BIST 10.219
DOLAR 32,23
EURO 34,74
ALTIN 2.455,23
HABER /  GÜNCEL

ATO'dan nema raporu

ATO, çalışanların, nema kesintileri aracılığıyla devleti yıllardır IMF gibi fonladığını bildirdi.

Abone ol

ATO yaptığı yazılı açıklamada, hazırladığı ''Nema Raporu''nun sonuçlarını açıkladı. Rapora göre, çalışanlar 1988 yılından bu yana devlete 15.4 milyar dolar tutarında fon yarattı. Raporda, 1988 yılından bu yana yapılan nema kesintilerinin, 2002 yılı fiyatlarıyla 25.3 katrilyon liraya ulaştığı, bunun 12.7 katrilyonunun çalışana anapara ve nema olarak ödendiği belirtildi. Yapılan hesaplamalar, yıl bazında gerçekleştirilen kesintilerin toplamının, yıllık ortalama dolar değeri üzerinden ulaştığı rakamın, IMF ile yapılan son stand-by düzenlemesi ile Türkiye'ye verdiğinden daha fazla krediyi, çalışanların devlete açtığını ortaya koydu. Buna göre çalışanlar ''zorunlu tasarruf'' adı altında devlete 15.4 milyar dolar sağladı. Devlet ise emeklilik ve diğer hak edişlerle, anapara ve nema geri ödemesi olarak, çalışanına 9.8 milyar dolar iadede bulundu. Buna göre, çalışanların halen devletten 5.6 milyar dolar alacağı bulunuyor. HAZİNE BONOSU 84 MİLYAR LİRA GETİRECEKTİ Raporda, nemalarda biriken paranın Hazine'yi zorlayan boyutlara ulaşması nedeniyle, 2000 yılı Mayıs sonunda kesintileri durduran devletin, daha önceki yıllarda ''sudan ucuz'' kredi olarak kullandığı nemaları, gelen yoğun tepkiler üzerine, son yıllarda Hazine bonoları ve devlet iç borçlanma tahvillerinde değerlendirmeye başladığına dikkat çekildi. Böylece çalışanlara son yıllarda daha fazla getiri sağlandığı vurgulanan raporda, buna rağmen nema kesintilerinin başından itibaren ''Zorunlu Tasarruf Hesabı''nda değil, dolar, altın ve Hazine Bonosu'nda değerlendirilmiş olması halinde çalışanların daha yüksek gelir elde edeceğine dikkat çekildi. Rapora göre, geçen yıl sonunda emekli olan orta dereceli bir memurun devletten aldığı anapara ve nema ödemeleri toplamı 8 milyar 24 milyon lirada kalıyor. Oysa, aynı vatandaş, devlete verdiği parayı, dolarda değerlendirmiş olsa parasını 11.3 milyar liraya, dolar cinsinden faizde değerlendirse 13.8 milyar lira, altında değerlendirmesi halinde de 11.4 milyar liraya yakın bir getiri sağlayacaktı. Yine nemaların kesintilerin başlatıldığı tarihten itibaren, Hazine Bonosu'na yönlendirmiş olması halinde de bu paranın 84 milyar lira gibi önemli bir rakama ulaşacağı hesaplandı. ATO Raporu'na göre, alt kademeden bir memurun, 1988'den başlayarak, 1 Ocak'ta emekli olması halinde, devletten aldığı anapara ve nema ödemeleri ile bu paranın, dolar, altın ve Hazine Bonosu'nda değerlendirilmesi halinde alması gereken para şöyle: ANAPARA VE NEMA : 8.024.100.000 DOLAR: 11.315.250.000 DOLAR (%2 FAİZLİ): 13.765.000.000 ALTIN: 11.420.000.000 HAZİNE BONOSU: 83.997.000.000 ATO BAŞKANI AYGÜN Raporu değerlendiren ATO Başkanı Sinan Aygün, Zorunlu Tasarruf Fonu'nun çıkış amacının, ''çalışana tasarruf yaratmak değil, devlete kaynak sağlamak olduğunu'' belirterek, ''Bu bir iç borçlanmadır. devlet iç borç geri ödemelerinde bankalara gösterdiği sadakati, vatandaşından da esirgememelidir. Devlet, IMF'den de dış borç alıyor. Bu borcu ödemeyeyim diyor mu?'' diye sordu. Bugünkü hükümetin kangrene dönüşen nema sorunun sorumlusu değil, ancak müdahili olduğunu belirten Aygün, ''Çözüme de müdahil olmalıdır'' dedi. Hükümetin seçimlerden önce bu sözü verdiğini ifade eden Aygün, hükümetten bu sözün arkasında durmasını beklediklerini, ''kaynak yok'' denilerek bu işi daha fazla sürüncemede bırakılamayacağını ve vatandaşın mağdur edilemeyeceğini kaydetti. Aygün, şöyle dedi: ''Nema ödemelerinde devlet tam anlamıyla temerrüde düşmüştür. Yani vatandaşın 'kara listesi'ndedir. Sorunun çözümünde iç borçlanma kriterlerinin geçerli olduğu kabul edilmelidir. Bunun için önerimiz, bugüne kadarki anapara ve faiz ödemelerinin bakiyeleri toplanarak, anapara gibi düşünmeli, daha sonra da borcun tasfiyesine formül bulunmalıdır.'' Aygün, kaynak sorununun ise her 2 milyar liraya bir yıl denk gelecek şekilde erken emeklilik hakkı sağlanması veya karlı işletmelerin özelleştirilmesinde çalışanlara hisse verilmesi yöntemleriyle çözümlenebileceğine dikkat çekti.