BIST 9.561
DOLAR 32,50
EURO 34,60
ALTIN 2.482,25

Amerika bu dört adımı neden attı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Fırat nehrinin doğusuna askeri harekatın başlayacağını açıklamasının ardından Amerika'dan ardı ardına dört hamle geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Fırat nehrinin doğusuna askeri harekatın başlayacağını açıklamasının ardından Amerika'dan ardı ardına dört hamle geldi.

Sırasıyla sayalım:

1 - Amerikan Senatosu, Yemen'de büyük katliamlara imza atan Suudi Ordusu'na verdiği tüm desteği kestiğini açıkladı ki Türkiye her ortamda bu destekten yana duyduğu rahatsızlığı dile getiriyordu.

2 - Düne kadar Arakanlı Müslümanları dilinin ucuna almayan Amerikan Senatosu, yaptığı son açıklamada, Arakan Müslümanlarına soykırım uygulandığını kabul etti ki Türkiye'nin bu yöndeki çabalarını herkes çok iyi biliyor.

3 - Temsilciler Meclisi, Amerikan Başkanı Donald Trump'a rağmen Suudi Veliaht Prensi Selman'ı Cemal Kaşıkçı cinayetinde baş suçlu olarak ilan etti ki Türkiye'nin bu konuda yaptıklarını anlatmaya bile gerek yok. 

4 - Ve en önemlisi; ABD'li yetkililer, Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna düzenleyeceği harekata katılması beklenen ÖSO gruplarına ve siyasi muhalefete tehdit mesajı gönderdi.

Son mesaja geleceğiz gelmesine ama önce ilk üç madde ile ilgili yorumu yapalım. 

Amerika'nın Yemen, Arakan ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi hakkında attığı üç adımın, tam da Türkiye'nin savaş çağrısından sonra atması tesadüf olabilir mi?

Bence değil...

Her üç adımda verilmek istenen mesaj net: "Biz müttefikiz. Size sıkıntı veren sorunları birlikte çözebiliriz" diyor Amerikalı yetkililer. Atılan üç adım da Türkiye'nin Fırat'ın Doğusuna bir gazap ateşi gibi yağmasını önlemek için atıldı. 

Türkiye'nin atılan adımlar sonucunda tansiyonu düşürmesi ve yeniden masaya dönmesi bekleniyordu büyük ihtimal...

Ama beklenen olmadı.

Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı açıklama sonrası ilk hava harekatını gerçekleştirerek operasyonda kararlı olduğunu ve geri adım atmayacağını gösterdi.

Ve dördüncü adım, yani ÖSO gruplarının tehdit edilmesi de Türkiye'nin verdiği kararlılık mesajından sonra atıldı.

Amerikalı askeri yetkililer gönderdiği mesajda şöyle diyor: 

"Özgür Suriye Ordusu'nun harekata herhangi bir şekilde katılımı ABD ve Koalisyon Güçlerine saldırı demektir ve bu gerek Koalisyon Güçleri gerek ABD ile doğrudan çatışmaya yol açacaktır. ABD güçleri ile YPG/PKK iç içe geçmiş durumdadır. Dolayısıyla Koalisyon Güçleri ve ABD güçleri hedef alınıp çatışmaksızın YPG/PKK'ya saldırılamaz."

Ve utanmadan şu ürkütücü sözü ekliyorlar o mesajın altına: “Filler tepişirken oradan uzak durmalısınız”

Anlaşılan o ki günlerdir Türkiye'ye gönderdikleri "Yapmayın, etmeyin" mesajları karşılık bulmayınca, bu kez dolaylı yoldan "Bu işten vazgeçin" demek istiyorlar.

Türkiye'nin burada atması gereken iki adım var.

Ya "Biz de Özgür Suriye Ordusu ile iç içeyiz ve onlara yapılan saldırıda bizi karşınızda bulursunuz" diyeceğiz 

Ya da Özgür Suriye Ordusu Mensuplarına geçici Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı kimliği vererek, "Onlar artık benim vatandaşım ve benim askerim. Onlara yapılacak saldırıyı Türkiye'ye yapılmış sayarız" diyerek önlerini keseceğiz.

Amerika bölgede bırakın Türkiye ile, Özgür Suriye Ordusu ile bir savaşa girmeyi göze alamaz. Alırsa, karşısında Türkiye'yi bulacağını çok iyi bilir çünkü...

Yapabilecekleri tek şey var ve zaten bunu daha önce denediler.

Ekonomik suikasttan bahsediyorum.  

Bu deneme ile Türkiye'ye zarar vermelerine rağmen istedikleri gibi bir başarı sağlayamadılar. Bir kez daha deneyeceklerine de ihtimal vermiyorum.

Türkiye kararında ısrar ederse Fırat'ın Doğusundan, hatta Ortadoğu'dan çekilme dışında bir şansları kalmayacak. 

Biz geri adım atmazsak tabi...