Elon Musk, Twitter’ı neden satın aldı?

Murat Cahid Kuvvet muratcahid@hotmail.com

Geçtiğimiz günlerde Elon Musk’a, Twitter’ı neden satın almak istediği sorulmuş ve Musk şu ilginç cevabı vermişti;  "Güçlü, içgüdüsel kanaatime göre, maksimum düzeyde güvenilir ve geniş kapsamlı kapsayıcı bir kamu platformuna sahip olmak, medeniyetin devamı için inanılmaz derecede önemlidir."

Elon Musk, Twitter yönetim kurulu başkanına, şirketin ifade özgürlüğü için büyük bir potansiyeli barındırdığını fakat mevcut politika ve kurallarla bu potansiyele ulaşılamayacağını öne sürdü ve Twitter'ın özel bir şirkete dönüştürülmesi gerektiğini ifade etti. Akabinde, yine Twitter üzerinden şirketin tamamını satın almak için teklifini yaptı ve bugün 44 milyar dolar bedelle Twitter’ın yeni patronu oldu. Sadece Twitter’ın mı? Kesinlikle hayır.

Musk, dünya kamuoyunu muazzam derecede etkileyebilme potansiyeli olan sosyal medyanın gücünü kullanmak isteyen ilk milyarder değil. Bu nedenle asıl dikkat çekici nokta, dünyanın en zenginleri arasındaki bir adamın çıkıp; “medeniyetimizin geleceği ve ifade özgürlüğü için Twitter’ın tek başına benim olması çok önemli” diyecek kadar kendini medeniyetin ve ifade özgürlüğünün hamisi olarak görmesi. Sahi, medeniyetin geleceğini kurtarmak ve gerçek manada ifade özgürlüğünün sağlayıcısı olma görevi kim tarafından Musk’a tevdi edildi? Bu sorunun cevabını bilmiyoruz. Tek bildiğimiz, dünya süper kahraman hikâyeleriyle büyü(tül)müş klasik bir Amerikalı ile yine karşı karşıya.

Musk’ın, Tesla’yı, SpaceX’i ve milyar dolarlarını saymayı bırakıp bir anda ‘uygarlığın kurtarıcısı’ olarak ortaya çıkması, insanların neyi söyleyip neyi söylemeyeceklerine izin veren/yasaklayan, ifade özgürlüğünün kapsamını tek başına belirleyen kişi olmak istemesinin bir dışavurumu aslında.

Barack Obama, “Eğer doğruyu yanlıştan ayırma yetisine sahip değilsek, demokrasimiz de işlemiyordur.” demişti.  Musk ise "ifade özgürlüğü, işleyen bir demokrasinin olmazsa olmazıdır" diyor. Bununla beraber Twitter’ın mevcut politika ve kurallarıyla ifade özgürlüğünü engellediğini öne sürüyor. Yani her ikisi de demokrasinin işlemesi için doğruyu yanlıştan ayıran bir platformun var olmasını ya da politika ve kurallarını buna göre düzenlemesi gerektiğinden bahsediyor.

Elon Musk’ın Twitter'ın kurallarını belirlemek istemesi, ifade özgürlüğü, ırkçılık, nefret söylemi ve doğru-yanlış arasındaki çizgilerin tamamen bulanıklaştığı günümüz ortamında çok da doğru sonuçlar doğuracağa benzemiyor. Bu çıkarım, mevcut durumun kusursuz bir şekilde işlediği anlamına gelmiyor.

Elon Musk’ın para ile ilgili sorunu olmadığı ve tek amacının ifade özgürlüğünü desteklemek olduğunu söylemesi, akıllara şu soruyu getiriyor; tek bir kişinin sahibi olduğu platform, herkesin fikrini özgürce ifade etmesine nasıl olanak sağlayacak? Dahası, Musk’ın aklındaki ifade özgürlüğü neleri kapsıyor, sınırları neler? Ve daha zoru; bu kadar önemli bir platforma dönüşen ve neredeyse dünya kamuoyuna mal olan Twitter’ı esasen kimin yönetmesi gerekiyor?

Bu soruların şimdilik yanıtı yok. Sonuç itibariyle Twitter’ın yeni patronu Elon Musk oldu. Şu an tek bildiğimiz, Sosyal Medya’yı anlama ve onu toplumun yararına nasıl kullanacağımız hakkında hala bir fikrimizin olmadığı...

İşte Musk’ın, Twitter’ı  satın alma nedenleri!

Twitter’ın otomobil üretmekten, uzaya seferler düzenlemekten ve milyar dolarlardan daha fazla etkiye ve güce sahip olmayı sağlayacak potansiyele sahip olması. Çünkü zengin olmak, tek başına güçlü olmak anlamına gelmiyor.

Zengin insanlar, çeşitli yollarla nüfuzlarını artırmak isterler. Musk, bunu sosyal medya üzerinden yapmak istiyor.

Twitter’ı, yeni projelerini duyurmak ve geleceğe dair planlarını tüm dünyaya tanıtmak için ücretsiz, engellenemez (starlink uyduları) ve her yerden erişilebilir büyük bir platform olarak görüyor.

Kendi fikirlerini, yaptıklarını ya da yapacaklarını Twitter üzerinden 'mutlak doğru' olarak dünyaya yaymak istiyor.

Dünyada iktidarları yıkan ya da sarsan halk hareketleri, Twitter üzerinden organize ediliyor. Sosyal medya üzerinden oluşturulan algı ile Ülkeler şekillendiriliyor, spekülasyonlar yapılıyor. Musk, buna izin veren, iyimser düşünürsek engelleyen kişi olmak istiyor.

Twitter, dünyanın etkili insanlarının sesinin kesilmesi için oldukça elverişli. Örneğin Trump, dünya ekonomisini allak bullak eden tivitler atarken birden ortadan kaybolmuştu. Çünkü neredeyse tüm platformlar Trump’ı sosyal medyadan silmişti. Musk bunu yaşamak istemiyor, aksine tek başına buna karar verecek güce erişmek istiyor.

Twitter’ın, bazen sıradan insanların sesini duyuran örnekleri olsa da, aslında nüfuzlu insanların dünya ile iletişim sağlayan en güçlü platform. Daha önemlisi, dünya siyasetini şekillendirmede kabul gören etkili bir role sahip.

Twitter, her zaman her yerde erişilebilir, istikrarlı ve kabul edilmiş bir platform. Dünyadaki gelişmelerden anında haberdar olmak için Twitter'da olmak gerekiyor. Musk da bunu yapıyor.