Akdeniz’in Kalbinde Denge Arayışı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bir kez daha sandık başına gitti. Resmî olmayan sonuçlara göre Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman seçimi önde tamamladı. KKTC’de yeni dönemin nasıl şekilleneceği elbette önümüzdeki günlerde netleşecek.

Eda Cabul Işık edacabul97@gmail.com

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bir kez daha sandık başına gitti.

Resmî olmayan sonuçlara göre Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Tufan Erhürman seçimi önde tamamladı.

KKTC’de yeni dönemin nasıl şekilleneceği elbette önümüzdeki günlerde netleşecek.

Ama bir gerçek var ki, Kıbrıs’ta her seçim yalnızca yerel bir sonuç değildir; Doğu Akdeniz’in dengelerini de yakından ilgilendirir.

Peki neden?

KKTC, haritada küçük bir ada devleti gibi görünse de, jeopolitik olarak Türkiye’nin dış politikada masada elini güçlendiren konumdadır.

Enerji hatlarının, ticaret yollarının ve savunma stratejilerinin kesiştiği bu bölge, artık sadece bir coğrafya değil; Türkiye’nin mavi vatanının güvenlik çemberinin merkezidir.

Bu nedenle, Kıbrıs’taki her siyasi gelişme, Ankara’da da dikkatle izlenir.
Türkiye için Kıbrıs, milli güvenlik, deniz yetki alanları ve bölgesel istikrar açısından stratejik bir ortaktır.

Seçim sonrasında gelecek açıklamalar önemliydi.

Yapılan açıklamalarda Türkiye ile yakın iş birliğinin süreceği vurgusu öne çıktı.
Bu mesaj, iki ülke arasındaki köklü diyalog geleneğinin devam edeceğinin işareti olarak görülebilir.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tebrik mesajında yer alan,
“KKTC’nin egemenlik haklarını ve çıkarlarını her türlü platformda savunmaya devam edeceğiz”
ifadesi de bu iş birliğinin temelini oluşturan kararlılığı gösteriyor.

Bugün Kıbrıs meselesi artık yalnızca adadaki iki toplum arasındaki bir konu değil; Doğu Akdeniz enerji denkleminde bir egemenlik mücadelesi.


Avrupa Birliği’nin, Yunanistan’ın, hatta Orta Doğu’daki enerji projelerinin Kıbrıs etrafında şekillendiği bir dönemde, Türkiye ve KKTC’nin koordinasyonu her zamankinden daha kritik.

Artık KKTC’de mesele şudur: Doğu Akdeniz’in geleceğinde Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk halkının yerini sağlamlaştırmak.

Adanın kuzeyinde atılan her adım, Ankara’nın dış politika haritasında da yankı buluyor.
Ve belki de tüm bu gelişmelerin ortasında en çok hatırlamamız gereken şey şu:
Kıbrıs, yalnızca bir ada değildir.
O, Türkiye’nin Akdeniz'e açılan yüzü, güvenliğinin parçası ve kardeşliğin simgesidir.