Bu toprakların bin yıllık imanını, Türk-İslam medeniyetinin
sarsılmaz değerlerini unutan, kutsalımıza dil uzatmayı “mizah”
zanneden alçak zihniyet bir kez daha karşımıza çıktı. Hazreti
Muhammed’e (sav) hakaret etmeyi sanat kılıfına sığdırmaya
çalışanlar bilsin ki bu millet, Peygamberine uzanan dili asla
affetmez! Bizim kültürümüzde Hazreti Peygamber’e saygı namusun,
şerefin ta kendisidir; bu değerler uğruna can vermek şereftir,
övünçtür.
Bugün bir mizah dergisi, sözde özgürlük adına kutsallarımıza
saldırma cüretini gösterdi. Bu sadece basit bir karikatür meselesi
değildir; imanımıza, tarihe, inanca, ecdadımıza hakarettir. Bu
milletin vicdanında böyle bir aşağılık davranışın karşılığı
bellidir: Türk-İslam geleneğinde Peygamber’e dil uzatmanın hükmü
kesindir; o dil kanla kesilir!
Hiç kimse bu alçaklığı ifade özgürlüğüyle meşrulaştırmaya
kalkmasın. Batı’nın sapkın özgürlük tanımlarına özenen zavallılar
şunu akıllarına kazısın: Bu millet, atalarından miras aldığı
Peygamber sevgisini dün olduğu gibi bugün de kanı ve canıyla
savunur. Devletimizin açtığı soruşturma, milletimizin vicdanında
çoktan karara bağlanmıştır.
Bunu yapan had bilmezler en ağır cezayı almalıdır. Dergi sayısı
derhal toplatılmalıdır. Sorumlular hukukun önünde hesap vermelidir.
Bu topraklarda Hazreti Peygamber’e uzanan kirli eller, diller,
kalemler asla serbest bırakılmamalıdır.
Bu bir ifade özgürlüğü değil, imanımıza, insanlığımıza açık bir
saldırıdır! Unutmayalım: Peygamber sevgisi, bu milletin imanının
direğidir. Direği yıkmaya kalkanın üstüne gök ateş olup yağar!
Ey gafiller, ey inanç düşmanları! Bilin ki bu toprakların
üzerinde yaşamak; Hazreti Muhammed Mustafa’ya (sav) hürmet etmek,
ona gönülden bağlı olmak, onun ismini saygıyla anmak demektir.
Bizler İslam’la şereflenmiş bir milletiz. Bu millet, asırlardır
ezanını, imanını, Peygamber’ini korumak için nice bedeller
ödemiştir. Bugün “sanat” ya da “mizah” diyerek Hazreti Muhammed’e
hakaret eden zihniyet, aslında milletimizin kutsallarına
saldırmaktadır. Bu millet, Malazgirt’te, Çanakkale’de, Kurtuluş
Savaşı’nda Peygamber sancağını yere düşürmemek için can vermiştir;
o sancak bugün de dimdik ayaktadır. Ancak o sancağa dil uzatmaya
kalkanın dili kanda boğulur!
Toplatılacak dergi sayısı sadece bir kâğıt değildir; o kâğıtta,
milyonlarca Müslümanın yüreğine saplanan hançer vardır. Bu hançeri
çıkarmak için adaletin kılıcı gecikmeden inmelidir.
Biz Türk’üz, Müslüman’ız, Resulullah’ın ümmetiyiz! O’na uzanan
dil koparılır, kalem kırılır, o pis düşünceler toprağa gömülür! Bu
topraklarda Hazreti Muhammed’e hakaret etmeye kalkan herkes, bu
milletin imanıyla, öfkesiyle, duasıyla ve kararlılığıyla karşı
karşıya kalacaktır.
Bunları yazan Leman Dergisi'nden açıklama: Bize
sürülen lekeyi kabul etmiyoruz.
Yaptıkları açıklama:
*Karikatürde niyetlerinin Peygamber’e hakaret değil, İsrail
saldırılarında hayatını kaybeden bir Müslümanın mazlumiyetini
vurgulamak olduğunu,
*Karikatürde dini değerleri aşağılama amacı
taşımadıklarını,
*Karikatürdeki figürün Peygamber tasviri değil, yaygın bir Müslüman
ismini (Muhammed/Mehmet) temsil eden sembolik bir karakter
olduğunu,
*Hassasiyetleri bildiklerini ve yanlış anlamadan doğan kırgınlık
yaşayan iyi niyetli okurlardan özür dilediklerini,
*Ancak bilinçli şekilde çarpıtarak provokasyon yapanları
kınadıklarını,
*Kendilerinin Filistin’e ve mazlum Müslümanlara sahip çıkan
yayınlar yaptıklarını hatırlatarak vicdanlarının ve
inançlarının sorgulanmasını kabul etmediklerini,
*Protestocuları kendilerini doğru anlamaya davet ettiklerini,
*Yetkilileri provokatif eylemler olabileceğine dikkat çekip
göreve çağırdıklarını ifade ediyor.
*Ben tabi ki inanmadım bu açıklamaya, sadece yazmak istedim.