BIST 10.209
DOLAR 32,36
EURO 34,81
ALTIN 2.399,00
HABER /  GÜNCEL

Altaylı'dan hediyeler için ağır yazı

Afyonkarahisar Valisi Balkanlıoğlu ile Genelkurmay Başkanı Org. Özel'in hediyeleşmesi tartışılmaya devam ediyor.

Abone ol

Şehitlerin acısı sürerken vali ve komutanın hediye jestine, en sert tepki Fatih Altaylı'dan geldi. Altaylı yazısında Özel ve vali için "Onlara emanet 25 evlat boku bokuna ölmüş. Onlar hediye alışverişinde" ifadelerini kullandı.

NE HEDİYE EDİLMİŞTİ? 

Vali İrfan Balkanlıoğlu kendisini ziyaret eden Özel'e Afyon mermerinden yapılmış bir satranç takımı, el dokuması Bayat kilimi ve üzerinde Kurtuluş Savaşının simgelerinden olan Utku Anıtı figürünü vermesi ve Özel'in de plaket takdim etmesi çok konuşuldu.
uuuuuu.20120908083302.jpg

İşte bu manzara köşe yazarlarının da gündemindeydi. Habertürk Genel Yayın yönetmeni Fatih Altaylı da, kızdıran görüntüyü yazdı.

"Al bu kilimi... Sen de al bu plaketi..." başlıklı yazısında Altaylı, neden AB üyesi olamadığımızın sorusuna yanıt verdi. İşte o yazı:

"AFYON KAYMAĞI VERSEYDİ ŞAHANE OLURDU"

(...)BEN "Asabım bozuk" diyorum ama adamlara yetmiyor.

"Asap bozukluğu yetmez, delir" diyorlar.
Sonunda delireceğim.
Hatta hep beraber delireceğiz.
Bu kadar utanmazlık, bu kadar aymazlık, bu kadar vurdumduymazlık, bu kadar...
Tövbe tövbe...
25 evladımız ölmüş.
Öldürülmüş.
Hepsi adam.
Analarının, babalarının gözbebeği.
Gece yarısı kamyon farıyla cephane taşıtmışlar çocuklara.
Öldürmüşler besbelli.
Ve besbelli ki, henüz ölmemiş olanlar şansa yaşıyor.
Genelkurmay Başkanı, 25 evladımızı öldürdükleri yere gidiyor ziyarete.
Kendisini vali ağırlıyor.
Vali dediğimiz de, olayın olduğu gece televizyona çıkıp "Yok önemli bir şey. 9 yaralı var" diyen vali.
Genelkurmay Başkanı, valiye plaket veriyor.
Niyeyse.
Vali de Genelkurmay Başkanı'na kilim.
"Sayın Genelkurmay Başkanım, vallahi şahane patlattınız cephaneliği. Bir eğlendik, biı mutlu olduk" diyor sanki.
Genelkurmay Başkanı da "İlk gece şahaneydin valim. 9 yaralı diyerek bizi çok sevindirdin".
Onlara emanet 25 evlat boku bokuna ölmüş.
Onlar hediye alışverişinde.
"Al bu plaketi" diyor Genelkurmay Başkanı olan.
Vali de "Al bu kilimi" diyor.
Bir de Afyon kaymağı verseydi şahane olurdu. Hem de duble kaymaklı olurdu. Aklına gelmemiş valinin herhalde.uuuuuuuu.20120908091637.jpg
Ne yapacaklarını söylemek geçiyor içimden ama söylemeyeyim, siz anlayın.
Sonra bir bakan çıkıyor diyor ki: "Hindistan'da ve Pakistan'da da bunlar oldu."
Doğru oldu.
Suimisali mi emsal alacağız?
Oralarda öküze de tapıyorlar.
Öküze de tapalım mı mesela!
Bakan Bey'e hatırlatmak isterim, başka örnekler de var.
Kıbrıs Rum Kesimi mesela.
Beğenmediğimiz, küçümsediğimiz, "Kesim" diye kestirip attığımız Kıbrıs Rum Kesimi.
Pakistan'ı, Hindistan'ı bilmem ama birkaç sene önce orada da cephanelik patladı.
2009'da. 11 Temmuz günü.
Orada ne yapıldığını hatırlıyor mu gözümüze Hindistan'ı sokan bakan.
Hatırlamaz, çünkü işine gelmez.
Ben söyleyeyim ne yapıldığını.
Kıbrıs Rum Kesimi'nde cephanelik patlayıp 12 kişi ölünce, bizde Genelkurmay Başkanı yerine geçen Rum Milli Muhafız Ordusu Komutanı Petros Çalikidis ve Savunma Bakanı Kostas Papakostas hemen istifa ettiler.
Dışişleri Bakanı da bir süre sonra.
O örnek örnek değil de Pakistan ve Hindistan mı örnek!
Sonra soruyoruz kendimize, "Biz niye AB üyesi değiliz de Kıbrıs Rum Kesimi AB üyesi?" diye.
Anladınız mı neden? AB üyeliği için gelişmişlik kriteri var. Biz bu gelişmişliği yıllardır ekonomide, ihracatta, sanayide, duble yolda, köprüde aradık. Ama AB'nin gelişmişliği başka yerde. Cepte, cüzdanda değil. Omuzların üzerinde. Kafada.
Kilimde, plakette hiç değil.

AHMET ALTAN ORDUNUN YANLIŞLARINI YAZDI. AYRINTILAR  SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]


Cephanelikte ihmal iddialarının hedefindeki TSK'ya bir eleştiri de Ahmet Altan'dan geldi. Taraf'ın tepesindeki isim bugünkü  Genelkurmay'ın yanlışlarını sıraladı. İşte o yazıdan bir bölüm:

İYİ ASKER OLMAK İÇİN

(...)Afyon’da cephanelik bir gece esrarengiz bir şekilde infilak etti, 25 asker öldü.

Cephanelik sayımında hiçbir kurala uyulmadığı anlaşıldı.

Orayı denetlemeye giden Genelkurmay Başkanı, “Hiçbir şey söylemeyeceğim, her şey ortada” dedi.

Bizim görebildiğimiz, ortada yirmi beş çocuğun kavrulmuş cenazesinden başka bir şey yok.

Cephaneliğin niye infilak ettiğini hâlâ kimse bilmiyor.

Ama şimdi ordu yönetimi “AKP’nin koruması altında olduğu” için ciddi bir medya eleştirisi de duyulmuyor.

Daha önceleri “ordunun mutlaka baştan ayağa yeniden yapılandırılması gerektiğini” söyleyenler şimdi sustular.

Ordunun gerçek bir ordu olması değil, AKP’nin iktidarını kabul etmesi yetti onlara.

Hâlbuki ordunun mutlaka yeniden yapılandırılması gerektiği gerçeği apaçık duruyor ortada.

Orduyu arkasına saklandığı sır perdesinin önüne çıkartacak hiçbir önlem almadıkları gibi, siyasi iktidar Meclis’ten geçirdiği yasalarla orduyu daha kalın perdelerin arkasına sakladı.

Meclis tarafından denetlenmeyen, yaptığı hataların bedelini ödemeyen, halkına hesap vermeyen bir ordu çürür, orduyu diri tutacak olan sürekli gözetim altında olduğunu bilmesidir.

Siyasi konjonktüre göre bazen vahşi bir “laikçiliği”, bazen de “ben oruçluyum” diye bağıran dindarlığı gösterişçi bir şekilde ortaya sermek, iyi asker olmaya yetmiyor.

İyi asker olmak için önce disiplinli olmak gerekiyor.

İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma bombaları cephaneliklerde infilak ettirip çocukları öldürmemek gerekiyor.

Beytüşşebap’ta kasabanın tek köprüsünü bomboş bırakmadan gerektiği gibi koruyup, on askerini baskında kaybetmemek gerekiyor.

Kendi dağına bayrak asmakla övünmemek gerekiyor.

Uludere katliamından sonra Genelkurmay Başkanı’na “teşekkür etmeyen” bir başbakan, Afyon’da cephanelik patladıktan sonra valilikte hediye kabul töreni yapmayan Genelkurmay Başkanı gerekiyor.

Ortadoğu’nun karmakarışık olduğu ve daha da karışması ihtimalinin büyüdüğü günümüzde Türkiye’yi savaştan koruyacak olan en büyük etkenlerden biri aslında “ordusunun caydırıcılığıdır”, saldırmayı aklından geçirenleri “o orduyla savaşa girmek iyi fikir değil” dedirtecek bir ordu gerekir.

Ama öyle bir ordu yok.

Düşmana ihtiyaç duymadan kendi cephaneliğini patlatan ve gerçekleri saklayan bir ordu var.

Bunu düzeltmeyi isteyen kimse de yok artık.

Generaller oruç tutuyor ya, bu yetiyor bizim siyasetçilere.


EMRE AKÖZ'E GÖRE ÖZEL NEDEN YILIN EN BAŞARISIZ BÜROKRATI? AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]
Sabah yazarı Emre Aköz de bugünkü Özel'i eleştiri yağmuruna tuttu. Yılın en başarısız bürokratı ilan ettiği yazısında yazar, gerekçelerini de 4 maddede sıraladı. 

(...)1) Uludere'de, PKK militanı sanılan 34 köylü, uçaklarca bombalanarak imha edildi...
Bu hatanın sorumlusunu bulmak, aslında saatlerle ölçülecek bir işti... Ancak Necdet Özel sorumluları ortaya çıkarmamayı tercih etti... Onun yerine olayı bürokratik süreçlere teslim ederek, küllenmesini bekledi... 
2) Suriye civarında bir askeri çağımız düştü. Bu konuda yapılan açıklamalarda hep bir tuhaflık vardı. Neticede 22 Haziran'dan bu yana iki buçuk ay geçti, kamuoyu uçağın tam olarak nerede ve nasıl düştüğünü, vurulduysa neyle vurulduğunu öğrenemedi. 
3) Dile kolay: Afyon'daki patlamada 25 asker şehit oldu. Sabotaj değilse bile ağır ihmal olduğu belli. 
4) Tabii bir de PKK saldırıları var... Militanlar düpedüz askeri birimlere saldırıyor.
Kasabaları ele geçirmeye kalkışıyorlar. Birçok militan öldürülüyor ama TSK de, şehit ve yaralı olarak çok zayiat veriyor. Millet burnundan solur hale geldi.
Eğer bu olaylar bir Batı demokrasisinde meydana gelseydi, GK Başkanı çoktan görevden alınırdı. Bırakın diğerlerini, sadece Uludere yeterdi kurumsal sorumluOrg.Özel'in evine gönderilmesi için...
Ancak Başbakan Erdoğan'ın, halk arasında, "Ben adamımı yedirmem" diye ifade edilen bir huyu var: Özel'i, (CB Gül ile birlikte) kendi göreve getirdiği için, hatalara göz yumuyor.
Kökeni çocukluğuna uzanan bu tavrını, 1990'larda pekiştirdiğini sanıyorum. O dönemde, bilhassa Aydın Doğan medyası ile Kemalist bürokrasinin el ele vererek adam yemesini Erdoğan yaşayarak gördü.
Şimdi atamasını yaptığı bir kişi eleştirildiğinde, hatta düpedüz çuvalladığında, değil görevden almak, koruma kalkanını iyice güçlendiriyor.

AFYON VALİLİLİĞİ ZİYARETLE İLGİLİ ŞU AÇIKLAMAYI YAPMIŞTI? AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA

[PAGE] 

"Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, mühimmat deposundaki patlamayla ilgili incelemelerde bulunmak üzere Afyonkarahisar'a geldi.
Afyonkarahisar’a askeri uçakla inen Orgeneral Özel, Vali İrfan Balkanlıoğlu, Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, Jandarma Komutanı J.Kd. Albay Okçin Akşit ve Emniyet Müdürü İsmail Türkmenli tarafından karşılandı.

05 Eylül 2012 tarihinde Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığına bağlı Afyonkarahisar Mühimmat Depo Komutanlığında meydana gelen patlama ve 25 askeri personelin Şehit olması olayının meydana geldiği olay yerinde incelemelerde bulunan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası'nda yaklaşık 2 saat incelemelerde bulundu.

Orgeneral Özel, incelemenin ardından Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu’nu makamında ziyaret etti.

Makam girişinde Valilik Şeref defterini imzalayan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Vali İrfan Balkanlıoğlu’nu ziyaretinin anısına Genel Kurmay Başkanlığının bir plaketini takdim etti.

Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanı Korgeneral Adem Huduti, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Mühimmat Depo Komutanı Tuğgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Konya Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Şafak Karakoç’un da hazır bulunduğu ziyarette, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, elim olay sonucu hayatını kaybeden Askeri Personellerin ailelerine, yakınlarına, silah arkadaşlarına ve tüm Türk Milletine başsağlığı ve sabırlar temennisinde bulundu. Olayda yaralanan askeri ve sivillerede acil şifalar dileyen Orgeneral Özel, Vali Balkanlıoğlu’ndan çalışmalar hakkında bilgiler aldı.

Karşılıklı bilgi alış verişinin yapıldığı ziyarette Vali Balkanlıoğlu, Afyonkarahisar hakkında bilgiler verdiği Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e ziyaretinin anısına Afyon mermerinden yapılmış bir satranç takımı, el dokuması Bayat kilimi ve üzerinde Kurtuluş Savaşının simgelerinden olan Utku Anıtı figürünün bulunduğu plaket takdim etti."