28 Şubat sürecinde imam hatiplilere yapılan darbe
sonucu Erbakan gitsin diyenler, şimdi zamanında alevlenen bir
dershane uğruna hala milletin iradesini hiçe saymaya, biraz daha
gayretle darbe yapmaya kalkıyor… Beceremediniz artık bırakın!
Bana kimse; Refah Parti’sini kaderine terk edip,
DSP’ye oy veren okyanus ötesinin samiyetinden bahsetmesin.
Bana kimse; Refah Parti’sini kaderine terk edip, DSP’ye oy
veren okyanus ötesinin samimiyetinden bahsetmesin.
Yolsuzluk yapmaktan daha büyük bir ahlaksızlık, o
yolsuzluğu bilip ileride kullanmak üzere saklamaktır. Sen zamanında
öyle bir operasyon yapacaksın ki ne bakanın ne emniyet müdürünün ne
de savcının haberi olmasın. Sonra da neymiş efendim “Biz
İslam için kadrolaştık.”
Ya he he!
Geçiniz bu kendinizi aklama politikalarını…
Soruları çaldınız.
Hainlik ettiniz.
Vatanı sattınız.
Ama hiç haram lokma yemediniz.
Fakat acayip haramda yüzüyorsunuz. "Ay pardon
canım köpüklü havuz sefası idi dimi o?"
Siz bu ülkenin geleceği ile oynamaya kalkarsanız
bunların hesabı sorulmayacak sandıysanız yanıldınız!
Ki teker teker hepsinin hesabı soruluyor da daha
doğrusu Erdoğan’ın deyimiyle inlerine giriliyor.
Ya hu paranın ne önemi var?
Mühim olan hizmet aşkınız…
Ya hu en sonunda Zaman Gazetesi’ne el koyacaklar, çay
saatine serecek gazete bulamayacaksınız.
Cemaatin ağa babaları için adliye, banka, gazete
önlerinde Kur’an okuyan ablalarımızı Peygamberimize hakaret eden
kurumlar önünde de görebilseydik keşke… Ama onlar sözde kemalist ve
ülkücülerle birlikte Akit Gazetesi önünde ana avrat küfretmeye
kendilerini nasıl layık gördüklerine de şahit olduk. Bununla da
sınırlı değil tabi İslam için kurumlarınız önünde cevşen okuyan
ablalarımız, nerdeyse yarı çıplak poz veren Pelin Batu’nun
görüntülerinden hiç mi rahatsız olmuyor acaba? Bu İslam’ın
gerekliliklerinde biri de bizim mi haberimiz yok!
Gel gelelim bizim muhalefetten bihaber olan
muhalefitimize;
Ak Parti sizi yenmiş de yenmiş, yenmiş de yenmiş…
İnce’nin o meşhur deyimiyle… Onca bir partiye karşı olmuş adamlar
%49,5 ile son noktayı koymuş. Bizim muhalefette vizyon yok misyon
yok ufuk yok hedef yok işin doğrusu akıl fikir yok! Aldığın oy
oranı ortada neyine güvenip %49,5 alan Ak Parti’ye ezikler gibi
“Bu ülkenin %50’si sizi istemiyor.” diye feryat
edersin. Adama gülerler be gülerler…
Gerçi Zaytung’un fotomontaj çalışmasından muhalefet
üretip Çipras etkisi bekleyen Kılıçdaroğlu’na hezimete uğradığı bu
seçim sonrası oy yüzdelerinden oluşan boyama kitabını önüne koymak
farz oldu sanırım.
Dün Ak Parti’de çatlaklar var diyen Kılıçdaroğlu’nun
bugün partisinde kaynayan kazanları da görüyoruz. Geçip karşılarına
çekirdeğimi alıp çitleyesim geliyor. Ahh bahtsız Kılıçdaroğlu bize
laf yetiştireceğine aklını kullan kendi partine bak diyeceğim lakin
seni de zorda bırakmak istemiyorum.
Öldür, vur, kır, küfret CHP sahip çıksın!
Yaşat, koru, sev, yatırım yap, ülkeyi kalkındır CHP
karşı çıksın!
Zihniyetleri bu…
Bu adamların ülkeyi, cumhuriyeti Ak Parti’den nasıl
basiretsiz bir koruma formülü ürettiklerini de gördük: inadına
dekolte inadına mini etek.
Birileri ülkede çığır açacak adımlar atarken
muratgilin damından atlamayı dert edinmeyi bile geçtim bunların
derdi yıl olmuş 2015 hala mini etek. Oksimoronlukta son nokta!
Neyse sonuçta yine aynı kapıya çıkıyoruz: Diktatör
Erdoğan!
Diktatörlük türküsünü dilinde tutturanların elinden
gelse kendisiyle aynı görüşte olmayanları bir kaşık suda boğacak
insanlardan oluşması da ayrı mükemmellik.
Bu ülkede bir grubun kendine yapacağı en büyük
kötülük, Erdoğan’ı karşısına hedef alıp halkı seçim yapmaya
zorlamasıdır. İnanın hiç şansınız yok…
Allah vergisi belki de! Kimileri üretir, icraat
yapar, ortaya koyar, gündemi belirler, yol yapar…
Türkiye’de bazılarında kendini geliştirmek yerine,
başkalarının başarılı çalışmlarına nasıl engel olabilirim,
aşağılarım bunun çabası var!
Eee “Herşey zıddıyla
kamildir.” Kimileri de; yakacak, yıkacak, bozacak,
bozgunculuk çıkaracak, “Şu Üsküdar’ı geçemeden araç batsa
bari…” diyerek ellerini ovuşturarak bir aksilik olsun bir
şeyler ters gitsin diye bekleyecek.
Türkiye’de bazılarında kendini geliştirmek yerine,
başkalarının başarılı çalışmlarına nasıl engel olabilirim,
aşağılarım bunun çabası var!
Her insan kendine yakışanı yapar. Çünkü kalite asla
tesadüf değildir.