BIST 10.008
DOLAR 32,27
EURO 34,67
ALTIN 2.436,01
HABER /  POLİTİKA

Başbakan Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Başbakan Erdoğan, Azerbaycan ziyareti öncesi cumhurbaşkanlığı seçimi ve AYM'nin twitter kararıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Abone ol

Başbakan Erdoğan twitter lehine karar alan Anayasa Mahkemesinin kararına saygı duymadığını açıkladı.

Erdoğan, alt mahkemelerin konuyla ilgili aksi yönde kararları olduğunu hukuk yolları tüketilmeden AYM’nin başvuruyu reddetmesi gerektiğini söyledi.

Üç dönem kuralından yana olduğunu yineleyen Erdoğan, genel seçimin 2015'te olacağını açıkladı.

Erdoğan, Köşk seçimleri konusunda ''Cumhurbaşkanımızın 'bu konuyu aramızda müzakere ederek karara varırız' kanaatini paylaşıyorum'' dedi.

Anadolu Ajansının seçim günü çalışmasından paralel yapının rekabet alanı daraldığı için rahatsız olduğunu belirten Erdoğan, Anadolu Ajansı genel müdürünün parti genel merkezine gelmesini eleştirenlere "Yani buna ancak 'Hayda' denir. Niye? Bütün ajansların genel müdürleri, yöneticileri bizim genel merkezimize gelirler" sözleriyle tepki gösterdi.

Başbakan Erdoğan, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda gündeme ilişkin soruları cevapladı.  İşte öne çıkan satır başları:

SANDIKTAN ÇOK SAYIDA MESAJ ÇIKTI

30 Mart'ta yapılan seçimlerle Türkiye, istikrar ve huzurdan yana bir tercih kullanmıştır. Milletimiz hükümetimize çok çok güçlü bir güvenoyu vermiştir ve bu güvenoyu tartışılmazdır. Bir yerel seçim olmasına rağmen aziz milletimiz, gerek oy oranları gerek büyükşehir, il ve ilçe belde belediye başkanlıkları gerekse belediye meclis üyeliklerinde partimizi hem tekrar birinciliğe taşıdı hem de rekor seviyede destek verdi. Elbette sandıktan çok sayıda mesaj çıktı. Ancak bunlardan en önemlilerinden biri, dış politikamıza olan destektir. Türkiye'nin barışçı, diyologdan yana, hakkı ve hukuku savunan dış politikası milletimizden bir kez daha tam not almıştır

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

Sayın Cumhurbaşkanımızın, 'Bu konuyu aramızda müzakere ederek bir karara varırız' kanaatini, ben de paylaşıyorum. Üç dönem kuralıyla alakalı olarak tabi tabandan, partimiz içinden bir çok kanaat belirtenler var. Ben konuda da daha önce kanaatimi belirttim. Bu konu, partinin kuruluşunda, tüzüğümüze bunu uzun istişareler neticesinde konulmuştur. Bunun Türkiye'de inanıyorum ki bir karşılığı var. Bundan sonra bu konuyla ilgili kararı verecek olan merci neresidir? Partinin, bazı arkadaşlarım merkez karar diyor ama merkez karar değil. Tüzük tadiliyle alakalı bir konu.

KANAATİM ÜÇ DÖNEMDEN YANA

Genel kurulun işidir. Bu olağanüstü genel kurulda, normal genel kurulda olur, ama genel kurulda olur. Böyle bir tüzük tadiline gidersek ancak böyle bir şey olabilir. Fakat benim kanaatim; tabi üç dönemden yanadır. Üç dönemle siyasi hayat bitmiyor. Üç dönemden sonra bir dönem ara ondan sonra tekrar devam etme şansı herkes için söz konusu.

ANADOLU AJANSINDAN PARALEL YAPI RAHATSIZ OLDU

Bu birinci derecede yine paralel yapının rahasızlığıdır. Çünkü rekabet alanında bu noktada daha önce bir iki ajans çok aktifti veya üç ajans. Şimdi AA da buraya girince bir defa bunların rekabet alanı daraldı. Zira bildiğim kadarıyla yüzde 60 civarında bu noktada kendilerinden alım yapıldı. Fakat AA ile ilgili spekülatif haberleri, mesela Bayburt'ta AA mensubunun darp edilmesi ve kendisinin üzerine gidilmesi ki Allah göstermesin, AA'yı hedef gösteren bu açıklamalar, kampanyalar, orada ajansın elemanının da darp edilmesinin yanında da ileri derecede bir neticeye de varabilirdi. Benim merak ettiğim medya, yazılı ve görsel, AA'nın bu mensubunu orada savunmuyor, ona yönelik bir yayın yapmıyor ama bir başka medya mensubu olsaydı o zaman herhalde hepsi savunurdu. Kimileri kameraları bırakırdı, kimileri fotoğraf makinalarını yerlere koyardı, 'nasıl olur da siz bizim ajansımızın mensubuna saldırdınız' ve hemen oradan çekilir giderlerdi. Ben burada böyle bir şey duymadım, duyanlar varsa ben de bilgi sahibi olursam memnun olurum

BUNA ANCAK HAYDAA DENİR

Neymiş Ajansın (AA) Genel Müdürü partimizin genel merkezine gelmiş. Yani buna ancak 'Hayda' denir. Niye? Bütün ajansların genel müdürleri, yöneticileri bizim genel merkezimize gelirler. Bunda herhangi bir şey söz konusu değil. Kaldıki bu bizim aynı zamanda devletimizin iyi bir ajansıdır. Diğer ajansların genel müdürleri, yöneticileri genel merkezimize geldiği zaman bir rahatsızlık olmuyor da Anadolu Ajansı'nın Genel Müdürü geldiği zaman niye rahatsızlık oluyor? Daha önce benim danışmanım olduğu için veya Başbakan Yardımcımın danışmanı olduğu için mi bu rahatsızlık oluyor. Böyle saçmalık olmaz

AJANSLAR İFLAS ETMİŞTİR

Ama Anadolu Ajansı, ne bir partinindir, ne bir kurum veya kuruluşundur. Sadece devletindir. Milli bir kuruluşumuzdur. Bu milli kuruluşumuza karşı böyle bir tavrın takınılmasını doğru bulmuyorum. Ve yapılan yayınla da ağı genişletmek suretiyle burada bir rekabet alanı doğmuştur. Daha seri bir yayın politikasının sağlanmasına katkısı olmuştur. Ajanslar adeta çoğu bu konuda iflas etmişlerdir. sağlıklı ve kısa sürede netice verme konsunda gayret içine girmemişlerdir. Oralarda sandık müşahidi gibi görev alınca asli görevini unutmuşlardır.

ERGENEKON DAVASINDA GEREKÇELİ KARAR

16 bin sayfa. Dün bunu nerede inceleyeyim ben. Adeta bir ansiklopedi. Herhalde artık böyle bir ansiklopedi de çıkar. Ama şu anda ilgili arkadaşlarım bunun üzerinde biraz çalışma yapıyorlar. Bu çalışmadan sonra gerek merhum Ecevit gerekse bizim dönemle alakalı neler var, neler yok, bunları görme ve değerlendirme fırsatını bulacağız. Şu anda böyle bir şeyi, henüz fırsatı bulabilmiş değilim. Dün tek fırsat buldum. Yavuz Sultan Köprüsü'nü gidip inceledim.

TWİTTER KARARINA SAYGI DUYMUYORUM

Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara uymak durumundayız. Ama saygı duymak zorunda değilim. Bu karara saygı duymuyorum. Şu anda alınmış olan bu karar, birincil mahkemelere müracaat edilmeden, hukuk yolları tüketilmeden AYM’ye götürmüştür. AYM’nin bunu reddetmesi gerekirdi bu bir.

ÖZGÜRLÜKLE ALAKASI YOK

İkincisi özgürlükler yaklaşımını doğru bulmuyorum. Zira bu ticari şirkettir. Bu şirkette sadece Twitter değil, YouTube’da Facebook’ta ticari şirkettir. Bunun ürününü alıp almamak herkesin tasarrufundadır. Bunun özgürlükle alakası yok. Özgürlük noktasında temel haklar noktasında AYM’de bunca bekleyen dosyalar varken, iki gün önce AYM’nin direkt kendilerine başvurmak suretiyle böyle bir karar almasını ben doğrusu milli bulmuyorum. Bunun yanında ABD’li şirketin savunması yapılırken, bizim milli ahlaki her türlü değerlerimiz bir kenara konuluyor.

BU HUKUK DEĞİL

Bu konuyla ilgili özellikle alt mahkemelerin, başka dosyalarla ilgili vermiş olduğu kararlar var. bunları göz önüne almıyorsunuz, yok farz ediyorsunuz böyle bir kararı alıyorsunuz. O zaman ister istemez farklı düşünmek durumunda kalıyoruz. Biz bu karara uyarız olay bu. Ama saygı duymuyorum. Bu sadece bir yasaya uymaktır. Bu hukuk değildir onu söyleyeyim. Hukuk başka bir şey. Burada hukuki bir uygulama yok. Ben bunu milletimin takdirine bırakıyorum. Ama şunun bilinmesini istiyorum ki bu karar alınırken ne ABD ne Fransa ne İspanya, bu konularda verilmiş kararlar dahi göz önüne alınmamıştır. 

SEÇİM SONUÇLARINA İTİRAZLAR

İstanbul'a itiraz edip, buradan acaba bir şey çıkartabilir miyiz? Ankara'da 30 bine aşkın oy farkı var. Acaba buradan bir şey çıkartabilir miyiz? Samimi, dürüst olarak itirazlarınızı yapabilirsiniz, fakat bu eylemler niye? Ahlaki olmayan ifadelerle. Oralarda bile hala molotof, hava fişekler. Bunlarla niye? Gelirsiniz, müracaatınızı siyasi parti olarak ilçe seçim kuruluna, il seçim kuruluna, Yüksek Seçim Kurulu'na yaparsınız. Bizim denediğimiz yol budur. Bunu yapıyoruz. Sen de bu yolu dene. Ondan sonra da çıkacak karara saygı duy. Ama bunlarda bu yok. Şanlıurfa'da olan olaylar. Silah tehditleri. Bunlar akıl almaz işler, böyle seçim olur mu? Çünkü bunlar hayatlarında girdikleri yerde, aldıkları birkaç belediyede şimdi kaybediyorsa, buna tahammül edemiyor, silahlarla geri almanın mücadelesini veriyor. Böyle bir şey olamaz. Ceylanpınar'da yaşanan bu. Bilecik'te, Viranşehir'de yaşanan bu.

ÖNCE TAHAMMÜLÜ ÖĞRENECEKSİN

Samimi olacaksın, dürüst olacaksın. Bitlis'te Ahlat'ta yaşanan bu. Burada netice ortaya çıkmış. İtirazını parti olarak yaparsın. Bu itiraz neticesinde, sayımlarda yanlış varsa herkes buna uyar. AK Parti olarak biz böyle bir durumla karşı karşıya kaldığımızda, hiç bir AK Partili'nin bu tür yollara başvurduğunu gördünüz mü? Demokrasi budur arkadaşlar. Önce tahammülü öğreneceksin. Bunlarda bu tahammül yok. Bunlarda asla. Karşıdaki insan bir başarı elde etti, galip geldi. Ben buna bir teşekkür edeyim, saygı duyayım. Böyle bir şey yok."

EN BÜYÜK DELİL ISLAK İMZALI SANDIK TUTANAKLARI

Başbakan Erdoğan, AK Parti olarak, genelde dört dörtlük olmasa da sandık tutanaklarıyla ilgili yıllardır bir çalışmaları olduğunu ifade ederek, en büyük delilin ıslak imzalı sandık tutanakları olduğunu söyledi.

Erdoğan, sandık kurulu üyelerinin veya müşahitlerin sandık tutanaklarını, belde, ilçe ve ilde toplamasının en önemli belge olduğunu dile getirerek, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Bu belgenizin elinde olduğu hakikaten ispatlanabiliyorsa, buna zaten kimsenin diyecek bir şeyi olmaz. Seçim kurulları buna dayalı olarak bir açıklama yapmıyorsa, o zaman gel medya karşısında her yerde çıkar, bunları koy ortaya. 'İşte buyrun' deyin sandık tutanakları burada. Ama bazı yerlerde diyelim ki, 3 kişi, 4 kişi imza attırmıyor. Bir kişi diğerlerinin adına da imza atmak suretiyle bazı bu tür yanlışlar yapıyorsa, ben bunları da dedikodu olarak kabul ediyorum. Onlara da tabi ki tahammül etmek mümkün değil. Bütün bunlara rağmen aradaki bu açık öyle kapatılır bir açık değil. Ortada yaklaşık yüzde 46 oy almış bir siyasi parti var. Diğer tarafta ikinci sıradaki partinin oy oranını görüyorsunuz, yüzde 27 küsur, yüzde 28 diyelim. Böyle bir arada fark var. Hala kalkıp biz yenilmedik, şurayı kazandık gibi kendilerini takdim etmenin anlamı yok."

ERKEN SEÇİM ASLA

Bir gazetecinin, 'AK parti yerel seçimlerde büyük bir başarıyla çıktı. Bu başarıdan sonra ana muhalefetten herhangi bir istifa bekliyor musunuz? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra 2-3 ay içerisinde genel seçimlerin yapılması gündeme gelir mi?" soruları üzerine Erdoğan, şunları söyledi: 

Böyle bir ülkede istikrar olur mu? Bu ülkeye yatırımcı gelmez. 17 Aralık yapıldı niye? İstikrarı bozmak için. Kaos dediler, gezi olayları bunun için. Niye bizi yıkamadılar? İçten ve dıştan. Tek sebebi istikrar var, güven var. bir anda seçim daha açıklanmaya başladı, piyasalar olumlu tepki vermeye başladı.

Borsa 70’in üzerine çıktı. Faiz düşüyor. MB’de para kurulunu olağanüstü toplar, nasıl Avrupa’da yeni bir ayarlamayı düşünüyorsa, FED’de açıklamasını yapacaktır. MB’de gözden geçirip, bu defa da bunu düşürmesi gerekir. Çünkü faiz düştüğü anda Türkiye’de yatırımcı şevke gelecektir. Daha çok yatırım yapacaktır. Ekonomik olarak gidişatımız gayet iyi şekilde devam ediyor. Erken seçim asla. Bu bizim ilke kararımızdır. Biz işimize bakalım. Yatırımcımız da  2015 haziran’ına kadar bu ülkede seçim yok. 

ÇÖZÜM SÜRECİ SÜREKLİ GÜNCELLENİR

Biz çözüm süreciyle ilgili cumhuriyet tarihinde atılmamış adımları şu 12 senede attık. Bitti mi? Bitmez. Sürekli güncellenir bu. Bu tür adımlar atılır. Fakat İmralı’yla ilgili yasayla biz zemine oturtulması bu çok ciddi bir yanlıştır. Bu sadece İmralı’yı değil tüm cezaevini ilgilendiren bir konudur. Kimin hangi haklara sahip olduğu, savcının bakanlığın yetkileri bellidir. Başka atacağımız herhangi bir adım yoktur.

CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ NE ZAMAN?

 CUMHURBAŞKANINI KİM SEÇECEK? CUMHURBAŞKANI SEÇİM KANUNU

CUMHURBAŞKANI SEÇİLMEK İÇİN KAÇ OY GEREKLİ? SALT ÇOĞUNLUK NEDİR?