BIST 10.153
DOLAR 32,39
EURO 34,79
ALTIN 2.403,47
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Allahın Kızlarına takipsizlik

Savcının takipsizlik kararına rağmen "Nedim Gürsel"in endişesi ne?

Abone ol

Nedim Gürsel kararı şöyle değerlendirdi: “Fanatik dinciler, kitabın yasaklanmasını da talep ediyorlardı. Dosyada o da vardı. Tam tersini elde ettiler. Yani kitap yasaklanmadı, yazarı hakkında açılan soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Bu arada kitap yeniden basıldı. 20 bin satış rakamına ulaşmıştı, 3 bin adet daha basıldı. Ve yeniden en çok satan kitaplar listesine girdi.” Gürsel takipsizlik kararına sevinmekle birlikte, “Bu yazarı madem ki yasalar cezalandırmıyor, biz cezalandıralım gibi bir eğilime inşallah girmezler. Öyle bir endişem de var” sözleriyle endişesini dile getirdi.

OLUMSUZ TEPKİ GÖSTERENLERİN HİÇBİRİ ROMANI OKUMAMIŞLARDI
romanıyla ilgili şikayet üzerine Temmuz ayında Şişli Cumhuriyet Savcılığı’nca T.C.K’nın 216. maddesi gereği soruşturma başlatılmıştı. Yazar Nedim Gürsel, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan soruşturma açılmasının ardından yaptığımız görüşmede duygularını, “Bu konudan üzüntü duydum ve şaşırdım. Türkiye’de bu konuda çok yol alındığını zannediyordum... Şimdi kafamda bir soru işareti uyandı. Çünkü din de eleştirilebilir. Böyle bir özgürlüğümüz var. Teokratik bir devlette yaşamıyoruz, laik bir cumhuriyette yaşıyoruz. Ancak Allah’ın Kızları’nın amacı dini eleştirmek değildi” sözleriyle dile getirmişti.

Nedim Gürsel takipsizlik kararının ardından yaptığı açıklamada:

“Olumsuz tepki gösterenlerin hiçbiri romanı okumamışlardı. Allah’ın Kızları adına takılarak tepkilerini dile getirdiler. Bazıları suçlamanın ötesinde tehdide kadar varan tepkilerdi. Ben de birkaç yerde Hz. Muhammed’in Hira dağında Cebrail’e yaklaştığında Cebrail’in ona söylediğini söyledim: ‘İkra’, yani ‘Oku’ diyor Peygamber’e. ‘Önce okuyun sonra tepki gösterin’ dedim ama fazla bir yarar sağlamadı. Çünkü dinci basında ‘Küstah yazara dersi verilmeli’ gibi sert yazılar çıktı.”

SAVCIDAN KİTABI OKUMASINI RİCA ETTİM
“Henüz okumamıştı. Ben sözlü ifade ile yetinmeyerek ayrıntılı yazılı bir ifade verdim; dört sayfalık uzun bir metin. Ve savcıdan da kitabı okumasını rica ettim. Umuyorum bu arada kitabı okumuştur ve takipsizlik kararı vermesinde etkili olmuştur.

SANSÜRCÜLER AMACINA ULAŞAMADI
“Fanatik dinciler, kitabın yasaklanmasını da talep ediyorlardı. Dosyada o da vardı. Tam tersini elde ettiler. Yani kitap yasaklanmadı, yazarı hakkında açılan soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Bu arada kitap yeniden basıldı. 20 bin satış rakamına ulaşmıştı, 3 bin adet daha basıldı. Ve yeniden ‘çok satan kitaplar’ listesine girdi. Buradan şu sonucu çıkarıyorum. Bu da olumlu. Hem kitap daha fazla duyuldu, hem de sansürcüler hoşgörüsü olmayan insanlar amaçlarına ulaşamadı. Tam tersi bir sonuç aldılar.

216. MADDE DE BU VESİLEYLE BELKİ TEKRAR TARTIŞILIR
“Bu yazarı madem ki yasalar cezalandırmıyor, biz cezalandıralım gibi bir eğilime inşallah girmezler. Öyle bir endişem de var. Vakit gazetesinde çıkan yazı çok saldırgan ve hedef gösteren bir yazıydı. Bu ülkede yasalar var ve TCK: 216. madde alenen dinsel değerleri aşağılayan kişilerin 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını öngörüyor. 216. madde de bu vesileyle belki tekrar tartışılır ve başka bir ifadeyle ceza yasasında yer alır. Çünkü laik bir Türkiye’de böyle bir maddenin olması açıkça beni şaşırttı. Ben tabii bilmiyordum. Allah’ın Kızları hakkında soruşturma açıldıktan sonra böyle bir maddenin varlığından haberdar oldum.”

Gürsel, yerli ve yabancı basında yer alan haberlerin takipsizlik kararı verilmesinde etkili olduğunu düşünüyor.

BASINDA ÇIKAN YAZILAR CAYDIRICI BİR ROL OYNADI
“Bir yazar, romanı için AB’ye aday bir ülke olan Türkiye’de soruşturmaya uğramamalıydı. Ne var ki, düşünme özgürlüğünün sınırları burada ortaya çıkıyor. Tabii ki savcının takipsizlik kararı vermesi çok olumlu. Bunda basının da kesin, önemli bir rolu oldu. Çünkü biz mahkemenin açılacağını tahmin ediyorduk. Basın destek çıktı, özellikle bazı köşe yazarları; Engin Ardıç, Hasan Cemal, Derya Sazak gibi... Beni destekler nitelikte yazılar yayınladıkları için sanıyorum caydırıcı bir rol oynadı bunlar. Onların desteği ve özellikle yabancı gazetelerin desteği, Le Monde, El Pais, Liberation’da çıkan yazılar sayesinde umarım bu iş bir dava açılmadan sonuçlanır.”

Yazar, Allah’ın Kızları’yla ilgili soruşturma açılmasının üzerinde baskı yaratıp yaratmadığı sorusunu şöyle yanıtlıyor:

AKILCI DÜŞÜNCE DİNİ ELEŞTİREBİLİR
Açıkçası baskı hissettim. Hissetmedim desem doğru olmaz. Ne yazık ki Türkiye’de bazı tabular var. Tabii din de bu tabulardan biri. Oysa akılcı düşünce, dini eleştirebilir. Bu aydınlanma çağında, 18. Yüzyıl’da, Fransa’da başlamış bir şey. Biz hala bunu kesinlikle kendi hayatımızda hoşgörüyle karşılayamıyoruz. Tabii Allah’ın Kızları’nın meselesi dini eleştirmek değil. İslam’ın doğuşunu anlatmak ve inancı sorgulamak. İslam’a hem içten bir bakış hem dıştan bir bakış. Beni ilgilendiren aslında bu yapıyı kurabilmek ve İslam’ın doğuşunu anlatmaktı.
(ntvmsnbc)