BIST 10.740
DOLAR 32,21
EURO 34,99
ALTIN 2.507,12
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Başbakan Oktay Ekşi'yi topa tuttu!

AK Parti kabinesine 'anasını satan zihniyet' yakıştırması yapan Oktay Ekşi'nin istifası Başbakan'a yetmedi. Erdoğan, Ekşi'ye bakın nasıl yüklendi.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM-AK Parti iktidarına dönük ağır sözleri nedeniyle istifa etmek zorunda kalan Oktay Ekşi, yine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hedefindeydi. Ekşi'nin başyazarlıktan istifasını yeterli bulmayan Başbakan, Meclis Grubu'ndaki konuşmasında esti, gürledi. Erdoğan, Ekşi'yi 'Gönül çevresini kirleten' benzetmesiyle eleştirirken, Basın Konseyi'ne de 'tardedin' anlamına gelen mesajlar yolladı.

Kamuoyunda büyük gürültü koparan CHP'nin açtığı olaylı 'AK Parti Sergisi'ne tepki gösteren Erdoğan, 4 gün sonra kapatılan sergi için sert konuştu:

ATI ALAN ÜSKÜDAR'I GEÇTİ

"Son derece seviyesiz üslupla hakaret edenler bize değil kendilerine zarar verir. Ondan sonra da üç dört gün geçince kapatma kararı alıyorsun. Atı alan Üsküdar'ı geçti. Neye yarar? Böyle bir anlayış olur mu?"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında muhalefetin çirkin üslubunu halka şikayet etti. Ana muhalefetin karikatüre dönüştüğünü anlattı:

"Sergi adı altında hakaret albümü yapmışlar. Siyaset diye millete bunu sunuyorlar. Sonra da kendi yaptıklarından utanıp sergiyi kaldırdıklarını açıklıyorlar.

KARİKATÜR MUHALEFETİ

  OKTAY EKŞİ'Yİ TARDEDİN!
Başbakan, hükümeti "analarını bile satan zihniyet" sözleriyle eleştiren Oktay Ekşi'ye isim vermeden yüklendi:

"Birileri dillerinin altındaki baklayı çıkarmaya başladı. Güya çevre duyarlılığı adı altında yazı yazanların bizzat kendilerinin çevreyi kirlettiği, buna görül çevresini kirletmek denir. Bunlar gönül yıktılar. İnsana saygıyı unuttular. Bu üslup bu seviye dünyanın hiçbir yerinde ifade özgürlüğü ile izah edilemez. Bizim medyaya yönelik eleştirilerimiz her zaman bu zihniyete karşı olmuştur. Bu tür yazıyı yazanların, basın konseyi gibi basın ahlak ilkelerini savunan bir  konseyin başında böyle birinin olması Türkiye için yüz karasıdır, Türk basını için yüz karasıdır. Basın Konseyi'nin bu noktada zerre kadar basın ilkesine, basın etiğine saygısı varsa, önce 'biz böyle birisiyle yürüyemeyiz' deyip tard etmeleri lazım."

Oysa bilmiyorlar ki siyaset bağırıp çağırmak, hakaret etmek, yalanı doğru gibi anlatma sanatı değildir. 12 Eylül halkoylamasında bunlar muhalefeti, karikatür dergilerine havale etmişlerdi. O zaman mizah yapıyorlar sanıyorduk. Ama görüyoruz ki seviye bu. Ana muhalefet değil karikatür muhalefeti."

YÜZDE 58'İ ANLASINLAR

Muhalefetin referandum sonuçlarından ders almadığını savunan Erdoğan, muhalefeti yüzde 58'i anlamaya çağırdı:

"Keşke bizim yüzde 42'yi anlamak için gösterdiğimiz çabanın keşke onda birini yüzde 58'i anlamak için gösterselerdi. CHP’nin, MHP’nin, BDP’nin yöneticilerine seslenmiyorum. Onlara oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Bu ülkeyi hep birlikte ele alacağız diyorum. Çünkü yüzde 42’nin içinde bunu gördük.

ÇAPSIZ, SIĞ, VİZYONSUZ SİYASETÇİLER

Ben şimdi onlara sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan'ına, en seviyesiz şekilde dil uzatmak hiç kimsenin haddine değildir. Freni kamyonu patlamış kamyon gibi aklına ilk geleni konuşanlar bizi değil kendilerini küçültürler."

Sığ seviyesiz söylemlerin kendisini üzdüğünü belirten Erdoğan, eleştiri dozunu yükseltti:

"Çikin üslup, sığ, seviyesiz ölçüsüz söylemler, bizi üzüyor. Bu kadar hazırlıklız, çapsız, vizyonsuz tutarsız siyasetçiler de bizi üzüyor. Türkiye ve AK Parti her geçen gün ilerye doğru gidecek, bu muhalefet her geçen daha geriye gidecek. Bu durum Türkiye'nin faydasına değildir."

BÖLGE HALKI CESUR DURUŞ SERGİLESİN

Taksim'deki terör saldırılarına da değinen Erdoğan, hedefin Türkiye değil insanlık olduğunu yineledi, birlik beraberlik mesajları verdi. Saldırıya ilişkin konuşurken eleştirilerin odağında terör örgütü PKK vardı. Erdoğan bölge halkından cesur bir duruş sergilemelerini istedi:

"Önceki gün Ilısu Barajı’nda incelemelerde bulundum. Ilısu Köyüne gidip orada yaptırdığımız konutları vatandaşlara iade ettik. Artından Şanlıurfa’ya gittik 11 tesisin açılışını yaptık. Bölgenin çehresi değişiyor arkadaşlar. 8 bin yıllık su sorunu sona eriyor. Bölgenin yoksulluğuna çare olacak bu büyük yatırımlar engellenmek isteniyor. Yoksulluk bitmesin ki biz bölge insanını istismar edelim diyorlar. İşsizlik bitmesin ki gençleri kandıralım diyorlar. Suyla birlikte, yolla, hastaneyle üniversiteyle birlikte bu yörelere demokrasi gelmesin istiyorlar. Ben bölge halkının terörün bu yüzünü artık görmelerini istiyorum. Terörün artık iç yüzünü gerçek yüzünü görüp cesur bir duruş sergilemelerini istiyorum.

KARDEŞLİK YOLU

Biz terör saldırıları nedeniyle yatırımları ertelersek, biliniz ki kazanan terör örgütleri olacaktır. Onlar vazgeçelim istiyorlar, bataklık kurumasın istiyorlar. Birileri kardeşlikten barıştan rahatsız olabilir. Ancak bizim yolumuz kardeşlik yoludur. Güven ve istikrar yoludur. Adalet ve barış yoludur. Biz yolumuzdan dönmeyecek, azmimizi ve heyecanımızı kaybetmeyeceğiz. Bu oyunlar bugüne kadar bozduk, bundan sonra da bozmaya devam edeceğiz."

BAĞDAT CADDESİNDE TUR ATARSIN

29 Ekim resepsiyonuna katılmayan ana muhalefeti sosyete partisi olmakla itham eden Erdoğan, CHP ile AK Parti'nin farkını İstanbul ilçelerinden örnek vererek anlattı:

"Cumhurla aynı sofrayı paylaşmadılar. Ne zaman ki o duvar yıkıldı. AK Parti cumhurla kucaklaştı o beyfendiler resepsiyonu boykot etmeye başladılar.  Nasıl halkçılık olur nasıl demokrasi olur? Devlet millet bütünleşmesini savunuyoruz. İşte o olduğu zaman 73 milyonun kardeşliğini konuşabiliriz. Bunu yapamayanlar kardeşlikten bahsedemez. Ondan sonra gidersin Bağdat caddesinde tur atarsın. Ama biz Kasımpaşa'ya, Dudullu'ya, Ümmariye'ye gideriz. Biz bayramı İstanbul'un her yerinde kutlarız. Aramızdaki fark bu."