BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Bardakçı'ya hakaret yağmuru

Bir süre önce Fethullah Gülen Hocaefendi'nin imzasını taşıyan kitaba yönelik değerlendirmeler yapan Murat Bardakçı'ya hakaret ve tehditler yağıyormuş

Abone ol

Bir süre önce Fethullah Gülen'in "Buhranlar anaforunda İnsan" isimli kitabını kritize eden Hürriyet yazarı Murat Bardakçı'ya o günden bu yana tehdit ve hakaret e-mailleri yağıyor. Bardakçı, "Birisi doğru söylemiyor ama kim" diyerek konuyu yeniden gündeme taşıdı ve yazısının finalinde hakaret ve tehdit e-maillerine cevap verdi:

- BUNDAN bir buçuk ay önce, Fethullah Gülen’in imzasını taşıyan ‘Buhranlar Anaforunda İnsan’ isimli kitabın bir bölümünün İsmet Paşa’nın son başbakanı Şemsettin Günaltay’ın tááá 1915’te yayınladığı ‘Zulmetten Nura’ adlı eseriyle tıpatıp aynı olduğunu yazınca bazı çevrelerden bir hayli tepki almıştım. Derken, Gülen’in yayınevi ‘Fethullah Gülen, sözkonusu iktibasların başında ‘İfadenin Günaltaycası’ demiş ...fakat orijinal nüshadan temize çekme esnasında müstensih tarafından ‘İfadenin Günaltaycası’ kısmı hataen atlanmıştır’ demiş, yani kabahati üzerine almıştı.

İntihal konusu, Milliyet Gazetesi’nde günlerden buyana yayınlanan ‘Fethullah Gülen’le 11 Gün’ başlıklı röportajda da yer aldı. Gülen, röportajın önceki gün yayınlanan kısmında intihal meselesiyle ilgili soruya cevap verirken söze önce ‘mazmunların, mantukların ve mefhumların nesir olarak tecelli etmesi’, ‘şiirdeki tevárüd’, ‘nurlardaki mazmun ve disiplin’ yahut ‘zaruret mikdarı mahzurlu şeylerin mübah olması’ gibisinden bir kavramlar yığınıyla başlıyor ama birdenbire ‘Siz, farkında olmadan onlardaki mazmunu kendi üslubunuzla sunarsınız. ...Sözlerimize, satırlarımıza girmiş mantuklar, mefhumlar olabilir’ deyiveriyordu. Yani, ‘Kafası okuduklarıyla o kadar dolu bir hále gelmiş idi ki, başkalarına ait olan ifadeleri kullanmış olabilirdi’! Gülen, bu sözlerinden sonra yayınevinin açıklamasını da tekrarlıyordu.

Şimdi, sözkonusu intihalle ilgili olarak ortada birbirinin tamamen tersi olan iki açıklama bulunuyor: Açıklamalardan biri ‘Bu iş bizim hatamızdır’ deyip kabahati üstlenen yayınevine, diğeri ise hadisenin bizzat fáiline, yani ‘Farkında olmadan yapmış olabilirim’ diyen Fethullah Gülen’e ait. Dolayısıyla taraflardan biri açıkça doğru söylemiyor ama hangisi?

Ve bu arada, sözkonusu intihal meselesini yazmamın üzerinden haftalar geçmiş olmasına rağmen hakaret ve bazan da tehdit mailleri göndermekten hálá usanmayan málum zeváta küçük bir sualim olacak: Hani nerede sizin hoşgörünüz, diyaloğunuz, vesaireniz? İş zülf-i yáre dokununca bir köşeye mi kaldırıldılar?

Yazı: Murat Bardakçı
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr