'Türk Dünyası' için tarih yeniden yazılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı’nın 12. Zirvesi için Azerbaycan’ın Gebele şehrindeydi. Bu sadece bir zirve değil, uyanışın sesi olabilir mi?

Eda Cabul Işık edacabul97@gmail.com

Hiç fark ettiniz mi, son yıllarda Türk dünyası hakkında neden daha fazla konuşur olduk?
Çünkü kardeşliğimiz yeniden canlanıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı’nın 12. Zirvesi için Azerbaycan’ın Gebele şehrindeydi.

Bu sadece bir zirve değil, uyanışın sesi olabilir mi?

“Dilde, fikirde, işte birlik” dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Bu söz, Türk dünyasının yüzyıllardır özlediği bir birlik hayalini yeniden hatırlatıyor bize.
Kâğıt üzerinde değil, kalpte hissedilen bir birlik bu.

Benim gözümde konuşmanın en dikkat çekici kısmı ise şu bölüm oldu:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok taraflılığın giderek aşındığı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin insanlığın vicdanını yaralayan birçok meseleye kayıtsız kaldığı bir uluslararası sistemle karşı karşıyayız.” Dedi.

Böyle bir dönemde Türk dünyasının omuz omuza durması sadece siyasi değil, ahlaki bir sorumluluk haline geliyor.

İşte bu yüzden Türk Devletleri Teşkilatı’nın anlamı her geçen gün daha da büyüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasında dikkat çeken bir diğer nokta ise:


“Teşkilatımızı içine kapanık bir yapılanma olarak asla görmüyoruz. Diğer ilgili uluslararası kuruluşlar ve ittifaklarla etkileşim halinde sesini ve gücünü ortaya koyan bir vizyonu hayata geçirebilmeliyiz.”


Yani bu birlik, kendi kabuğuna çekilen bir yapı değil.
Tam tersine, dünyaya “biz buradayız” diyen bir özgüvenin ifadesi.

Artık sadece kardeş ülkeler arasında değil, dünyaya birlikte seslenebilen bir Türk dünyası var.

Yani kapılar kapanmıyor, tam aksine daha da açılıyor.

Asırlar önce aynı çadırın altında oturan, aynı destanı anlatan milletler, şimdi yeniden bir masa etrafında buluşuyor.

Ama bu kez sadece geçmişi anmak için değil; geleceği birlikte inşa etmek için.

Gebele’de yapılan zirve, bir diplomatik toplantıdan çok daha fazlasıydı.


Belki de tarih ‘Türk Dünyası’ için bir kez daha yazılıyor…