BIST 10.677
DOLAR 32,22
EURO 34,94
ALTIN 2.418,47
HABER /  GÜNCEL

Ayeri'ye göre Bayülgen'in karnesi

Burhan Ayeri, medyanın magazin takımına esip-gürleyen Okan Bayülgen'in yakın takibe alınca ortaya ilginç bir tablo çıktı. İşte Ayeri'ye göre Okan Bayülgen'in karnesi:

Abone ol

Ekranın tecrübeli yazarı Burhan Ayeri, medyanın magazin takımını topa tutan Okan Bayülgen'i mercek altına aldı. Başarılı programcı Bayülgen'e diyen Ayeri'nin değerlendirmesi ilginç sonuçları ortaya koydu

Okan Bayülgen medyaya, özelikle magazin takımına esip gürlüyor. Zaga'daki 'Medya Arkası'na bakıyoruz. Yerden göğe kadar haklı. 'Basın Etiği' diye kafalara kaktığı tamamen, onunla ilgili asparagaslar -Palavra haber-. Buna lafımız yok. Aynı konuda bizim de şikayetlerimiz var. Bir kısım televizyon eleştirmeni etiketliler türedi, seyretmeden yazıyorlar. En çok yerden yere vurulacakları, teknik hataları ortaya konacakları övüyorsanız, demek ki siz de asparagasçılar sınıfındansınız demektir. Gelelim son Zaga'daki bazı arızalara. 'Şevkati' ve 'Kamuran' tiplemeleri çok kötü. Hele Şesu'nun -B.Polat- canlandırdığı tek kelimeyle facia. Sanırız, dizilerde dikilen elbiseleri iyi taşıyanların hepsinin hemen her konuda başarılı olacağı garantisi yok. Onlar için yapılan kısa skeçler 'Doldur-Boşalt' olunca, daha dikkatli davranmak zorundasınız. Son programa çağrılan Onur Akay'ın tavrından şüphelendik. '-Bilmem ben sana niye verdim- isimli bestemi Davut Güloğlu'na vereceğim' deyip kıkırdayınca 'Tamam'ı yapıştırdık. Mehmet Ali Erbil'in Fatih Ürek'i varsa, Okan Bayülgen'in pekala Onur Akay'ı olabilir. Passaparola'daki hostesliğiyle beğendiğimiz Sevtuğ şimdilerde Kanal-6'da 'Sevtuğ'dan Nağmeler'i sunuyor. Onu, Zaga'ya getirmek iyi düşünceydi. Demek ki, o saatte doğal olarak uykusu gelenlerin gözlerini açmak için bangır bangır bağırmaya gerek yok. Tabii, defransiyeli dağılmış araba gibi sesler çıkaran gitar çalmaya da. Son sözlerimizi en önemli uyarı için kullanacağız. Böyle bir canlı yayına birkaç konuk tamam. Minibüs dolusu ismi, oturma grubunun kol dayama yerlerine iliştirmeye hiç gerek yok. Yine de, Bayülgen'in her yaptığı işi sevdiğimizi itiraf ediyoruz. Çünkü şov dünyası zeki adamların işidir. Bazı para canlısı Eblehler'e tahammülümüz mümkün değil. Onları da, seyretmeden yazanlar övsün!

* * *

'Gelinim Olur musun'da, ünlü casus Lawrence'in pabucunu dama atacak tezgah izledik. Sinem'in haftanın birincisi olacağını anlayan Ata, annesi Semra'nın stratejilerine taş çıkartacak politika uyguladı. Sonuçta, evin iyilik timsali kaynana adayı Cemile Hanım oğlu Bahadır'la birlikte kapının önüne kondu. Doğrusu Sinem'in kararı, kanatları eksik Nazime Hanım'ı ve evin diğer kızlarını isyan ettirdi. Dileriz Ata, Sinem'le evlenir de, Semra Hanım kendini 'Mor Çatı Sığınma Evi'nde bulur...

* * *
Anadolu Ateşi'nde Dilek hafta birincisi oldu. Tahsin'i, Savaş Ay kurtardı. Haftalardır gitti-gidiyor diye seyrettiğimiz Mithat Baygeldi, elenip dokuzunculukla teselli buldu. 'Aşık Veysel Odası' dendikçe aklımıza hep Merter-Güngören'deki 'Şiir Mektebi' geliyor. Yıllar önce Savaş Ay'ın önayak olduğu bir kampanya sonucu yapılan okulun 'Aşık Veysel' adı verilen kütüphanesini Akşam Gazetesi üstlenmişti. Çeki Savaş'a biz teslim etmiştik. Merak ettiğimiz, çekle birlikte merhum Veysel'in bize armağanı özel mührünü bastığı kitabının ne olduğu. Kaybolmadığı inancıyla haber bekliyoruz...

Yazı: Okan Bayükgen
Kaynak: