BIST 10.083
DOLAR 32,46
EURO 34,73
ALTIN 2.423,56
HABER /  POLİTİKA  /  MHP

Bahçeli Erdoğan'ı topa tuttu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Partisinin MYK toplantısı sonrası çarpıcı açıklamalar yaptı.

Abone ol

İNTERNET HABER -Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Partisinin MYK toplantısı sonrası çarpıcı açıklamalar yaptı.

İstanbul'un kaybettiği Olimpiyatlardan Suriye Krizine dek pek çok konuda açıklama yapan Bahçeli, hükümete yönelik sert eleştiriler dile getirdi. Başkalarını suçlamadan önce Olimpiyatları kaybettiği için Başbakan Erdoğan ve Hükümetin önce kendi davranışlarına bakmaları gerektiğinin altını çizen Bahçeli, çözüm sürecinin Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getirtiğinin söyledi.

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından çarpıcı bölümler:

SEÇİM SÜRECİ MHP İÇİN ÇOK ÖNEMLİ

AKP zihniyeti geri dönülmez bir yola girdi. Siyasi görüş kaygı verici bir şekilde daraldı. İç ve dış sorun alanları günden günze ağırlaştı. Partimiz MYK üyeleri İstanbul'da bir araya geldi. 10 eylüly İstanbul toplantımızda Türkiye meseleleri ana gündemimizi teşkil etti. Her zamanki gibi partimizi yakından ilgiliendiren siyasi gelişmeler ve seçimlerin hazırlığı çok boyutlu olarak gözden geçirildi. 30 Mart seçimleri için izlenecek yöntemler tekrarern görüşüldü. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ülkemizin istikrarı için önemli. Dikkatli, dirayetli, dengeli bir şekilde çalışıyoruz. Tüm seçim çevrelerinde iddialayız. Tıpkı milli bir seferberlik anlayışı ile çalışıp başarıya ulaşacağız. İstanbul bizim açımızdan çok önemli. Bu büyük kentimizde MHP'nin hakettiği ve sabırla beklediği atılımı yapacağını biliyor ve teşkilatın buna göre davranmasını bekliyorum. 

DÜNYADAKİ EN BÜYÜK TÜRK KENTİ OLİMPİYATLARA LAYIK

İstanbul dünyanın en büyük Türk kentidir. Kıtaların, medeniyetlerin, kültür ve insanlık değerlerinin kavşak noktasındadır. İstanbul'umuz birliğin tanığı ve sevk merkezidir. Değişik unsur ve kimlikleri ruhunda eritmiştir. Birlikte yaşamanın timsali olarak gönlümüzde taht kurmuştur. İstanbul'u tanımadan günümüzü anlamak mümkün değildir. Başarısız yönetimler çok şeyi alıp götürmüştür. 

BAŞBAKAN KENDİ SORUMLULUĞUNA BAKSIN

Son günlerde Olimpiyat oyunları çerçevesinde İstanbul bir hayli konuşulumuş ve ilgi görmüştür. Bir çok şehri geride bırakıp Tokyo ile finale kalmıştır bu da hafife alınmayacak bir sonuçtur. Biz parti olarak Olimpiyatları istedik ve destek olduk. Ne yazık ki Tokyo kazandı. Geçmişten bu güne kadar Türkiye 5 kez müraacaatta bulunmuş, üç kez de resmen aday olmuştur. Ama hiç birinde bizleri sevindirici bir sonuç alınamamıştır. Oylamanın sonucu ne olursa olsun gönlümüzde kazanan İstanbul'dur. Japonya'ya ikinci defa sunulan imkanın hiç olimpiyat düzenlemeyen Türkiye'den neden esirgendiği analiz edilmelidir. Olimpiyat batılı ülkelere bir ödül müdür. Madem bu şans verilmeyecektir o halde bunca hazırlığa ne gerek vardır. Galibi baştan belli bir oylamaya lüzum var mıdır? Olimpiyat Komitesinin kriterleri nelerdir ki İstanbul başarılı olmamıştır? Kamuoyuna yansıyan görüş ve bilgilerden seçilmeme etkilerinin doping, Gezi Parkı ve Suriye krizi olduğu anlaşılmaktadır. 2020 Olimpiyatlarının istanbul'da yapılamayışını başbakan ve hükümet iyi anlamalıdır. Tüm dünyanın Türkyie'nin aleyhinde olduğunu sıklıkla ifade eden Başbakan sorumluluğu biraz da kendinde aramalıdır. Başbakan'ın ayağının tozuyla yaptığı açıklamalar ve spordan sorumlu bakanın terbiye dıışı kına edebiyatı kabul edilemez. AKP olimpiyatlardan elde edeceği başarıyı kendi hanesine yazmak isterken birden bire panikle ne yapacağını bilememiştir. Siyasi hırs ve öfke hali vardır sözlerinde. Türkyie'nin başarıszlığına sevinecek hiç bir vatan evladı yoktur. Münferit çıkışlara saygı ve nezaket eksikliği ile yorumlamak yanlıştır. İnanıyorum ki İstanbul bir gün mutlaka Olimpiyatları kazanacaktır. 

ÜLKE ÇÖZÜM SÜRECİ İLE BÖLÜNMENİN EŞİĞİNE GELDİ

Türkiye bugün 10 yıl 10 aydır görevde bulunan AKP iktidarını neden olduğu siyasi çatışma, kamplaşma ve gerilimle boğuşmaktadır. Başbakan Erdoğan'ın yönettiği türkiye dağılma ve parçalanmanın eşiğindedir. Milli hedeflere yönlendilremiştir ülkemiz. AKP ile yılları israf etmiş fırsatları kaçırmış durumdayız. AKP'nin zavallılığı ortadadır. Akıl, mantık, millilik yerine, fitne, yalan dolan, melanet hakim olmuştur. İçeride yoksulluk, dışarıda yalnızlık, yenilgi, yılgınlık, yalakalık etkisini göstermiştir. Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Sökülen dikişler kapatılamamaktadır. Hiç bir iktidarın dönmeinde yaşanmayan yanlışlıklar Erdoğan yönetiminde yaşanmıştır.

ÖCALAN'A SEKRETER VERİLEBİLİR

İhanete destek vermiş, bölücülere el vermiş, suç üstü yakalanmıştır. Çözüm ve barış diye gerçek hedefleri gizlenen ihanet süreci PKK'nın toparlanması için bir ortam olmuştur. PKK Başbakan sayesinde ordu kurma imkanı bulmuştur. Cani başının affı ısıtılmaya, kamuoyu oluşturulmaya çalışılmıştır. Türk milleti soğuk savaş odağına yerleştirilmiştir. PKK'nın güç toplaması hükümet tarafından seyredilmiş ve zımmen onaylanmıştır. Egemenliğimiz hırpalanmıştır. Kanlı örgüt herşeyi misliyle yaparken, başbakan süreç rezaletiyle vakit kaybetmektedir. Yol kesmekte, vergi adında haraç toplamakta, şantiye basmakta, insan kaçırmaktadır. PKK varlığımıza karşı kazdığı ölüm siperini genişletmiş ve derinleştirmiştir. Karakol inşaatına karşı çıkanların ulaştığı cürrahlık ortadadır. AKP deyim yerindeyse yol vermiş, askeri imkanları azaltmış, canilere hareket olanağı yaratmıştır. Vatanımız, bayrağımız, milli birliğimiz tehdit altındadır. Kaçakçı görünümlü teröristler sınırlarımıza saldırmaktadır. Hükümet üyesi bir bakanın imralıya ricacı olarak gittiği iddiaları medyaya yansımıştır. İmralı yarı açık cezaevi, cani başı misafir olmuştur. Kimin geleceği katilin iki dudağına teslim edilmiştir. Sanırsınız sözde karargahını deniz kıyısına kurmuş olan terörist başına sekreter verilmesi an vesilesidir. Türkiye'nin göz göre göre bölünmesine meydan verecek ilişki ve eylem ortaklığı alenileşmiştir. 

ÖRGÜT VERİLEN MOLAYI İYİ DEĞERLENDİRDİ

Şu an bir avuç eşkiya milletimize kafa tutmakta, AKP de alttan almaktadır. PKK talepleri karşılanmazsa kan döküleceğini ahlaksızca açıklamaktadır. Örgüt verilen molayı rehavete kapılmadan iyi değerlendirmiştir. 8 mayıs'ta büyük bir gürültü ve propaganda ile başlayan sözde ricat sona ermiştir. Buradan başbakan'a sormak isterim, hani herşey iyi gidiyordu, hani karanlık bir devrin kapıları kapanıyordu, hani 30 yıllık terör bitiyordu. Süreç ihanetin sonucunda cudi'den çiçek toplanacağını, Fırat sularında korkusuzca serinleneceğini söyleyen Başbakan şimdi nerede ne durumda ve nasıl aklanacak. Sayın Erdoğan şimdi hangi yalanlara başvuracak. Türk milletini aldatmanın, kandırmanın hesabını başbakan nasıl verecektir. PKK militanları paralel devlet oluşumu için herşeyi göze almışlardır. Yeni cinayetleri yeni pusular için hazırlık haline girmişlerdir. Dünya alem PKK'nın gitmediğini bilmesine rağmen bu yalın gerçek hep hasıraltı edilmiştir. Süreci bozanların tarih önünde hesap vereceğini söyleyerek PKK'ye ayar vermeye çalışmışlardır ama Türk milleti esas Başbakan Erdoğan'ı hiç unutmayacak, hesap soracaktır. Bingöl'de ele geçen patlayıcılar PKK'nın planlarını deşifre etmiştir. AKP-PKK çirkef bir birlik ile varlığımıza kastetmektedir. Hükümet bunun hesabını mutlaka ödemelidir. Aziz milletimizi başbakan'ın ihanete varan adımlarının karşılıksız olmadığını göstermelidir. Türkiye çok kanlı bir bölünme süreci yaşayabilir. Tüm bu olumsuzluklara izin vermek mümkün değildir. AKP-BDP-PKK'nın maskesini indirmek bizim görevimizdir. 

KÜLTÜREL VE AHLAKİ GÜVENLİK DUVARLARIMIZ ÇATLAMAYA YÜZ TUTTU

Önemle vurgulamak istiyorum ki Türk milletini dış tesirlerden koruyacak kültürel ve ahlaki güvenlik duvarları AKP yüzünden çatlamaya yüz tutmuştur. Milletimiz ağır ekonomik sorunlara rağmen sabırla beklemiştir. Ancak hiç bir sorun çözülmemiştir. AKP hükümeti milli çıkarları pazarlayıp, şahsi ihtiraslar için geleceğimizi hedefe koyarak çürümeyi topluma bulaştırmışlardır. Manevi bir çöküş süreci başlamıştır. AKP ile kanunsuzluk vurgunculuk kol gezmeye başlamıştır. Dolardaki hızlı yükseliş, hayat pahalılığındaki dayanılmaz artış vatandaşı perişan etmiştir. Yetersiz olan yatırım ve isdihtam daha da azalmaya başlamıştır. Doların belini kırmaktan söz eden Merkez Bankası başarılı olamamıştır. Hükümet devasa açıkları kapatamadığı gibi milletin cebinden çalmıştır. Uluslarartası sorunlardaki kördüğüm ülkemizi zor duruma sokmuştur.

SURİYE SALDIRISI HAÇLI SEFERİ İSTEMEKTİR

Başbakan Erdoğan Suriye'ye yönelik her koalisyonun içinde olacağını söylemiştir. Daha öncesinde de Kosava modelini istemiştir. Anlaşılan Başbakan Erdoğan Ortadoğu'nun füze yağmuruna tutulmasını beklemekte, Esadı devirmek için batılıların müslüman coğrafyasına ölüm saçmasını istemektedir. Ecdat yadigartı külliyelerin, tarihi camilerin bombalanmasıni beklemektedir. Haçlı yandaşı bir zihniyet, ibretlik olduğu kadar talihsizdir de. Başbakan Erdoğan ölçmeden, milli menfaatleri dikkate almadan komşu içn operasoyn istemek cinayetle eşdeğerdir. Suriye saldırısı milli perspektifle yorumlanmadan türk milleti savaşa sürüklenmektedir. İçeride barış ,dışarşıda savaş demesi insani ve islami de değildir. 

ERDOĞAN YAŞANANLARIN VEBALİNE NASIL KATLANACAK

Başbakan Erdoğan'ın acele ile saldırı istemesi demokrasiye de aykırıdır. Suriye'ye düşecek her bombanın Türkiye'ye yansıması fazla olacaktır. Masum canlar yine kefenlere sarılacaktır. Kimyasal silahın intikamını almaktan bahsedenler ölümleri arttıracaktır. Başbakan Erdoğan ölüm şakşakçılığından ne zaman vazgeçecektir. Acaba Esad rejimi can havliyle ülkemize saldırırsa Başbkan Erdoğan bunun vebaline nasıl katlanacaktır. Suriye'ye karşı herhangibir saldırı gerçekleştiğinde Şam'ın misilleme yapması ve Reyhanlı gibi kanımızı dökmesi durumunda Erdoğan ne diyecektir. Şüphesiz Esad rejimi boş durmayacaktır. Etnik ve mezhep karıştırıcılığı ile ülkemizi karıştırmaya çalışacaktır. Irak'ın kuzeyindeki yapı unutulmasın ki Irak işgalinin bir sonucudur.