Herkes kendi işine baksın

Kaldı ki nörolog ya da psikiyatristler özel eğitim veremezler, muayene hanelerinin bitişiğinde özel eğitim ofisleri açamazlar ya da özel danışmanlık merkezi adı altında ruhsatsız kurumlara yönlendiremezler..

Abdullah YILMAZ krmistanbul@gmail.com

İstismarın en çok görüldüğü alan maalesef özel eğitime ihtiyacı olan çocuklarımız ve aileleridir. 

Hem ailelerin hem de çocuklarımızın kötü talihi, hamilelikle başlar,

Yeterince dikkat edilmeyen bulgular, ailelere doğru bilgi verilmeyen üstün körü muayeneler..genetik dahi olsa teşhisi koyulmayan,erken müdahele imkanı bırakılmayan hastalıklar.

Çocuklarda mental bozukluklar oluşur ya da,bedensel hastalıklar

Kimileri senin çocuğunda bir şey, geçer derler ve yüzleşirsin gerçeklerle,

Kimsenin aklına sağlıktaki sıradanlaşan ihmaller gelmez,

 Kader dersin,Allah’ın işi dersin ve razı gelirsin içinde bulunduğun duruma

Başlarsın kendini sorgulamaya,hatta eşini, varsa ailesinde engelli biri genlerini de mahpus edersin karanlık duygularının dehlizlerine, bir şeye inanıp sığdırmak istersin.

Hatta Allaha bile sorarsın, neden ben, neden çocuğum diye..

Sonra akıl verenler, yol gösterenler, vah vah deyip senide çocuğunu da ezip geçenler, uzaklaşırsın en sevdiklerinden kapatırsın tüm kapılarını göstermezsin, görünmezsin, saklarsın acını da sevincini de, yalnız bir hayat ve üstesinden gelmen gereken koca bir hayal kırıklığı.

Uykusuz gecelerde akıttığın yaşlar bile yalnızdır, dışarıya değil onu bile içine akıtırsın, umudun bazen alevlenir, bazen buz tutarsın, üşürsün yalnız gecelerinde.

Ama çare aramalısın, çözmelisin senin ve dünyan olan evladının kara bahtına ışık aramalısın, çalarsın kapıları, birine inanmayıp onu doğrulamak ister peşi sıra gidersin doktordan doktora..

Kim senin duymak istediğini söylüyorsa ona güvenmek isteyip karar kılarsın.

Artık o senin kurtarıcın dır.

Düştüğün denizden seni çıkaracak tek eldir, bu bazen doğru adres, bazen hayal kırıklığıdır. Kimine dua ederken, kimini de Allaha havale edersin.

Buraya kadar anlattıklarım engelli çocuklarımızın aile hikâyeleridir.

Bir de doktor hikâyeleri vardır. (Bu hikâyelere devlet hastanesinde ya da üniversite hastanesinde emek harcayan doktorlarımız dâhil değildir)

Popüler olmuş, herkesin kapısını aşındırdığı,  afili özel muayene hanelerinde beş ay sonraya randevu veren doktorlar,

Ama dünya çapında ciddiye alınan tek bir makalesi olmayan..

Ara sıra yurt dışında kongreye katılıp, adının mirasını yiyen doktorlar

Ne var ki bir sendromu da siz bulun, ya da arkadaşlar biz yıllardır yanılmışız, işin aslı bu diyecek bir profesörümüz olmaz mı?

Özellikle benim burada bahsettiğim çocuk nörologları ve çocuk psikiyatristleridir.

İşlerini hakkıyla yapıp takdir edilecek doktorlarımız yok mu?

Var tabi,hemde çok var..

Ancak hem sağlıkçı hem de eğitimci olarak kaygılıyım, utanıyorum.

Bu alanda çok istismarcı var,

siz yapmayın bari.

Teşhisini doğru koyup,İlacını verdiğin tedavi sürecini, sağlıklı takip edebiliyor musun?

senden iyisi yok

Aileler açısından yıllardır karşılaştığım bir gerçek var,

Benim çocuğun teşhisi buymuş, aslında yanlış teşhis konmuş demesidir, kısacası daha doğru teşhis koymaktan aciz bir tıp anlayışımızın sorgusunu kim yapacak.

Buradan aileleri ve alanda hizmet veren doktorları ve sağlık kuruluşlarını uyarmalıyım, artık sağlık hukuku uygulamaları kapsamında kusurlara karşı,ciddi yaptırımların olduğu bir dönemi yaşıyoruz.

Doktorlar artık dokunulmaz, ulaşılmaz ve cezalandırılmaz değiller. Doğum öncesi ve sonrası sebep oldukları her uygulamadan birinci derece sorumludurlar ve ciddi derecede tazminat ödemekle cezalandırılmaktadırlar.

Sadece sağlık hizmetlerini sunarken değil, sizi ruhsatsız merdiven altı kurumlara yönlendirmelerinde bile,buralarda ehliyeti olmayan meslek elemanlarına yada lise mezunlarının kucağına yitip yıllarınızı kaybetmenize sebep olmaları bile başlı başına suçtur ve tazminat alabilirsiniz.

Kaldı ki nörolog ya da psikiyatristler özel eğitim veremezler, muayene hanelerinin bitişiğinde özel eğitim ofisleri açamazlar,özel danışmanlık merkezi adı altında ruhsatsız kurumlara yönlendiremezler. Bu alanda hizmet verecek kurumlar ve meslek elemanları kanunla belirlenmiş olup, sadece bu alanda Milli Eğitim bakanlığından ruhsatlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri yeterli olup,

yetkilidirler.

Herkes kendi işini yapmalıdır, nörologlar fizik tedavi uzmanlarının, beyin cerrahları da nörologların işini, nörologlar da çocuk psikiyatristlerin işini yapmaya çalışmamalı.

 Bu alanlarda kesin bir çizgiyle iş ve görev ayrımı yapılmalı. En önemlisinde doktor arkadaşlarda özel Eğitim ve rehabilitasyon uzmanı eğitimcilerin işine bulaşmamaları gerekmektedir. Yapabiliyorlarsa çocukların eğitsel anlamda gelişimlerini doğru takip edip merkezlerin sunduğu raporu dikkate alarak doğru tedavi ve etken ilaç kullanımlarını sağlamalılar.

Bunun dışında hareket edenlerin işgüzarlık yapıp etik davranmadıklarını söyleyebilirim. Sonuçta aileler ve çocuklar mağdur ediliyor, yine bu durum hukuk yoluyla çözülmeli, sınırını bilmeyenlerin yargı yoluyla gerkli hatırlatma yapılmalıdır.

Nöroloğun muayene hanesinde engelli çocuklara 15 günlük özel eğitim kampı yapıyor olması, tarih öğretmeninin matematik kursu vermesi kadar ucube bir durumdur. 

Bu konuda kimseni adam sende deme lüksü yok. Toplumsal hafızamız bu konudaki mağduriyetleri unutmamalı, varsa istismar ve kanunsuz uygulama,çıkarılan yasa çerçevesinde il valiliklerine şikâyet edilmelidir.

Bu alandaki kirlenmişliğe kim sırtını dönüyorsa o çamurun parçasıdır..