Alanya /Mahmutlar’da sosyal yaşam!... (2)

Bizim insanımızda, tatil deyince çok farklı bir durum söz konusu oluyor.

 Gençler kendilerine bakmakta sorunlular;

Yeterince uykularını almıyorlar. Sabaha kadar oturup, gündüz uyumak “in”
Düzenli ve iyi beslenmiyorlar. Abur-cubur “in”
Alkol ve kafein tüketimini sınırlı tutmuyorlar, alkolsuz tatil olmaz diyorlar. Ayık gezmek “aut”
Spor yapmıyorlar. Yabancılar sabah 6.00 da koşmaya-denize girmeye başlıyorlar.

Rezidanslar birbirinin önünü/ rüzgarını kapatarak yükselmeye devam ediyor. (Gecekondular ne kadar birbirine saygılıymış, birbirinin önünü hiç örtmezlerdi)
Yazlıkçılar,  kuralsızlığı egemen, kılmak istiyorlar.

Sitede bir dairesi olan siteye hükmetmeye çalışıyor.

Sitelerde birbirine hava atmak(in)

Kışlıklarda yapamadıklarını burada yapmaya çalışmak(in)
Genel kurullarda bilip bilmeden konuşmak, ortalığı karıştırmak (in)

Gelelim Alanya/ Mahmutlar’daki  sosyal yaşama;

                Alanya’yı  2015’te   -bu sene azalmışta olsa- Ruslar işgal etmiş durumda.

Her taraf sarışın mavi gözlü, uzun boylu, 1-3 çocuklu Rus annelerle; uzun boylu, göbekli, sakalsız/bıyıksız Rus babalarla  dolu. Ruslar ailece gelip 15 gün kalıyor, sonra eşlerini çocuklarla bırakıp gidiyorlar. Bu, sözde çapkın erkeklerimizin iştahını kabartıyor.

Bizim gençler dizilerin kopyası durumundalar. (Özellikle muhteşem yüzyıl)

Çok az Rusça bilen erkeklerimiz bu kadınların peşinde geziyorlar.”Yabancılar Türk erkeklerine bayılıyorlar, onlar için geliyorlar” efsanesi ve “magazin basının uydurma haberleri” bir tülü yok edilemedi. Ülkemizde, yanlarında çocuk olan ailelere  (annelere) korumacı gözle bakılırken, burada maalesef Rus annelere yanaşmak için çocuklar kullanılıyor.

Rus kadınlar; iskelede, plajda, pazarda, banklarda  v.b.sürekli  göz hapsindeler.

                Elbette her milletten seks amaçlı gelenler olması doğal. Bu asırlardır bir kazanç kapısı. Animasyon yapanlar ve otel çalışanları bu konuda önde/şanslı  görülüyorlar.

Ayrıca; yaz-sıcak-içki-çıplaklık, yaz aşkları yaşamak, rahatlık v.b. hormonları/ içgüdüleri tetikliyor.

Yerlilerde  de içki (bira) ve sigara kullanımı yüksek.

Geceleri diskoların önünde biriken erkekler sarhoş olmuş turist  kadınları beklemeye devam ediyorlar.

Her yabancının bir pazar/alışveriş çantası var, markete bile çanta ile gidiyor ve naylon torba almıyorlar. Böylece “terlemeden yorulmadan, of çekmeden, öldüm bittim demeden” işlerini bitiriyorlar. Bunların tersini yapanları görürseniz mutlaka bizimkilerdir. Yabancılar, fişleri mutlaka alıyor ve kontrol ediyorlar.

Alanya’da doğudan gelen; ayrılmış/sorunlu aileler, borcu olanlar, kaçaklar çok sayıda.

Alanya; yaşamada, trafikte/ucuzlukta v.b.özgürlükler ülkesi…

Mahmutlar’da hız belirten trafik levhası, hız kesici bariyer  bulunmuyor. O nedenle Bağdat Caddesi gibi, gaza basanlar çoğunlukta.

Alanya ve Mahmutlar’da  “ama”lar için yürüme bantları mevcut.

Mahmutlar’da motorlar bol, 1-2-3 hatta 4 kişi, kasksız -kaza geçirinceye kadar- sorumsuzca geziyorlar.

Suriyelilerin de gelmeye başlaması ile hırsızlık olaylarının arttığı söyleniyor, her yerde olduğu gibi Suriyelilerin kamp dışına neden bırakıldıkları soruluyor ve istenmiyorlar… 

Plajlarda bırakılan çöpler -tamamiyle- yerli halkın/yazlıkçıların –geleneksel- alışkanlığı.

Kıyılarda yapılan seyir teraslarındaki kabuk çekirdekleri bizimkilerin başarısı.

Alanya’nın en popüler yeri pazarlar. Köylülerin gözü açılmış, hesabı kitabı iyi biliyorlar. Üzümde rekor üretim bekliyorlar, ama limon rekorda 9 Tl.  patates 1.5-2 TL., köy biberi 1-1.5 Tl, karpuz 500-650 kuruş. Bu sene marketler zaman zaman daha ucuza sebze-meyve verebiliyorlar. Marketler 23.00’e kadar açık.

Mahmutlar çok hızlı (inşaat olarak) geliştiği için firmalar geleceği görüyorlar,  2  Migros, 7 Şok, 4 Bim, 4 A 101 var.

Oba bölgesinde; Koçtaş, Metro, Kiler çok önce açılmıştı. Alanyum AVM ilgi odağı, sinema olması avantajı. Kışın sıkılınca gidilecek tek yer sinemalar.

Mahmutlar’da;  Burger King, Robert Kafe, Simit Saray, Sütçü İmam, Lider Restoran  bu sene hizmete girdi.

Sadece Zirarat Bankası olan Mahmutlarda; Akbank, İş, Denizbank, Yapı Kredi, Finansbank, TEB açılmış durumda, her bankanın ATM leri mevcut.

Tarihi eski olan; Garibin Yeri, Hancı Pastanesi, Şafak Pastanesi merkezde hizmete devam ediyor.

Mahmutlar, Alanya’nın merkezine göre daha serin.

Alanya Kalesi’nin arkasından güneş batımını izlemek mükemmel.

Alanya’da yağmur bir fırtına ile  geliyor, bastırıyor, korkutuyor, 15’ sonra güneş açıyor.

Alanya kışın sessiz ve  sakin, bazılarının deyişi ile sıkıcı.                                                                   

Yerli kadınlar kilolu, çoğunlukla uzun etek veya desenli şalvar giyiyorlar, başlarına da eşarp bağlıyorlar, denize girmiyorlar, eşleri uyurken dükkanları bekliyorlar.

Yöresel dil çok hızlı ve kelimeleri yutuyorlar, anlamak bazen zorlaşıyor.

Yerli kadınların en büyük şikayeti kocalarının Rus kadınlarının peşinde olmaları, evi terk etmeleri, kaçamak yapmaları.

Aralarında en çok konuşulan eşlerinin kaçamakları; “Bizde de aynısı var, ne istiyorlarsa yapıyoruz, ne buluyorlar yabancılarda” en çok duyulan kelimeler. Buradan bir çok roman çıkar.

Akşamları ailece tur atılıyor, -kocalarını bulurlarsa- dondurma yeniyor.

Yerliler genellikle denize girmiyorlar. Sadece Pazar günleri denize iniyorlar. Denizin tadını çocuklar çıkarıyor, ancak çok saygısızlar, küfürlü konuşmaları rahatsızlık veriyor.

Gençler için iş ortamı, yaz boyu açık olan oteller ve yeni açılan marketler. Otel kapanınca iş de bitiyor. Dolayısıyla primleri az yatıyor ve emekli olamıyorlar.

Üniversiteliler için ucuz ve rahat bir yer. Kalacak sorunları yok rezidanslar onları bekliyor.

Kışın ve yazın en fazla 2 ay klima kullanılıyor, palto-kazak-bot derdi yok, emekliler için cennet bir yer sayılır.

Esnaf şort, kısa bluz giymiyor. Pantolon, gömlek, ayakkabı yaz boyunca devam ediyor. Şoförlerin yaz-kış giysileri aynı.

Ortaokul/lise dönemi kız-erkek çocuklarının küfürlü konuşmaları da ayrı bir sosyolojik vaka.

Mahmutlar halkına –belediye iken dağıtılan-  ramazan paketi verilmemesi de sorun olmuş.

Mahmutlar’da yeni açılmış –mesela Rüya Tepesi- yerlerde  hizmet sıfır ama, denizi/manzarayı  satıyorlar. Sabah kahvaltısında hazır  tereyağı, reçeli v.b., soğuk kızarmış patatesler, çok kötü menemen v.b. ile bir kez gideni bir daha getirtmemeye  çalışıyorlar. Ancak Kestel Dim Mağarası yolundaki kahvaltı yeri mükemmel.

Zaten –esnafa çok iyi para bırakan- Almanlar, İngilizler, Hollandalılar, Danimarkalılar  bu nedenlerle Alanya’dan çekildiler. İngilizler artık dubleks (2.5 katlı) villalarla Fethiye’yi mesken yapmışlar.

Genel  inşaat anlayışı burada da geçerli: Binaların altına dükkan yapmak. Ancak, dükkanlar yola bakıyorsa sorun yok, öyle yada böyle çalışıyor. Ama, sakinler güvenlik için kapıların kapalı olmasını, cip le açılmasını istiyorlar. Yoksa deniz kenarındaki siteler geçiş yolları olarak kullanılıyor. Site  içindeki yazlıkçıların alışverişi ile dükkanlar  dönmüyor. Dolayısıyla, site içindeki dükkanlar atıl kalmış vaziyette. Bu durumda  dükkanların hepsi boş kalıyor, eve çevirmeye çalışıyorlar, şikayet edilince yıkılıyor.

Ayrıca, yola bakan sitelerdeki dükkanların genişlemede sınırları yok. Bütün bahçeyi, kenarları, oyun alanlarını kaplıyorlar, sitenin önüne demir istemiyorlar, merdivenlerle önlerinin açılmasını istiyorlar. Kısaca dükkan otuz metrekare ama kapladığı alan 100 metrekare olabiliyor. Yapılmazsa siteye belediye tarafından ceza kesiliyor. Sitenin bu durumda duvarları, kapıları geri çekiliyor. Tapulu yerler dükkanlara terk ediliyor. Çok yanlış olan bu uygulama, site sakinlerinin itirazına rağmen resmi kanallarla devam ettiriliyor.

Alanyalılar siyasilere kırgın; “sınır ötesi yanlış politikalardan, Suriye-Mısır-Rabia v.b. bıkmış, kendi ülkemizin ve halkımızın sorunlarıyla uğraşsınlar, siftah yapamıyoruz” diyorlar.

Bayram dolayısı ile şirketler –tam sayfa- ilan verdiler. Bu güçlü kişilerin parti farkı gözetmeden Mahmutlar için çalışması gerek.

Meclis üyeleri de  büyük resimleri ile vatandaşların bayramını kutladılar....

Ama; siteleri, esnafı ziyaret edip dert soran yok bir meclis üyesi yok!

Rezidanslarda, sitelerde, villalarda yaşamak  güzel de, “birlikte yaşama  kültürünü” ne zaman öğrenilecek merak ediyoruz?..

Mahmutlar yozlaşmadan –kalıcı olabilir- gerekli önlem alınmasını bekliyoruz.

Mahmutlar; “öyle veya böyle kabuğuna sığmaz bir hale geldi, ilçe olmakla sorunları çözülecektir” diyenlere katılıyoruz.

               DEVLETTE PARA BOL MU!?: Öğrenci başına, 2 bin 680 TL ile 3 bin 750 TL arasında destek verilecek. Maliye ve  bakanlıklarının konuya ilişkin tebliği dün Resmi Gazete’de yayımlandı.  Buna göre, okul öncesi eğitim kurumlarındaki 20 bin öğrenciye 2 bin 680 lira, özel ilkokuldaki 50 bin öğrenciye 3 bin 220 lira, özel ortaokuldaki 50 bin öğrenciye 3 bin 750 lira, özel lise ve temel lisedeki 110 bin öğrenciye lise için 3 bin 750 lira dershaneden a dönüşen temel liseler için 3 bin 220 lira destek verilecek. Bu yıl ilk kez destekten yararlanacak öğrenci sayısı 230 bin olarak belirlendi. Böylece yeni eğitim-öğretim yılında, önceki yıllardakiler de dahil olmak üzere toplam 350 bin öğrenciye destek verilecek.(Basından)

AY: Dershanelerin  kapatılması ve özel okullara dönüştürülmesi için verilen mücadelede genel kabul şunlar; devlet çok büyük maddi kayba uğradı, Gülen okulları ile ilgisi olmayan bir çok dershane mağdur oldu, şimdi kurulan Temel liselere kimse değer vermiyor,  dershane öğretmenleri ortada bırakıldı, dershane öğretmenlerinin sigorta sorunları çözülmedi, MEB’in yayınladığı bir çok yönetmelik iptal edildi, öğretmenine zam yapmayan devlet öğrenci başına yüzlerce TL yi sokağa attı, şimdide dershane yerine kurs demek için uğraşılıyor” O nedenle gerçekleri kabul edip, artık bazı yanlışlardan dönülmesinde yarar var. Para dağıtmakla bu işin çözülmesi çok zor…Devlette para bol galiba, ancak  neden memurlar göremiyor?..

Son haber: “Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) günlerdir beklenen, dershanelerin özel okullara dönüşmesine ilişkin yasayı iptali ile ilgili gerekçeli kararı nihayet açıklandı. Karara göre ‘devletin yasal statüye kavuşturduğu’ dershaneleri kapatmak kişilerin sınavlara hazırlık için okul dışı özel kurumlardan eğitim desteği alma hakkını ortadan kaldırıyor. Bu ise eğitim-öğretim hakkının ihlal edilmesi anlamına geliyor. AYM ayrıca mahkemenin dershaneleri yasaklamasının da “özel teşebbüs özgürlüğünü” ortadan kaldırma anlamı taşıdığına karar verdi. Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), hukuk müşavirliğiyle bundan sonra nasıl bir yol haritası izleneceğine ilişkin çalışmaya başladıklarını belirtti. Önümüzdeki hafta başında da sektör temsilcileriyle buluşularak bu yol haritası tartışılacak…..” ()