Gazeteciliği ekrandan yahut köşeden ibaret saymadım hiç, sosyal
medya dediğimiz icattan da…
Gündem yansımalarını, sosyal piramidin her
kesiminden almaya gayret ederim.
İyi eğitim almış bir yöneticinin de, abonesi
olduğu gazeteyi açmadan dükkân kapatan esnafın da, köylünün de
kentlinin de, "dağdaki çobanın" da görüşlerini
önemserim.
Demokrasi dediğimiz sistemin de bu olduğuna
inanırım.
Böyle bir giriş neden?
Şundan:
“Ara sıcaklarla” başlayalım:
Kürtaj, Uludere, medya, CMK 250, 4+4+4,
Kürt meselesi, tiyatro, diyanet, laiklik…
Gözlemim o ki sokakla köşeler farklı
görüşte.
Sırayla gidelim:
Kürtaj.
Aydınlar: Kadın bedeni kadına aittir. Devlet bu
işlere karışamaz.
Çoğunluk: Kürtaj haramdır.
Diyanet’ten gelen
açıklamalar.
Aydınlar: Diyanet bu işten uzak
durmalıdır.
Çoğunluk: Müslümanız Elhamdülillah!
Uludere.
Aydınlar: Hükumet bu hesabın altında
kalacaktır. Başbakan Uludere de ölenleri de istenmeyen çocuk ilam
etmiştir.
Çoğunluk: İyi de bu adamlar PKK ile irtibatlı
kardeşim!
Tiyatro.
Aydınlar: Devlet sanattan elini çekmemeli,
aksine desteklemelidir.
Çoğunluk: Gitmediğim tiyatronun parasını neden
vergimle ödeyeyim!
4+4+4
Aydınlar: Erken olmuştur. Yapı buna müsait
değildir. İmam Hatipler yeniden canlandırılmaya
çalışılmaktadır.
Çoğunluk: Çocuğum İmam Hatip’e gidebilecek çok
şükür.
Kürt meselesi.
Aydınlar: Kürt meselesi çözülmeden ülke huzura
kavuşmaz. Gerekirse İmralı ile görüşülmelidir.
Çoğunluk: Bu BDP’lilerin tek derdi Öcalan’a
serbestlik…
Aydın insan daha çok okuyan, daha çok düşünen,
dünyada yaşanan gelişmeleri yakından takip ederek analizlerini
yapan, gelecek adına ufuklar oluşturan ve tüm bunları da ekmek
derdine düşmüş halk adına yapan ve bu birikimini kamuyla paylaşana
denir.
Peki...
Aydınlar ve çoğunluk neden genellikle
ayrı düşer?
Demokrasi, CMK 250, 4+4+4, Ergenekon, Balyoz,
Uludere, MİT, Cemaat, Kürt meselesi…
Çoğunluk, bu ve benzeri tartışmalı konularda
aydınlarıyla aynı kanaatte değil.
"Gözü pek aydınlar" bu işi "halk cahil",
"eğitim şart" terminolojisine kadar götürebilir ama bir
işe yaramaz.
Reytingleri bu çoğunluk belirliyor seçim
sandığından çıkacak sonuca bu çoğunluk karar veriyor.
Kabul etmek zorundayız ki Başbakan Erdoğan bu
kitlenin dilini çok iyi biliyor ve bu damarı iyi
tutuyor.
Annesini de kendi gibi CHP’li yapmaya çalışan
arkadaşım anlatmıştı.
Anlayacağı şekilde anneme, Erdoğan’ın neden
iktidarda kalmaması gerektiğini uzun uzadıya izah ettim.
Sözümü hiç kesmeyen annemin cevabı kısa
oldu.
“Oğlum; Erdoğan rahmetli babana çok benziyor;
onun gibi babayiğit, onun gibi mert…
E karısı da aynı benim gibi; namazında
orucunda…
Sana kim benziyorsa, sen de var git oyunu ona
ver!”
Erdoğan ve ailesi çoğunluğa çok benziyor ve
bunun için Erdoğan hep “çok” oy alıyor.