boyun eğmedi. Terörü topluma hiçbir zaman taşımadı.

Şimdi geldiğimiz noktada görmeye başladık ki terör niteliği belli, kimliği belli, konumu belli bir konum olmaktan çıktı. Terör toplumsal yaşamın bir parçası olmaya başladı. Açıkça karakollar basılıyor. Sokaklarda güven ciddi ölçüde kalkıyor. Dün bir öğretmenevinde yaşanan olaylar. Böyle hukuk, devlet, düzen, iktidar olur mu?

Türkiye’de herkes devleti, hukuku arar hale gelmeye başladı

Bunun altında terör karşısında takınılması gereken tavırla ilgili hükümetin zihni karışıklığı yatıyor.

Açılım dediğiniz terör varken terörü doğrudan gerçekleştireler temas kurarak, onları ikna edip, onlara şirin gözüküp terörü acaba etkisiz kılabilir miyiz çıkmaz sokağında bir tutum içine girdiniz

Birisi çıkıp da terör yapmak birisinin hakkıdır dediği anda siz onun dediğini yapacaksınız.

‘DTP ile bu işi götüreceğiz’ dediniz. DTP dedi ki ‘Adres İmralı’ Terörün talebinin sınırı yoktur.

Türkiye’de bir süredir sokaklarda huzur kalmadı Polis Akademisi’nde bir süreç başlatıldı. Geldiğimiz noktada karakollar hedef alınıyor.

Olay İmralı’daki şartlar meselesi değil. İmralı’yı meşru bir hale getirmek . İmralı’yı meşrulaştırmak, onu bir suçlu olmaktan çıkarıp bir siyasi şahsiyet haline dönüştürme yolunu açınca o yoldan yürüyorlar.